02-17-2009
|
#1
|
gülgüzeli
|
Adalet Hakla Kâim; Saadet Adaletle Dâim Olur
Adalet Hakla Kâim; Saadet Adaletle Dâim Olur
Nesip Hiçyılmaz
“Kim yalnız güce dayanırsa eşkıyadır ” (Muhammed İkbal)
Hak güçlü, güç haklı olmalı
Hak gücü önemsemeli, güç hakkı özümsemelidir
İki düşman gibi hak ve güç karşı karşıya getirilmemelidir
Hak ve güç karşı karşıya getirilirse hak güçten, güç haktan olur
Hakkı güçsüz, gücü haksız kılmak hiç kimsenin hakkı olmamalı
Hak güce dayanak, güç hakka sığınak kalmalıdır
Hak güçle kaim, güç hakla daim olur
Hakka kâil olmayan güç bir gün zâil olur
Güce, güçlü bir hukuk lazımdır; tıpkı güçlü hukuka güç lazım olduğu gibi…
Hukuk, güçle icra olunur
Hukukun gücü azalırsa güç azar
Şirazesinden çıkan güç, toplumların gönül iklimine kuşku ve korku tohumları eker
Terör estirir
Dünyayı kan ve intikam arenasına çevirir
Hukuku tahrif, huzuru tahrip eder…
Batıl hak olarak bilinirse, hak batıl görünür
Olguda batılın hak diye bilinmesi, algıda hakkın batıl olarak görülmesindendir
Algılar değişmedikçe olgular değişmez
Algının değişimi olguyu değiştirir, ona düzen ve düzey verir; olgunun algıya yönelik değişimi ise algıyı geliştirir
Algı ve olgunun arasında böyle dinamik ve döngüsel bir iletişim ve etkileşim var
Hak, hak olarak algılanmalı ve uygulanmalıdır
Hakkı, hak olarak algıla(ya)mayan kimseler, kör şiddeti şiar edinen gücü sorgulayamaz
Gücü kutsayan, güçlüye tapar
Gücün hukukunu hukukun gücüne tercih eder
Yakıcı ve yıkıcı güce itaat etmeyen bir hukuka riayet etmez
Gücün bağlamadığı hukuk, onu bağlamaz
Gücü teskin eden, evrensel hukuku, yetkin görmek istemez
Hukukun sağlayacağı huzurdan, huzursuz olur
Huzuru, yakıp yıkmakta, kırıp dökmekte arar
İnsanlığın önüne takoz koyar; bariyerler oluşturur
Gelişimleri bloke eder
Müstazafları ağlatır, vicdanları kanatır…
Güce itaat eden, hakka riayet etmez
Gücü benimseyenler hukuku küçümser
Gücün gölgesine sığınanlar, adalet güneşini görmezler
Kılcal damarlarına kadar karanlık siner, yarasalara dönüşürler
“Yaratıklarımızdan, daima hakka ileten ve Hak ile adil davranan bir ümmet vardır ” (Araf 181)
Hakkın bağlamadığı güç, erdemli insanları bağlamaz
Kimlik ve kişilik sahibi insanların hak ve hukukun gücüne olan sevgileri, gücün hukukuna olan korkularından değildir
Gücün hukukuna olan nefretleri, hukukun gücüne olan sevgilerinin neticesi değil, sonucudur
Bedihidir ki Hak olmadan adalet, adalet olmadan da saadet sağlanamaz
Adalet saadetin sebebi, hakikatin sonucudur
Hakikati özümseyen toplum, adaleti önemser ve benimser
Hakkı tasdik eden güç; adaleti tatbik eder
Kaldırılması gereken değerleri düşürmez, düşürülmesi gerekenleri de kaldırmaz
İfrat ve tefrite isyan eder; her şeyi yerli yerine oturtur
Hakkı algıla(ya)mayan, hukuku uygula(ya)maz
Hakka dayanmayan adalet çürür, adalete dayanmayan saadet ise ölür
Adalet hakla kaim, saadet adaletle daim olur
Hakka ülfet eden hayatın külfetine direnir
“Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın ” (Enfal, 60)
We’l aqıbetu li’l muttaqiyn! 
__________________
|
|
|