Yalnız Mesajı Göster

Mübarek Göğsünün Yarılması

Eski 03-10-2009   #1
meLankoLik_asaLet
Icon1861

Mübarek Göğsünün Yarılması



Süt anne Halime Hatun anlatır:
Server-i alem bir gün sordu:
- Gündüzleri kardeşlerim görünmüyorlar, acaba nerede oluyorlar?
- Koyun gütmeye giderler Eve, ancak gece gelirler, dedim
- Beni de onlarla beraber gönder Ben de koyun güdeyim, dedi
Bahaneler bulup nice özürler söyledim Sonunda gönlünün razı olması için; "Peki" dedim
Ertesi gün mübarek saçlarını taradım Elbiselerini giydirip süt kardeşleriyle beraber gönderdim Bir kaç gün gidip geldi Bir gün süt kardeşi Şeyma kırdan geldiğinde:
- Gözümün nuru oğlum nerededir? diye sordum
- Sahrada anneciğim
- Ciğerimin köşesi bu sıcağa nasıl dayanıyor?
- Ey anneciğim! O'na asla zarar gelmez Zira, mübarek başı üzerinde bir bulut, devamlı O'nunla hareket etmekte; böylece güneşin sıcağından korunmaktadır
Neler söylüyorsun? dediğimde, yemin etti Ancak o zaman rahatladım
Yine bir öğle vakti süt kardeşi Abdullah koşarak gelip;
- Anneciğim! Acele koş! Kureyşi karındaşımla beraber koyun güdüyorduk Ansızın gökten yeşiller giymiş iki kimse geldi Kardeşimi yanımızdan alıp dağın başına götürdüler Arkası üzere yatırıp bıçak ile karnını yardılar Haber vermek için geldiğimde oradaydılar Kardeşimin sağ kalıp kalmadığını bilemiyorum, dedi
O anda kan başımıa sıçradı Sür'atle oraya gittik O'nu sağ gördüm Hemen mübarek yüzünü başını öpüp;
- Ey gözümün nuru! Ey alemlere rahmet oğlum! Bu nice haldir? Ve başına gelen nedir? Seni kim rahatsız etti? diye sordum O da şöyle anlattı:
"Evden çıktıktan sonra yeşil elbiseli iki kimse gördüm Birinin elinde gümüşten bir ibrik, birinin elinde yeşil zümrütten bir leğen vardı Leğen, kardan beyaz bir şey ile dolu idi Beni dağ başına götürdüler Biri, arkam üzere yatırdı Ben seyrederken göğsümü göbeğime kadar yardı Hiç acı ve elem duymadım Elini sokup içinde ne varsa çıkardılar O beyaz şey ile yıkayıp yerine koydular Biri diğerine;Kalk, ben de hizmetimi yerine getireyim, dedi ve elini sokup yüreğimi çıkardı İki parça etti ve içinden siyah bir şey çıkarıp attı Ve; "Senin vücudunda şeytanın nasibi bu idi Çıkarıp attık Ey Allahü teâlânın sevgilisi! Seni vesveseden şeytanın hilesinden emin ettik" dedi Sonra yüreğimi kendi yanlarında olan latif ve yumuşak bir şey ile doldurdular Nurdan bir mühürle mühürlediler Halen o mührün soğukluğu, bütün azalarımda mevcuttur Onlardan biri, elini yarılan yere koyunca yaram iyileşti O zaman her biri, elimi ve yüzümü öptüler ve beni burada koyup gittiler"
Baktım, yarılan yer, mübarek göğsünde belli idi
Sevgili Peygamberimizin başından geçen ve Kur'an-ı kerimin İnşirah suresinin birinci ayet-i kerimesinde bildirilen bu hadiseye Şakk-ı sadr yani göğsünün yarılması, denir
Halime Hatun, dört yaşından sonra O'nu Mekke'ye götürüp annesine verdi Dedesi Abdülmuttalib, Halime Hatun'a çok büyük hediyeler verip ihsanda bulundu

Alıntı Yaparak Cevapla