Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Maden ve Elementler • Bakır • Altın

Eski 04-15-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Maden ve Elementler • Bakır • Altın



Maden ve Elementler • Alüminyum•Radyum•Baryum•Uranyum


Alüminyum


Yoğunluğu 2,7 olan hafif maden Aynı hacimde demirden üç kat daha hafiftir 660 derecede erir

Alüminyum, boksit denilen bir maden filizinden çıkartılır Boksit adı, 1821'de bu filizin ilk bulunduğu yerin adından gelir (Fransa'da Provence iline bağlı Baux [Bo] köyü) Boksit, içinde biraz demir bulunduğu için kırmızı, daha doğrusu pas rengindedir

Boksitten elektroliz adı verilen bir yöntemle alüminyum elde edilir; bu yöntem çok fazla elektriğe ihtiyaç gösterir; bir ton alüminyum elde etmek için 17 000 kw/saat elektrik gerekir Bu nedenle alüminyum özellikle ABD, Kanada, SSCB, Japonya ve Fransa gibi önemli elektrik kaynaklarına sahip ülkelerde üretilir

Alüminyum üretimi hızla gelişmektedir: 1945'ten beri hemen hemen her 8 yılda bir üretim iki katına çıkar

Alüminyum, demirden sonra en çok kullanılan madendir, çünkü sanayi açısından pek ilgi çekici özelliklere sahiptir: hafiftir, ısıyı ve elektriği iyi iletir, atmosfer aşındırmasına karsı dayanıklıdır Bununla birlikte, saf alüminyum birçok yerde kullanılamayacak kadar yumuşak olduğundan, «hafif alaşımlar» denilen birçok alaşımda, silisyum ile, magnezyum ile, bakır ile karıştırılır Hafif oldukları için bu alaşımlar hafif malzemeyi gerektiren her yerde, özellikle uçak ve otomobil yapımında çok kullanılır (kullanılan alaşıma Dür alimin denir)

Alüminyumdan en fazla otomobil yapımında yararlanılır; hafif olduğu için piston, karterler ve karoserlerde, iletken olduğu için blok silindir ve üst kapaklarda, süsleme amacıyla far ve ayna çerçevelerinde, kapı kollan vb yerlerde çok kullanılır Alüminyum veya hafif alaşımlar bina yapımında, elektrikli araçlarda, kap-kacak yapımında vb yerlerde kullanılır Alüminyum oksit başka doğal kimyasal elementlerle karıştırılınca safir ve yakuta dönüşür Aynı oksit, toz haline getirilirse zımpara olur; bu da yüzeyleri aşındırarak düzlemeğe yarar
Radyum


Beyaz, parlak, radyoaktif maden Latince, ışın anlamına «radius»tan

700 derecede eriyen ve soğukta suyu ayrıştıran radyum, çok az miktarda kullanılması gereken bir madendir Radyumu tedbir almadan kullanmak tehlikelidir, çünkü sürekli olarak içe işleyen öldürücü ışınlar çıartır; radyumun bu özelliğine radyoaktiflik denir

Radyumu karı-koca Fransız bilginleri Pierre ve Marie Curie keşfettiler 1898'de bir uranyum filizi olan pekblend üzerinde çalışırken bu madenden 900 defa daha radyoaktif bir cismin varlığını saptadılar Buna radyum adını verdiler On iki yıl sonra Marie Curie, bir ton pekblendi büyük bir sabırla işledikten sonra birkaç desigramdık saf radyum elde etmeyi başardı

Radyum, sürekli olarak atom yapısında bozunma (dönüşüm) gösteren bir maddedir Bu bozunma sırasında ışın yaydığı gibi helyum ve radon gazları da (radyoaktif gazlar) açığa çıkar Bu tepkimeden çok büyük miktarda ısı doğar: l gram radyum 340 kilo kömürün verdiği kadar enerji sağlar Kanserli hücrelerin yok edilmesinde radyumun radyoaktif ışınları kullanılır
Baryum


Gümüş renginde, yumuşak bir madendir Tabiatta daha çok, baryum sülfatı (BaSO4), baryum karbonatı (BaCO3) halinde bulunur Bileşiklerinden saf baryum elde etmek için, ya erimiş baryum klorürü ya da sıcak bir baryum klorür eriyiği elektrolize edilir Havada çok çabuk oksit haline gelir Su ile, şiddetli bir tepkime göstererek, hidrojen çıkartır; kendisi de, hidroksit halinde erir Baryumu ilk elde eden, İngiliz kimya bilgini Sır Humphrey Davy'dir (1808)

Baryum sülfatı, röntgen ışınlarını geçirmediği için, doktorlukta ve özellikle de radyolojide çok kullanılır Mide, barsak gibi, içi boş organlar, röntgen filminde pek iyi gözükmezler Bu gibi organların, yakından incelenebilmesi için, röntgen çekilmeden önce, hastalara suya karıştırılmış baryum içirilir

Baryum İnsanı Zehirleyebilir

Saf baryum, suya karıştırılınca zararsız olduğu halde, baryum tuzları, suda ya da asitlerde erimiş olarak, vücuda girerlerse, şiddetli zehirlenmelere yol açabilirler Baryum tuzlarıyla zehirlenmiş bir kimsede, kusma, ishal ve karın ağrıları görülür Halsizlik gitgide artar, şiddetli kramplar başgösterir Bu şekilde zehirlenmeleri kurtarmak için, mide yıkanmalı, hastaya kusturucu ilâçlar verilmelidir

Özellikleri

Simgesi: Ba
Yoğunluğu: 3,78
Atom No: 56
Atom ağırlığı: 137,36
Ergime noktası: 710°
Uranyum


Uranyum, 1800°C'a doğru eriyen, gümüş beyazlığında bir madendir 1789'da Alman kimyacısı Martin Klaproth (1743-1817), pekblend denilen bir maden filizi içinde oksit halinde (uran) bulunan uranyumun varlığını keşfetti Uranyumun, çoğu sarı ya da yeşil renkte pek çok oksidi ve tuzu vardır Fransız kimyacısı Henri Becquerel (1852-1908) uranyumu inceleyerek 1896 yılında radyoaktiflik olayını ortaya çıkardı ve ondan iki yıl sonra '''radyumu bulan Marie Curie bu olaya radyoaktiflik adını verdi

Doğal uranyum, üç izutop'un, yani atomlarının kütlesi ve radyoaktiflik dereceleri bakımından aralarında bazı küçük farklar bulunan birbirine benzer üç kimyasal elementin karışımıdır Nötronlarla "bombardıman edilen" uranyum 235 izotopu fisyon'a uğrar, yani çekirdeği kütlece eşit iki parçaya bölünür, uranyum 238 izotopu ise plütonyıım'a dönüşür

Nükleer enerji üretiminin (nükleer reaktörler ve piller, atom bombalan) temel hammaddesi olan uranyum ABD'de, Kanada'da ve Güney Afrika'da boldur Bazı santralları beslemek için uranyumu "zenginleştirmek" gerekir; bu amaçla izotop ayırımı'na başvurarak madenin bileşimindeki en radyoaktif izotopların yüzde oranı arttırılır

Alıntı Yaparak Cevapla