GöKKuŞaĞı
|
Özlediğimiz Nesil
Özlediğimiz neslin vasıflarından, birincisi AŞK 
Dikkat edin, ihtiyar âşık olamaz Hiç gördünüz mü, genç gibi âşık bir ihtiyar? Olamaz! Kudurabilir, hırsından çatlayabilir, lâkin âşık olamaz!
Yunus Emre, Anadolu ve İslâm ruhunun ebedî genci  Ne güzel anlatıyor gence ait ıstırabı, ölüm korkusunu ve zamanın üstüne çıkma ihtiyacını, Bakınız:
"Boyandım rengine, solmazam ayruk,
          Âşıkım, ölmezem ayruk  "
Aşk  Başımıza ne geldiyse aşkımızı kaybetmekten geldi
Bütün beşeriyet için de aynı şey  Montesquieu (Monteskiyö) Roma'dan anlatan eserinde Roma'nın yıkılışı için şöyle der: "Aşklarını kaybettiler ve kaybolup gittiler!"  Buradaki aşk, dikkat edilirse sadece hakka ait aşk değildir Aşkın esası Allah'a olan aşk  Fakat bâtıla olan aşka bile, o aşkın sağladığı bir hayatiyet vardır Âşık daima kuvvvetlidir Eski Roma, bâtıl da olsa aşk sahibi olduğu devirlerde ideâl büyük nizamın en güzel örneğiydi Sonra (İmperyum Romanum) Dünya'yı avucuna alınca, artık Kartaca'dan gelen ve balı akan incirleri yattığı yerde yiyen Romalı, rehavete geçti, aşkını kaybetti Aşk ölünce derhal hayvani fakülteler harekete geçer Romalı aşkını kaybedince o dereceye düştü ki, yemek yemenin zevki adına hususî ilâçlar alıp gaseyan ediyor, tekrar yemek yiyordu Ve Roma yıkılıp gidiyordu Eski Yunan da böyle gitti, bütün gidenler böyle gittiler Allah'ın aşksız adama ve cemiyete rızası yoktur
İslâmda da böyle  Abbasîlerin sonunda aşkı pörsüyünce böyle oldu Türk, yepyeni bir aşkla temsil ettiği dinini ancak Kanunînin başına kadar sürdürebildi Aşk, yerini hikmeti kalmayan kabuk bilgilere terkedince; o da böyle bitti, bugünlere yol açıldı
Aşk, aşk, aşk! Aşk öyle bir şey ki, insan nasıl uzuvlarının rahatsızlığını hissederse aşkının eksikliğini de kısmen sezmek ve içten pörsümeye başladığı her zaman, "ben aşkımı neden kaybediyorum?" diye sormak memuriyetindedir Nerde o insan? Aşkı yerine iade için çırpınan insan!
Bizim kaba softa ve ham yobaz dediğimiz bir tip var Bu tip anlayamayan manasınadır, dinî içinden bozan manasınadır, yoksa dine pazarlıksız inanan mânasına değil  Softa, dine pazarlıksız iman mânasında kullanılırsa, o zaman softalıktan büyük derece olmadığını biliriz Bir darbımesel vardır; aşksızlık tipini en güzel ifade eder:
"Ölü gözünde yaş, imam evinde aş  "
Bu, hakikî imam değil, işi aşa dökmüş, ensesi katmer katmerdir  Din büyükleri ölümü tefekkür ediniz ve fazla yemeyiniz derler Bu, işin ince tarafı  Aşk olduğu zaman bir zıpzıp Himalâyadır, aşk olmadığı zaman Himalâya zıp zıp kadar küçülür İşte aşkımızı kaybettik ve çöküş devrimiz açıldı Biz de aşkımızı kaybedince çöküş devrine ayak bastık ve bugünedek geldik
Aşksız amel ve posa imanı da gene hiç bir mâna ifade etmez Hazret-i Hasan abdest alırken düşecek kadar sararırmış  Sapsarı kesilirmiş  Kan kalmayacak kadar, yüzünde 
Yanındakiler sorarlar:
"- Niçin bu hale geliyorsunuz?"
Cevabı:
"- Kimin huzuruna çıkmaya hazırlanıyorum, biliyor musunuz?"
İşte amel böyle olur Hazret-i Hasan'ın aldığı abdestle, Bayezid-i Bistami'nin kıldığı namazı eda edecek var mı? Namaz kılarken şeriata hürmetinden kaburga kemiklerinin çatırdadığı duyuluyor büyük Velînin 
Aşkın en güzel tablosunu velîlerden İbn-i Semnûn Hazretlerinden bir örnekle ifade edelim İbn-i Semnûn minbere çıkıyor Halka dönük, aşkı anlatmaya başlıyor Gözleri boşluğa doğru, ne yöne baktığı belli değil, büyük bîr vecd içinde  O sırada nerden geldiği bilinmeyen bir kuş caminin içinde süzülüp geliyor, Semnûn Hazretlerinin eline konuyor, gagasını tırnağına vuruyor, incecik bir kan şeridi akıyor kuşun gagasından ve kuş oracıkta çırpınıp ölüyor
İbn-i Semnûn hâdise karşısında şöyle diyor
"- Aşka ait kelimelerin nebata ve hayvana tesiri vardır; ancak gafil insana tesir etmez "
Bunu hiç unutmayalım; aşk, herşey onda  Benim tek şerefim kendisine mensubiyetimden ibaret olan büyük Velî, bir gün çarşıdan geçerken, bir dükkâncı atılıyor, eline yapışıyor:
"- Efendim diyor; dua edin M      Ümmeti kurtulsun! "
O da diyor ki!
"-M      Ümmeti mi kurtulsun? Nerede M      Ümmeti? Sen bana onu göster, ben de sana hemen kurtulmuş olduğunu haber vereyim!"
M      Ümmeti, aşkla cayır cayır yanan Habib gibi insanların teşkil ettiği ümmettir Bir İngilizin yazdığı "İslâmın Yayılma Tarihi" isimli eserde ne büyük aşk levhaları var İslâm aşkla yayıldı, kılıçla diyenler aldanır Bir harpte mücahitlerden biri esir ediliyor, Bizanslılar tarafından Arkada idam sehpaları var Sehpalarda bir çokları asılmış  Adamı, yanına getiriyorlar, cellâda "dur!" diyor Cellâd duruyor Papaz Müslümana diyor ki:
"- İşte gidiyorsun!" Ve ölümü anlatıyor, "Dipsiz kuyu, gidiyorsun! Sana 5 dakika müsaade ediyorum! Bu beş dakika içinde sana hak dinini telkin edeyim, yani Hristiyanlığı  Hak dini telkin edeyim de bari kurtulmuş olarak git, belki de affedilirsin!"
Böylece hayatının da bağışlanacağını imâ ediyor
Asılmaya mahkûm Müslümanın verdiği cevap insanı eritecek kadar müthiş  Diyor ki:
"- Bu beş dakikayı bana verdiğin için senin elini, ayağını öpmek isterim Bu beş dakika içinde asıl ben sana hak dini talim edeyim de, ben zaten kurtulmuş olarak gidiyorum, sen de kurtulmuş olarak kal!"
İşte aşk! Atını diz boyu dalgalara doğru sürüp:
"- Allahım önüme bu okyanusu çıkarmasaydın nâmını daha ileriye götürürdüm!"
Diyen kumandanlar  Kesik ayağını eline alıp düşmana hücum eden mücahitler  Hazret-i Ali gibi ebedî gençlerin, kılıçlarını tepelerine kaldırdıkları kâfir yüzlerine tükürünce hemen indirip:
"- Seni ben Allah için öldürecektim, şimdi ise nefsim karıştı, kılıcımı indiriyorum!"
Diyen ulvîlikler  Hep aşkın, hep aşkın mahsûlü  İran kumandanı bir avuç Arap süvarisi karşısında koca ordusunu ve fillerini kaybettiği zaman, onu harp divanına çekiyorlar ve hesap istiyorlar "Getirin ordan okumu!" diyor; getiriyorlar Dayıyor oku yaya ve bir çekişte bir kayayı tuzla buz ediyor:
"- İşte, diyor; ben eğer yenildimse bunların karşısında yenildim Demek bunlarda bizde olmayan bir şey var, o şeye karşı duramadım! "
O şeyin cevabını biz verelim:
- Aşk 
Nihayet miraçta tecelli eden aşk hikmeti  Allah'ın Resûlü, Cebrail'in kanadında "Sidre-tül-Müntehâ"ya kadar gider Yani son duraktaki ağaç, "Sidre-tül-Müntehâ" 
Akl-ı küll'ün temsilcisi olan Melek der ki:
"- Ben bundan bir adım ileriye gidemem, ilerleyecek olursam yanarım, kül olurum!"
Allah'ın Sevgilisi sorar:
"- Buradan ileriye neyle gidilir? "
"-Aşkla!" 
Ve kendisini atar nur çağlayanına ve ulaşır İşte aşk bahsinin son kelimesi: Özlediğimiz gencin ilk vasfı aşk  Tek heceli, tek kelime: AŞK 
Necip Fazıl KISAKÜREK
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|