GöKKuŞaĞı
|
Niçin Namaz Kılarız?
Namaz, bizi unutan ve elimize geçmeyen dünyayı, “Allâhu Ekber” diyerek elimizle arkamıza atıp vefasız dünyaya onu unutmakla ceza vermek ve dertlerimizi kalbin ağlamasıyla rahmet dergâhına döküp, Allah’ın Rahmet kucağına sığınmaktır
Namaz, Kalp, ruh ve duyguların gıdasıdır
Namaz, kabrin arkasında devam etmekte olan beşer yolculuğunda bir bilettir
Namaz, dünyada manevî kuvvet, kabirde gıda ve ziya, mahşerde kurtuluş senedi, sırat köprüsünde Burak’tır
Namazsızlık ise; ilahî düzenden çıkmak, ahengi bozmak ve Allah’ın va’dini ve rahmetini suçlamaktır
NİÇİN NAMAZ KILARIZ?
Âlemde Allah’ın hiç bir mahlûku gâyesiz, vazîfesiz ve başıboş yaratmadığı âşikardır Allah, ‘küçük bir kâinat’ denilecek kadar mükemmel yarattığı insana da küllî bir ibâdet vazifesi vermiştir
İbadet; kulluk etmek, itaat etmek manasını taşır Yani aczini, kusurunu görüp yaratıcının Kudret, kemalat ve Rahmet’inin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir
Kâinata baktığımızda, Allah’ın, her şeyi, vazifesine uygun bir şekilde yarattığını görmekteyiz Mesela, bal yapmak ile vazifelendirilmiş olan arı, azaları ve hisleri ile bu vazifeye gâyet münasip yaratılmıştır Dolayısı ile vazifesi ibâdet olan insanın yaratılışı da, vazifesine elbette münâsiptir ve ibâdeti ister Elemler ile müteellim, lezzetler ile mütelezziz olmakla korku ve ümit arasında devamlı med-cezir yaşayan insan rûhu, acziyete bürünerek Kudret sahibi yaratıcısına sığınma ihtiyacı hissetmektedir
Madem ibâdet yaratılışımızın gâyesidir Ve madem namaz ibâdetlerimizin temelidir; kulluğunu idrak eden insan, aklen, rûhen ve kalben yaratıcısına itaat etme ihtiyacını ve iştiyakını duyacak ve “Neden namaz kılıyorum?” sorusuna cevabı “Beni yaratan Allah emrettiği için” olacaktır
Elbette ki namazın hikmet ve faydaları bildiklerimizden daha fazladır Fakat biz namazı hikmet ve faydaları için değil, Allah emrettiği ve O’nun rızası için kılarız Farz-ı muhal namazın faydalarının olmadığı düşünülse bile, bir Müslümanın namaz kılması için Allah’ın emretmesi yeterlidir Bediüzzaman Hazretleri’nin ifâdesiyle, “İbâdetin râhu, ihlâstır İhlas ise, yapılan ibâdetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır ”
NAMAZSıZLIĞIN SEBEBİ NEDİR?
Namazsızlık gaflet ya da inkâr veya îman zayıflığı sebebiyledir İnkâr, insanın âcizliğini bilmemesidir Aczini bilmemek, kibri netice verir
Kibir ise, kulun yaratıcısına acziyet itirafı olan secde etmeye mani olur
Dünyayı, asıl olan âhiret hayatının önüne geçirecek derecede maddiyat ile meşgul olmak ise gafleti netice verir Gafletin tarifi işlenen günahlardan vicdanın azap duymamasıdır
Gaflet kalınlaştıkça Allah’a muhabbet ve korku azalır
Akabinde îmanın alâmetleri olan başta namaz ve diğer farz ibâdetlere karşı tembellik başlar ve zamanla terke uğrar
İman da tehlikeye girer Nitekim Efendimiz (asm), “Kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır ” buyurmuştur (Müslim)
Demek ki, kişinin dînini muhafaza eden en önemli esas namazdır
Lâkin bu çok mühim ve kudsî hakîkate gösterilecek tembellik sebebiyledir ki; namaz, Hz Peygamberimizin (asm) ümmetine vasiyeti olmuş ve son sözlerinde;
“Namazlara dikkat ediniz Namazlara dikkat ediniz!” buyurarak o şefkatli Peygamber ümmeti için namaz hususunda ne kadar endişelendiğini göstermiştir
ALLAH’IN BİZİM NAMAZIMIZA İHTİYACI MI VAR?
Bedîüzzaman Hazretleri şöyle der:
“Cenâb-ı Hak senin ibâdetine muhtaç değil Hem hiçbir şeye muhtaç değil Fakat sen ibâdete muhtaçsın sen manen hastasın İbâdet ise senin manevî yaralarına tiryak hükmündedir Acaba bir hasta, o hastalığı hakkında, şefkatli bir hekimin ona nâfi ilâçları içirmek hususunda ettiği ısrarına mukabil, hekime dese:
Senin ne ihtiyacın var, bana böyle ısrar ediyorsun? Bu sözün ne kadar manasız olduğunu anlarsın ”
Günde beş vakit ezanla nihâyetsiz merhamet sahibi Rabbi tarafından manevi yaralarının tedavisi için huzura çağrılan insan, namaza muhtaçtır
Çünkü şuuruyla, aklıyla olmasa da hissen ve fıtraten hissediyor ki:
İnsan zayıftır; fakat her şey ona ilişir, onu üzüyor
Âcizdir; fakat düşmanları ve belaları hadsizdir, onu yoruyor
Fakirdir; fakat ihtiyaçları ve istekleri nihâyetsizdir, ulaşamıyor
Hem tembel ve güçsüzdür; fakat hayat yükü ağırdır, taşıyamıyor
Neredeyse kâinatın hepsini sever ve alakadardır, hâlbuki onlar onu terk eder, daima ayrılık acısıyla perişan oluyor
Aklı ona yüksek maksatlar, büyük idealler gösterir
Fakat eli kısa, ömrü kısa, iktidarı ve sabrı kısadır, fâni dünyada yüksek maksatlarına yetişemiyor
İşte bu vaziyetteki ruh; hayat yüküne tahammül, dünyevî işlerin baskısından istirahat ve kendini terk eden fani sevgililere bedel teselli için, Bâkî bir zatla sohbet etmek ister
İnsanın fâni dünyasına bir parça nur serpecek, istikbâl karanlığını izâle edecek bir sohbet-i bakî olan namaz, ruh için gereklidir, elzemdir
NAMAZA İTİRAZ EDEN NEFSE, AKLÎ İTİRAZLAR
* Namaz kılmak meziyet değil insan olmanın gereğidir Yani namaz, insanî bir borçtur Evet, insan ücretini önceden almış ona göre de hizmetle vazifelendirilmiş Var olmayı, hayatı, göz kulak gibi bütün duyguları Allah insana vermiş ve yeryüzü kadar geniş bir nîmet sofrasını önüne sermiş Ve hayat, insaniyet ve İslâmiyet ile de kıymet kazandırmış Bu nîmetlerin borcu hükmündeki namazı terk etmek Allah’ın nîmetlerini bir hırsız gibi yutmak değil de nedir? Acaba hangi insan olan insan bu sıfatı kendisine yakıştırabilir!?
* Öldükten sonra dirileceğine iman eden elbette bilir ki; hakîkî ömrümüz ahiret hayatıdır Kısacık dünya hayatımıza yirmi üç saati sarfedip, beş farz namaza kâfi gelen bir saati, pek çok uzun olan âhiret hayatımıza sarf etmemek hangi aklın kabulüdür!?
* Bedenin yemek, içmek, nefes almak gibi ihtiyaçlarını üşenmek şurda dursun, zevkle karşılamaktayız İnsan sadece cisimden ibaret olmadığına göre ruh, kalp ve latifelerimizin gıdası olan namaz neden bize usanç veriyor!?
* İnsanın hakîkî saadeti cennet hayatıdır Cennetin anahtarı olan ve külfeti çok az ve hoş, güzel ve ulvî bir hizmet olan namaza, günde sadece bir saat ayırmak cennete müştak insana nasıl ağır gelebilir?!
* Dünya işlerinin ağırlıklarına karşı kalbe manevi kuvvet, karanlık kabirde ışık, Mahkeme-i Kübrâ’da kurtuluş senedi ve elbette geçilecek olan sırat köprüsünde Burak olan namaz insana şevk vermiyorsa, ebedî cehennem korkusu da mı gayret vermiyor?!
* Acaba insanın vazifesi nedir? Hayvanlar taifesi gibi sadece dünya için çabalamak mı, yoksa hakîkî bir insan gibi hakîkî ve ebedi bir hayat için çalışmak mı? En lüzumlu işimiz Allah’a kulluk iken hiç ölmeyecekmiş gibi lüzumsuz işlerle vakit geçiriyoruz
Velhasıl; Namaz Kılmıyorsak Biz Neden Yaşıyoruz!?
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|