Konu
:
Aşkname
Yalnız Mesajı Göster
Aşkname
03-17-2009
#
1
dejavu2009
Aşkname
AŞKNAME
Dudaklarından sözler dökülürdü
hangi kelimeler
hangi sözcükler duymazdım
nefesinin tınısına takılı kalırdı ruhum
söyleyeceklerim kurur kalırdı dudaklarımın sussuzlugunda
bir gözlerimden akardı sevda sana
yanaklarında bir çicek acardı bazen
bazen koca bir bahar eserdi gülümsemende
üşürdün belli belirsiz
güneşin sulesi gibi gelip yapışıp kalmak isterdim teninde
bazen uzağımda durur kıpırtısız
belki soluksuzca; Öyle bakardın
zerafetin dokulurdu sevdamin ucuna
bilsen nasıl su değmiş toprak gibi canlanırdım
yine bir seyler soylerdin sen
sevdaya yorardım ne dersen
belki sevişmeye çagıran o tınıyı beklerdim
göz bebeklerinin sevdaya büyüdüğü
geceyi aydınlığınla allak bullak eden o ani beklerdim
ya da her an sevişirdim de
bekleyişimde bile
bilmezdim… ya da bilmemezlikten gelirdim
varlığında aşkı bin türlü tanıma büründürken
sevişmelerinden doyacağım aklıma gelmezdi
ve sen herşeyin farkında öyle bakardın bana
bazen yemek hazırlarken
ya da kitap okurken
televizyon seyrederken
ya da birine laf yetiştirirken
göz ucuyla bakardın
bilirdin belki sen
göz ucundan dökülecek her bakıştan
ben sevişme sağnağına düşeceğim
hoşuna giderdi belli belirsiz
gülümsemendeki o sevişme dolu tattan anlardım
seni sevmek ne güzel diye düşünürdüm
ve sen anlardın ne düşünduüğümü
göz ucunda yine bir güneş patlaması gönderirdin ruhuma
depremlerle sallanırdı varlığım
gelgitler taşardı okyanuslardan
balıklar az şaşkın
çokça bilmeden hissettikleri sevdayla sarhoş
ben oyle kalakalirdim ortasinda evrenin
bir gülümseme daha dökülse yanaklarından bilirdin
yanıp kül olacağım
hiç bir ormanı sağ bırakmayacak ateşim
belli belirsiz göz kırpardın
beni anlamışsın gibi
bunu söyler gibi
bense ilanı aşk olarak alırdım bunu
omuzbaşının çıplak kalan dokusunda
bir sevişmenin romanını yazardım
okumayı severdin içinde aşk olan her sözcüğü
iste sırf bu yüzden acemice
nice hikayeler örğülerdim özlemimde
hasret şiirlerini de severdin sen
belki kavuşmaları sevdiğindendir kim bilir
belki yalnızlığından sonra gelen bu sevdayı
en iyi anlatan budur diye
senin yanında
o en yaman hasreti anlatmamı severdin
kavuşmalar hep vardı aslında
bizdik yaratan en yalın en çıplak ve en basit haliyle
sen yine de anlamak istemezdin
aslında o çok iyi anladığın şeyi
bu aşkın gücü nerden beslenir anlamaz gibi
belli ki anlatmamı seviyordun
bir kez daha… bir kez daha ve sonsuz kere
sevişirdin o an bilirim
en derin sularda dalan bir ruh gibi
en yükseklerdeki bir çift kanat gibi
yağmura gebe şehvetli bir bulut gibi
sevişirdin sana akan sevdanın anlatımlarında
ben sana bakar
o sevişmelerini anlamanla oluşan mahcup bakışını yakalardım
şeker hırsızlayan çocuklar gibi olurdun
hiç kızılamayan ve saçı okşanan
avuçlarını açtırırdım
iki şeker daha koyardım
kaçmak isterdin hemen
gitme kal diye çok seslenmek isterdim
ama bilirdim
aşkı yeniden yenilenerek yaşamak isterdin
en çok o anda zirvelerde olurdu ruhunun tatmin kuşu
ben o hiç dinmeyen fırtınanın içinde olmayı
en çok bu çocuk arsızlığını şımartmak için severdim
doğal bir yeşil renk gibi kaplardın dokumu
yağmur yağmış tazeliğinde kokardı tenim
hep seni düşünürken
hep seni severken
hep seninle sevişirken olurdu bunlar
ve sonra yeniden gelirdin
gözlerinde o tutku ateşi
o beni deli eden
arzu volkanlarına atan
sevdana gülümsemen yetmezdi
“seni ağlayacak kadar seviyorum” diye fısıldardın usulca
üstelik saçlarını örgüleyen masum çocukluğun
üstelik teninde yangınlar olan kadın yanınla
dört mevsimi yaşardım ben
ne yağan yağmur
ne de aynı anda açan güneş şaşırtırdı beni
Ne kabaran dalgaların şehveti
ne de aynı dalgaların huzurlu aşk şarkısı
aynı anda olan hiç bir zıtlık şaşırtmazdı beni
sevdanın gücünde boynum kıldan ince
ben emanet etmişim imanımı
üstelik dualarım da yer değistirmiş
yani hepten gitmişim kendimden
bu yüzden şaşırtmazdı beni o tutku ve o çocuk yanım
seninle her insanın kılığına girerdim
öfkeli ve neşeli
sabırsız ve bekleyen
sevgi dolu ve senden uzaklığına nefret besleyen
bazen hepsi birden olurdum
bazen hiç biri
sadece adı senle olabilen bir adamdım yani
üstelik hangi zaman diliminden
hangi zaman dilimine kadar sürerdi bu bilmezdim
bazen bir anda yaşanırdı bütün bu yolculuk
bazen asırlar sürecek kadar zamanda
yine de hiç bir şey şaşırtmazdı beni
seni bulmuşluğun alınyazısı kadar
hiç bir alınyazı
ve hiç bir kader bu kadar sevilmez diye düşünürdüm
ve sen o anda yine bana bakar
ve yine anlardın ne düşündüğümü
ben sevdamdan beslenen yanını da anlardım
bilirdim sen mahçup
sen sevilmeyi daha önce hic alamamış yüreğine… gonca bir çiçeksin
ilk benimle öğreneceğin düşüncesi
ilk kez aşkı benim avuçlarımdan yudumlayacağını bilmek
olmaz düşlere daldırırdı beni
ve ben buna da şaşırmazdım
herşey öyle olağan gelirdi ki
sevdanın hangi tanımını buna sığdırsam diye düşünürdüm
yani anda herşeye şaşıran
ve hiç olmadık kadar buna alışkın olan bir adamdım
ve bilirdim sen de benim gibi olurdun
hiç bir aynılıkta bu kadar beslenmemiştir hiç bir varlık
zıtlıklarda öğrenmeye çalışanlara gülerdim de biraz
seni anlatmak isterdim… bendeki sevdayı
yine de susardım
büyüsü bozulacak muska gibiydi belki bu gizem
hep sende ve bende kalması gereken
susardım inceden
sadece senin duyabileceğin bir sesle seslenirdim evrene
seni sevdiğimi…
ilanı aşkımı
Gassan SATAR
__________________
CURIOSITY
"
MERAK
"
İLGİNÇ BİR DİZİ;
http://www,dizimag,com/stephen-hawki...eady-dizi.html
dejavu2009
Kullanıcının Profilini Göster
dejavu2009 tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul