02-26-2009
|
#1
|
GöKKuŞaĞı
|
Gökyüzü Mavi Ağlar.
Ah! Bir gökyüzünü ağlatabilsem,
Gökyüzü mavi ağlar
Fakat herkes gökyüzünü ağlatamaz,
Onu ancak Musab bin Umeyr’ler ağlatır
Yıldızlara yetişilmez,
Musab yıldız bir sahabi idi
O Musab ki, sarışın kumun sıcağında, ayağı değdiği yeri yeşerten bir çöl çiçeğiydi
Güneşin yardımcılarıydı onlar
Öyle ki, dâvam deyip anadan, yardan, serden geçtiler,
Şehadet şerbetini tebessümlerle içtiler
Onlarla öğreneceğim, yaşamayı, inanmayı, sevmeyi ve ölmeyi!
O ki; sancağı taşıyordu, sırtındaki zırhıyla da Peygambere benziyordu Ve bir müşrik,
O’nu Peygamber zannedip bir kılıç darbesiyle sağ omuzundan kesti
Sancağı sol koluna alıyor, o da koparılıyordu
Sancağı bırakmadı Musab! Kesik kollarının arasına alıp, göğsüne bastırmıştı sancağını
O an, bir mızrak zırhını ve mübarek tenini delip geçti
Ey MUSAB! Seninle ağlamayı sevdim
Canım Şehidim!
İnancın için, herşeyini terkettin Öyle ki, bir kefenin bile yoktu
Ey Musab! seni ve senin gibileri, yaramıza merhem olarak saracağız
Musab’ın vücudunu kaftanıyla, ayaklarını otlarla sardılar
Ve Musab’ı; gökyüzü mavi mavi ağlarken defnettiler
Gökten mavi damlalar düşüyordu Yağan yağmurdu, veyahutta gökyüzü ağlıyordu!
O Musab’ki, sema O’nu sarıp sarmaladı ve içine aldı
Ey Musab! Ölüm seni öldüremedi
Öyleyse, Musab aramızda ölümsüzleşti
Ey Gökyüzü! Bana da mavi mavi ağlar mısın?
Peygamberimize benziyordu
Musab bin Umeyr’
Müşrik ordusundan İbn-i Kâmia adında biri Peygamberimize saldırırken, Mus'ab bin Umeyr onun karşısına çıktı Bu müşrik, bir kılıç darbesiyle Mus'ab bin Umeyr'in sağ kolunu kesti Mus'ab bunun üzerine sancağı derhâl sol eline aldı
Mus'ab o esnâda; "Muhammed (aleyhisselâm) ancak resûldür Ondan evvel daha nice peygamberler gelip geçmiştir" meâlindeki Al-i İmrân sûresinin 144 âyet-i kerîmesini okuyordu İkinci bir darbe ile sol kolu da kesilince, sancağı kesik kollarıyla tutup göğsüne bastırdı ve yine aynı âyet-i kerîmeyi okudu Bu hâliyle kendini Peygamberimize siper yapan Mus'ab bin Umeyr'in üzerine hücum eden İbn-i Kâmia, vücûduna bir mızrak sapladı ve Mus'ab bin Umeyr yere yıkılıp şehîd oldu
Mus'ab bin Umeyr zırh giydiği zaman, Peygaberimize benzediği için müşrikler onu şehîd edince Peygamberimizi ödürdüklerini zannetmişlerdi
Hz Mus'ab şehîd olunca; onun sûretinde bir melek, sancağı aldı Mus'ab'ın şehîd düştüğünden Resûlullahın henüz haberi olmamıştı "İleri ey Mus'ab ileri!" diye sesleniyordu Bunun üzerine bayrağı elinde tutan melek, geri dönüp Resûlullah efendimize; "Ben Mus'ab değilim" diye cevap verince, Resûlullah sancağı elinde tutanın melek olduğunu anladı Bundan sonra Peygamberimiz sancağı Hz Ali'ye verdi
Resûlullah efendimiz, Mus'ab bin Umeyr'i şehîd olmuş görünce, başı ucuna dikilerek Ahzâb sûresinden:
"Mü'minlerden öyle yiğitler vardır ki, onlar Allah'a verdikleri sözde sadâkat gösterdiler Onlardan bâzıları şehîd oluncaya kadar çarpışacağına dâir yaptığı adağını yerine getirdi Kimisi de şehîd olmayı bekliyor Onlar verdikleri sözü aslâ değiştirmediler" meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu ve sonra şöyle buyurdu:
- Allah'ın Resûlü de şâhittir ki, siz kıyâmet günü Allah'ın huzûrunda şehîd olarak haşrolunacaksınız
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|
|