04-09-2009
|
#1
|
|
yesimciwciw
|
Karanlık Hüzünler
Hayatın oynadığı oyunların içinde, bir ebe olarak sallanma sırası bana geldiğinde, büyümüştüm ve büyü bozulmuştu
Dahası, hava bulutluydu ve ben tanıdığım en yağmur yüklü buluttum İnceden inceye hüzün yağıyordu yüreğimden
Bildik tüm insanlar yabancı, hoşuma giden tüm tatlar tadını yitirmiş, tanıdık tüm sesler sessizdi Sevdiğim tüm şarkıların sözlerini unutmuştum Çiçekler kokmaz, renkler görülmezdi Tebessüm ise, yırtık bir fotoğraftaki dudakların yanaklara doğru gerilmesinden ibaretti
Belki de her şey olması gerektiği gibiydi ve yabancılaşan bendim
Dedim ya, büyümüştüm ve büyü bozulmuştu
En sesli harflerle lanet okumak istedim kendimden yitirilişime sebep olan anlarıma Anlar aldırmaksızın düşünce ve duygularıma eskiyordu Anlamsız kalacaktı bu yüzden en sesli seslerin bile dile gelmesi
Sustum
O sessizlikte, salıncağın zincirlerine dokunan bir el arzuladı en çok içim
Gecenin koyu ve ürkek tonlarına rağmen, yine de hayata tutunabilirdim zincirlere uzanan elle
Belki tüm hüzünleri savururdum bir el salıncağın zincirlerinden tutup savursa salıncağı, sallasa beni
Öyle ya 
Ebe bendim!
Sallanma sırası bana geldiğinde tüm insanlar gitmiş, parkın lambaları bile küsmüş, bir tek karanlık bana eşlik etmişti
Bu yüzden ben de karanlığa sahip çıkmaya karar verdim
Ben hüzünleri [d]ağladım,
[Kar]anlık beni [d]ağladı
Öylece eskidim gittim 
Sabah olduğunda birileri mutlaka katılırdı an[ı]larıma Lakin cenazelerin ardından ağlamak da boştur, yaşarken sarılmadıktan sonra
Ama karanlık öylesine sıkıca tuttu ki zincirlerini salıncağın;
Ben hüzünleri [d]ağladım,
[Kar]anlık beni [d]ağladı
Ağladım 
Hüzün yağdırdım yüreğimden şehre, ince ince 
__________________
|
|
|
|