Yalnız Mesajı Göster

Cevap : 16. ve 17. Yüzyıllarda Türk Çalgıları

Eski 04-07-2009   #5
[KAPLAN]
Varsayılan

Cevap : 16. ve 17. Yüzyıllarda Türk Çalgıları



YAYLI ÇALGILAR
ØIklık (Iklığ)
Mısırlı Mansûr-i Reşîdî tarafından télif edildiği, Arabistan ve Türkistan diyãrında revaçta olduğu, Rumların asla kullanmadığı, Kemençe gibi üçer telden ibàret çok tiz perdeli “Oklu” mãnãsında küçük bir keman olduğu söylenmektedir Amasyalı Şükrullah’a göre, ayaklı ve dik çalınan iki telli bir sazdı 7 Kıyak, Gıjak, Yaylı Kopuz, Kabak Kemãne, Kemençe ve Eğit gibi ãletlerden oluşan Türk Yaylı Çalgılar ãilesinin eski bir ferdidir 14


ØKemençe
Nahçıvan’da gömülü olan Fãriyãbî’nin télif ettiği yazılıdır Farsça “yay” demek olan “keman” kelimesinden türemiştir Iklığ’a benzediği anlaşılıyor, ancak üç veya dört tellidir ve diz üstünde, tırnaklarla tellere değilerek çalınır Yunanlıların Lira, Macarların Hegedü, Bulgarların Gadulga dedikleri çalgıdır Karadeniz yöresinde ise Tırnak Kemençesi olarak anılır


ØRebab
Hz Süleyman huzurunda çalınmış ve Abdullah Fãriyãbî’den kalmış olan, ibrişimden üç telli kadim bir saz olduğu ve Hz Muhammed döneminden önce haram sayılmadığı yazılıdır Tãrihte birçok defã Iklığ ve Kemençe ile bir tutulmuştur Eskiden bir tür Uda bu ismin verildiği anlaşılıyor Günümüzde ise yayla çalınan Kemençe-vãrî bir saz olup, üç,dört, hatta beş telli türleri vardır 7,14
OYUN ÇALGILARI
ØAğız Tanburası
Lehistan’ın Danzig vilãyetinde îcãdedildiği söylenmektedir Batı’da Yahudi Arpı veya Krembalum adıyla anılan, demir gövdeli ve dilli bir çalgı olarak tãrif edilmektedir Telli tanburla alâkası yoktur Muhtemelen çocuk çalgısı olup, günümüzde bildiğimiz düdüklere benziyordu


ØFilcan (Fincan) Saz
İçlerine farklı oranlarda su doldurulmuş çini kâseler oluduğu hãlde, Hint îcãdı olduğu söyleniyor Günümüzde Halk Müziğinde kullanılmaktadır


ØKamış Mizmar
Şeyh Şüşterî tarafından gölge oyununda kullanılmak üzere télif edildiği, kamıştan dilim dilim yarılmış bir saz olduğu söyleniyor 14 yüzyılda yaşamış olan Muhammed Şüşterî’nin, Çin gölge oyununu ve muhtemelen Çin Şengi denilen bu müzik ãletini Türkiye’ye getirdiği sanılmaktadır İbn-i Gaybî, Çince adıyla Hşao-Hşeng diye bilinen bu çalgıdan Çubçik (Çıpçık-Çapçak) olarak sözetmektedir Günümüzde Karagöz oyununda kullanılan Narake adlı çalgı olabileceği düşünülmektedir İbn-i Sina’ya ait “Al-Nacat” başlıklı risãlede Mizmar kelimesine, yine kendisine ait “Danişnãme” adlı farsça eserde Nây kelimesine rastlanıyor Ayrıca “Mãfãtih ål-Ulûm” adlı bir başka eserde: “Mizmar nãy’dır” şeklinde bir ibãre bulunmaktadır




ØSafir (Islık)
Kuklabaz çalgısı olduğu anlaşılıyor İki kemik parçası arasına deri konup ağızla çalınırmış Çok muhtemelen güldürü amaçlı kullanılıyordu

ØSafîr-i Bülbül (Bülbül Islığı)
İbn-i Sînã tarafından bülbülün ötüşünü taklit etmek üzere îcãdolunduğu söyleniyor Muhtemelen ağzına düdük eklenmiş su dolu pirinç yãhut bakır bir kaptan ibãretti Kalabalık bir güruh çalgıcı tarafından kullanıldığında, ãdetã renk renk haykıran bülbül sürüsü acem yoluna düşermiş Belli ki şenliklerde ve şölenlerde, gösteriş yoluyla insanları eğlendirmede fayda sağlıyordu


ØŞãne
Arapça tarak demek olan Şãne’nin, pek muhtemelen bir kağıt ile berãber üflenerek, yãhut tırtıkları hızla çekiştirilerek ses vermesi sözkonusu olmaktadır Kuklabazların bu çalgıyı güldürü amaçlı kullandıklarını düşünmek caizdir
* * *


Evliyã Çelebi’nin, Seyahatnãme’sinde kaydettiği bütün çalgıları böylece özetlemiş bulunuyoruz Şimdi, biz bu ve günümüzde mevcut bulunan çalgılar arasından Türk Dünyãsında kullanılmış ve kullanılmakta olanları, maksatlarına göre dört kategoride toplamayı uygun görüyoruz:

Alıntı Yaparak Cevapla