04-16-2009
|
#1
|
GöKKuŞaĞı
|
Bir Tarih, Bir Kıssa, Bin Hisse!
Osmanlı asırlarında yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, suiistimal gibi suçlar yaygın değildi Böyle şeylerin konuşulması halkı dehşete düşürür, “Batacağız yahu, ne günlere kaldık!” dedirtirdi
Nadir rastlandığı içindir ki, küçük bir yolsuzluk hareketi asırları aşarak “ibret tablosu” gibi günümüze gelebilmiştir
Daha önce de yazdığımı hatırlıyorum ya, gelin bir hafıza tazeleyelim  
Mevsim yaza devrilirken, Vezir Paşa köşkün her işine koşan kâhyasını çağırdı ve “Bir iyi usta bulup bizim emektar kayığı elden geçirin Kalafatlayıp, ziftleyin Yaz geliyor, denize açıldıkta batıp ele-güne rüsvay olmayalım ”
“Hallederiz Paşa Hazretleri” diyerek temenna etmiş, Kâhya
Yahya isimli bir ziftçi ustası bulmuş Birkaç gün içinde Vezir Paşa’nın teknesini kalafat edip ziftlemişler  
Kâhya almış yanına Yahya Usta’yı, varmış Vezir’in huzuruna, vermiş müjdeyi:
“Kayığınız hazır Paşa Hazretleri, ne zaman isterseniz Kâğıthane’de tenezzühe (geziye) çıkabilirsiniz ”
Vezir Paşa memnun memnun sormuş:
“Aferin köftehor! Peki bu iş bize kaça patladı?”
“On altına Devletlüm, benim hizmetim de cabası  ”
İstenen yüksek ücret Paşa Hazretleri’ni yerinden zıplatmış:
“Ne! Ben bu kadar parayla neredeyse Osmanlı donanmasını ziftletirim ”
“Ama öyle” diye ürkek ürkek karşılık vermiş Kâhya, “İnanmazsanız Yahya Usta’ya sorun  ”
Vezir hem kızmış, hem de kuşkulanmış Yahya Usta’ya dönmüş:
“Kâhya’nın söyledikleri doğru mu? Yani bu kadar paraya sadece bir kayık mı ziftlendi?”
Oldukça korkup ürken, korkup ürktüğü için de baklayı ağzından çıkarmak zorunda kalan Yahya Usta, gözlerini mahçup mahçup kırpıştırarak gerçeği mırıldanmış:
“Bir miktar da Kâhya kulunuzla Yahya kulunuz ziftlendik Devletlüm!”
O gün bugündür, başkasının parasını yemenin adı “ziftlenmek” olarak kaldı
•
Bu seçimde en çok dikkatimi CHP’nin İstanbul adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aldığı oylar çekti
Geriye ne kaldı peki?
Ondan aklımda kala kala, bazı kâğıtları “yolsuzluk” söylemi eşliğinde sallayan sakin, mütebessim çehreli bir adam kaldı  
Çünkü mevcutları yineleme dışında özgün hiçbir projesi yoktu
Hangi radyoya, hangi televizyona çıksa, nerede bir röportaj verse, ne olduğu belirsiz kâğıtları sallayıp “yolsuzluktan” söz ediyordu
Tutmadı belki, ama ciddi izler bıraktı
Bu kampanya, muhalefetin “yolsuzluk” söylemi üzerine oturdu Başbakan’ın ve bazı bakanların çocuklarının isimlerinin “yolsuzluk”la anılması mideyi bulandırdı
Seçmen inanmasa da kuşkulandı
“Belgeleri savcılara ver” söylemi temize çıkmak için yetmedi
Yetmez, çünkü biz bu iktidarın başını ve yanındakileri “beyaz giysili” olarak algıladık Öyle gördük, öyle inandık  
Beyaz giysiye sıçrayan bulanık bir damlacığın bile iz bırakması kaçınılmazdır
Hz Ömer’in halifelik günlerinden size bir “kıssa” nakledeceğim İş bu kıssa ne demek istediğimi bence çok iyi açıklıyor
•
Kıtlık yıllarıydı  
Hz Ömer dolaşırken, fevkalâde semiz bir deve gördü Çobanı çağırıp sordu:
“Bu semiz devenin sahibi kim?”
Çoban, “Oğlunuz Abdullah” deyince can evinden vurulmuşa döndü Çünkü o Ömer’di, adâlet timsali Ömer! Öyle ki, yönettiği insanlar ondan bir metre fazla kumaşın hesabını sorabiliyorlardı
Oğlu Abdullah’ı buldu:
“En semiz deve seninmiş oğlum, diğerleri bir deri bir kemik, bu nasıl oldu?”
Abdullah makul ve mantıklı gerekçeler sıralamaya başlayınca Hz Ömer bir el hareketiyle oğlunu susturdu:
“Sus ey Abdullah! İşin aslını ben sana anlatayım: Halifenin oğlunun devesidir diye en iyi otları senin devene yedirdiler, en besleyici otların yeşerdiği bölgeyi senin devene ayırdılar Sadece senin devene çok iyi baktılar Şimdi bu deveyi al, sat, ana parayı ayır, kârını hemen bana getir, Beytü'l-Mal'e (devlet hazinesine) devredelim Çünkü halife unvanı devletindir Devletin unvanı ile kazanılan para da devlete aittir Aksi halde nüfuz ticareti yapmış oluruz Bu da bir nevi helal malı harama dönüştürür ”
“Kıssa” bu kadar İsteyen “hisse”sini alır
Yavuz Bahadıroğlu / Vakit
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|
|