bu ne vahşet, bu ne zulüm
bu ne dehşet manzara
bir ülke kan ağlıyor
yıkım yıkım evladı
inim inim inliyor
bir ülke yok oluyor
ben hayırsız, vurdumduymaz
sessiz çığlığımla
sadece ağlıyorum
bir ülke alev alev
cayır cayır yanıyor
yüreğim kan ağlıyor
avuçlarımda


taşıyorum
gayız ile bilenmiş halde
sımsıkı şiddetle sıkıyorum
ben hayırsız, vurdumduymaz
elim kolum bağlı
bir şey yapamıyorum
sessiz çığlığımla
sadece ağlıyorum
bir ülke feryad figan
ölüme uzanıyor
bir ülke çoluk çocuk yaşlı kadın
yok oluyor
bitiyor
ben hayırsız, vurdumduymaz
utanç duvarı ardından
sadece bakıyorum
sessiz çığlığımla
sadece ağlıyorum
ben hayırsız, vurdumduymaz
uzaklardan seyrediyor
sessiz çığlığımla
sadece ağlıyorum
ağlıyor yüreğim
sımsıkı dişlerim
bastırıyorum
'yalan, iftira, zulüm, kan, gözyaşı’
yükseliyor semaya âhât
dişlerimin arasında eziyorum
beynime vuruyor şiddeti
saçlarımın her telinde
hissediyorum
bir rükn-i şedit
ya rab



arıyorum
çaresizlikten
sadece ağlıyorum
dua dua dökülüyor
gözyaşlarım
ey filistin’li muhammed sana
bana ağlıyorum
çıkma karşıma yahuda
görünme gözüme
tırnaklarım avuçlarıma saplanmış
gayızla sıkıyorum
tükendiği noktada irademin
belki de ilk defa dayanamıyorum
kin dolu yüreğim
sessiz çığlığımla
dünyaya haykırıyorum
duyuramıyorum
bir güç ya rab, bir kuvvet
ah bir kudret
çaresizliğime utanıyorum
dişlerimi geçirmiş
ah …
utanıyorum
utanıyorum
ey filistin’li muhammed senden
kendimden
utanıyorum
ben hayırsız, vurdumduymaz
sessiz çığlığımla
seni izliyor
sadece ağlıyorum
Cüneyt Eren