meLankoLik_asaLet
|
Herkesin Hali Kendisi İçin En Güzeli..
Herkesin bulunduğu hal, kendisi için hallerin en güzelidir Çünkü Allah kuluna ne nimetle ne de sıkıntıyla taşıyamayacağı yükü yüklemez
Hâle rıza tevekküldür Tevekkül olgun bir ruhun nişanesidir Eyvallah diyebilmek evvel Allah’tandır
Ne var ki insanlar hep fazlasını, kendinde olmayanı ister Bu istek de çoğu zaman dünyalık menfaatleri içindir
İşte vaktiyle böyle bir adam, kurtların, kuşların dilinden anlayan Süleyman (Musa) aleyhisselama gidip yalvarır:
- Ne olur ey Allah'ın nebisi, bana da hayvanların dilini öğret de ben de senin gibi hayvanların konuştuklarını anlayabileyim
Süleyman aleyhisselam rıza göstermez:
- Olmaz, der Sen onların konuştuklarını dinlersen sabredemezsin Arkasındaki hikmetleri düşünemezsin Nefsine uyar,
keyfince hareket edersin Sonunda yine sen zararlı çıkarsın Senin bu halin senin için en güzeli
Ne var ki adam öyle ısrar, eder öyle sırnaşır ki sonunda Süleyman alehisselam,bu adama en azından kapısındaki hayvanların dilini anlayabilecek ilmi öğretmeye mecbur kalır Adam sevinç içinde evine döner Artık kendini diğer insanların üstünde özel hissetmektedir Ne de olsa hayvanların dilini bilmektedir
Kendisine kapısındaki hayvanların dilinden anlama salâhiyeti verilen adam, akşam ahıra hayvanlarını yemlemeye girmişti
Orada eşekle öküzün konuşmalarına şâhid oldu
Bu iki hayvan aralarında şöyle konuşuyorlardı:
Öküz:
- Yahu eşek kardeş, senin işin ne iyi, bana yazın rahat yok, kışın rahat yok Sabah olacak yine çifte koşacaklar,
ama sen öyle mi akşama kadar rahat gezeceksin, diyordu
Eşeğin öküzün bu hayıflanmalarına karşı nasihati şöyle oldu:
- Bunlar hep senin ahmaklığından  Sen sabah olunca hasta numarası yap, akşamdan sahibimizin döktüğü yemi de yeme
O da sabahleyin seni bu haliyle gördüğü vakit çifte koşmaktan vazgeçer Böylece sen de birkaç gün olsun istirahat etmiş olursun, dedi
Bu sözler öküzün hoşuna gitmişti Eşeğin sözünü tutarak yem yemedi ve öylece aç karnına sabaha kadar yattı
Eşek ise öküzün yemediği yemleri bile yemişti Tabii bu konuşmaları o sırada ahırda sahibi duymuş ve kis kis gülerek ahırdan çıkmıştı
Sabah oldu, adam ahıra girdi ki, öküz aç, sefil bir halde Kalkması için birkaç tekme vurdu ise de nafile
Adam:
- Ne yapalım bu sefer de onun yerine eşeği koşarız, diyerek eşeği alıp öküzün yerine koşmak için tarlaya götürdü
Akşama kadar eşekle çift sürdü Eşeğin emdiği süt burnundan gelmişti
Akşam eve geldiği zaman öküz rahat rahat geviş getiriyor kendi kendine hakikaten bu iyi bir numara oldu diyordu
Eşek ise bu işin çekilemeyecek bir dert olduğunu anladığı için öküze başka yoldan akıl verip kurtulmak istedi:
- Öküz kardeş, eğer sen böyle yatıp çalışmaz iş görmezsen sahibimiz seni satacak Bu gün tarlada beni gören köylüler sordular
O da, zaten tembel bir öküzdü, şimdi de hasta oldu Yarın kasaba vereceğim, dedi Eğer yarın da böyle yaparsan kendini bıçağın altında bil, diyerek öküzü kandırıp sabahleyin çifte gitmekten kurtuldu
Adam bunların bu konuşmalarını dinledikçe kendi kendine gülüyor ve:
- Gördün mü ne kadar iyi bir şeymiş hayvanların dilinden anlamak, diyordu
Adam bu keyifle gece uykusunu uyudu sabah olup dışarı çıkınca, kapısındaki horozla köpeğin ne konuştuklarına şahit olmak istedi Kapıya çıktığında çöplükteki köpekle horozun şu konuşmalarına şahit oldu Köpek yanındaki horoza:
- Horoz kardeş, sen arpayla buğdayla da karnını doyurabilirsin Biraz ötedeki taneleri yesen de ekmek kırıntılarını bana bıraksan olmaz mı, benim karnım çok aç, rızkıma mani olma
Horoz bir ekmek kırıntısını daha mideye indirirken köpeğe şu cevabı verdi:
- Sabret köpek kardeş, yarın ağanın eşeği ölecek Ölüsünü de getirip buraya bırakacaklar, bolca et yer, karnını bir güzel doyurursun
Adam horozun bu sözünü duyunca alelacele ahıra koşup eşeği yedeğine alarak götürüp pazarda sattı Keyfi yerinde kendi kendince söyleniyordu:
- İyi ki hayvanların dilini öğrenmişim, yoksa eşek elimde ölecekti Sonra da horozun dediği gibi ancak bizim köpeğe ziyafet olurdu Bu kabiliyetle ben bir daha asla zarar ziyan etmem
Adam bir sonraki gün yine kulak kabartıp çöplükteki köpekle horozun konuşmalarını dinlemeye koyuldu
Köpek kendisine ziyafet vadeden horoza sitem etmekteydi:
- Horoz kardeş, hani ağanın eşeği ölecekti? Hani bana et ziyafeti çıkacaktı? Ne oldu?
Horoz bilgiç bilgiç cevap verdi:
- Ağanın eşeği öldü ölmesine de, satın alan zavallının elinde öldü Ağa açıkgözlülük edip eşeği sattı Ama üzülme,
bu sefer ağanın atı ölecek Buraya getirip bırakacaklar, sen de bolca et yer, karnını doyurur, bana da dua edersin
Adam yine hızla kalkıp, ahıra gitti Atı alarak pazarda götürüp sattı Kendince bir dertten daha kurtulmuştu Atı satıp,
cebine parayı koyup da evin yolunu tutunca öyle keyiflendi ki kendi kendini takdir edemeden duramadı:
- Helal olsun bana İşte kabiliyet budur İyi ki hayvanların dilini öğrendim, yoksa at da eşek de elimde ölecekti
Artık mutad olduğu üzere adamın sabah kalktıktan sonraki ilk işi köpeği ve horozu ziyaret edip ne konuştuklarını dinlemek olmuştu Bu sabah köpek horoza gücenmiş sitem ediyordu:
- Horoz kardeş, beni yine aldattın Hani ağanın atı ölecekti?
- Ağanın atı öldü ölmesine de, sattığı zavallının elinde öldü Ama sen üzülme, bu sefer daha büyük bir ziyafete konacağız hep birlikte
Köpek inanmaz:
- Hadi hadi beni yine aldatıyorsun O nasıl olacakmış öyle?
Horoz kendisinden emin cevap verdi:
- Hayır, aldatma falan yok Bu sefer ağanın kölesi ölecek Biz de onun arkasından ruhu için verilen yemeklerin artıklarını bir güzel afiyetle yiyeceğiz
Adam bu sözü duyunca diğerlerinden daha çevik hareketlerle, kölesini kolundan tuttuğu gibi götürüp köle pazarında sattı Artık adam kendi aklına, zekasına, ileri görüşlülüğüne hayrandı Kendisini dünyanın en akıllı insanı olarak görüyordu
Kapısındaki hayvanların dilini öğrenmemiş olsaydı, zararını düşünmek bile istemiyordu
Adam her sabah olduğu gibi bu sabah da yerini almış, köpekle horozun konuşmalarını bekliyordu Beklediği konuşma da az sonra gerçekleşti
Köpek hışımla horozun üstüne atladı:
- Sen benimle alay mı ediyorsun? Üç gündür beni yalanlarınla avutuyorsun ama yetti artık, sana itimadım kalmadı Defol buradan gözüm görmesin seni!
Horoz üzerine atlayan köpekten bir kanat hamlesiyle kurtulduktan sonra:
- Dur köpek kardeş dur Hemen hiddetlenme… Bizim ağa uyanık çıktı Eceli geleni pazarda götürüp sattı
Ama artık hiç merak etme bize kesin ziyafet var Bu sefer kaçarı yok Durum kesin Çünkü bu sefer ağanın kendisi ölecek, malına gelecek olan bu defa kendi canına gelecek Arkasından yemekler yapılıp etler pişirilecek, artanını da bizlere dökecekler,ye yiyebildiğin kadar
Bu sözleri duyunca adamın etekleri tutuştu Ne yapacağını nereye gideceğini bilemez oldu “Ah” dedi, “Ben de kendimi satabilsem, şu akılsız başımı taştan taşa vurabilsem Meğer ne sersemmişim Canıma gelecek belayı malımla defetmek varken, aptallık edip onu kendi üzerime çektim Eşekle def olacak bela, eşeği satmamla ata geçti Atla def olacak bela, atı satmamla köleme geçti
Kölemle defolacak bela, onu da satmamla bana geçti Malıma kıyamadım canımdan oldum Meğer insanın cehaleti de bir lütufmuş ” Derken adam gece aniden hastalandı ve sabaha çıkmadan can verdi
Arkasından yapılan yemeklerden, pişirilen etlerden artanlar çöplüğe horozla köpeğin ve diğer hayvanların önüne döküldü
Böylece hayvanlar uzun zamandır bekledikleri ziyafete konmuş oldular
Her şeyin farkında olan horoz bu duruma acı acı söylendi:
- Keşke insanlar, canıma gelecek olan malıma gelsin, diyebilselerdi de hileye başvurmasalardı Bunda da bir hayır vardır,
diye düşünselerdi Kendi hallerine rıza gösterebilselerdi Bunu diyemedikleri için mallarına gelen canlarına geliyor,
ama son pişmanlığın kime ne faydası olmuş ki  ?
SEMERKAND DERGİSİ
|