03-16-2009
|
#1
|
GöKKuŞaĞı
|
Farkları Farklı Sevmek Üzerine
Geçen yaz,tahta bir iskeleden bacaklarımı denize doğru sarkıtmış, dalgacıkların ayaklarımı gıdıklamasına keyiflenirken oldukça yakınımdan geçen bir geminin oluşturduğu kocaman dalgalar üzerime çullandı  
Ben toparlanıp dalga mesafesinden kaçana kadar, birbiri ardına gelen üç dalga ile sırılsıklam oldum Herkes için için gafletimle dalga geçerken, ben denize minnetle bakıyordum Sanki beni tanımış, (Deniz çocuğu olduğumu bilmiş) derin bir hasretle sarılmak istemişti
Yalnız olmadığımı düşündüm o an  
En yalnız zamanıma deniz eşlik ediyordu
Ve her varlığın sevme-sarılma biçiminin farklı olduğunu düşündüm  
Deniz ve yağmur severken ıslatır, güneş ısıtır-bunaltırdı: Bu kötü niyetli olduklarını göstermezdi Sadece yöntemleri farklıydı
Bunu öğrenene kadar insan belli bir yaşa geliyor Dolayısıyla öğrendiklerini yaşayacak pek bir vakti kalmıyor
Delice belki, ama keşke Can Yücel’in dediği gibi, hayata tersinden başlayabilseydik
-
“Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel
Hatta mükemmel olurdu
Nasıl mı?
Camide uyanıyorsunuz Bir tahta sandık içersinde,
Herkes karşınızda saf durmuş,
İyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette
Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak
Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar, torunlar hepsi hazır
Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz  ”
-
Hatırlıyor musunuz acaba, yıllar önce bir hikâye yayınlamıştım
Hani gençliğe acemi adımlar atmak üzere olan bir çocuk, günlerden bir gün babasıyla birlikte dağlara çıkmıştı  
Yürürken ayağı kaydı, az daha uçurumdan yuvarlanıyordu Can havliyle bağırdı:
“Eyvaaah! ”
Karşı dağlardan aynı ses geldi:
“Eyvaaah!”
Önce duyduğu sesin babasından geldiğini, kendisiyle dalga geçtiğini sandı Hayretle babasına baktı Telaşlı yüzünü fark edince, sesin başka yerden geldiğini anladı Ama acaba o ses nereden geliyordu?
Bunu anlayabilmek için tekrar bağırdı:
“Heeey!  ”
Anında karşılık geldi:
“Heeey! ”
Çocuk ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyordu Hem heyecanlanmış, hem de bu oyunu sevmişti:
“Sen de kimsin?” diye sordu
Karşı taraftan aynı soru geldi:
“Sen de kimsin?”
“Korkağın birisiiin!  ” diye bağırdı bu sefer, çocuk
“Korkağın birisiiin” cevabını almakta gecikmedi
“Aptalsııın! ”
Aynı şey:
“Aptalsııın!”
“Delisiiin! ”
Yine aynı karşılık:
“Delisiiin!”
Merakla babasına dönüp sordu:
“Bu nedir baba?”
“Hayatın sesidir oğlum” dedi babası, “Dinle ve öğren ”
Avuçlarını boru gibi yaparak karşı dağlara doğru bağırdı:
“Seni seviyoruuum! ”
Karşılık gecikmeden geldi:
“Seni seviyoruuum!”
Çocuğun babası tekrar bağırdı:
“Sen harikasııın! ”
Ses aynen geri döndü: “Sen harikasııın!”
“Çok güzelsiiin!  ”
Hemen karşılık: “Çok güzelsiiin!”
Sonra baba oğluna döndü: “Oğlum” dedi, “Herkes buna ‘yankı’ diyor, ama aslında bu hayatın ve umudun sesidir Hayattan ne umar, ona nasıl seslenirsen, sana o sesi yansıtır ”
Çocuk, hayata hangi sesi verirse, hayattan o karşılığı alacağını o gün öğrendi
Sanırım aynı kural bakma ve görmeyle ilgili olarak da işliyor: Hayata hangi gözle bakarsanız, hayatı o gözle görürsünüz
Yavuz Bahadıroğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|
|