01-26-2009
|
#1
|
meLankoLik_asaLet
|
Ağlama Meleğim..
**Ağlama meleğim, kendini mahvetme!  Başını eğip de "Başlarını açamasak
bile
baş eğdirdik" dedirtme  Unutma, "şeref ve üstünlük ALLAH'ındır, bir de
Resûlünün ve müminlerin"  Sana "başını ört!" diyen ALLAH böyle buyuruyor
Sen başını yiğitçe örterek gerçek kişiliğini ortaya koydun  başörtünü
inancınla bütünleştirdin  Onu kimliğinin bir parçası haline getirdin ve
böylece dünya aleme "Ben müslümanım" diye haykırdın  Başını örtmeni
emreden ALLAH'a yemin ederim, sen bu yiğit duruşunla her zaman şanlı ve
galipsin  Seni mağlup edecek adam daha anasından doğmadı 
Senin başın dumanlı dağlardan daha yüce  Başörtün bulutlardan daha
güzel  Cennette ALLAH, ayın on dördü gibi ayan beyan görüldüğü zaman,
eminim o gün sen, Kâinatın Rabbini, daha yakından göreceksin o yücelerdeki
başınla 
Seni ezmek isteyene ezilme! ALLAH'ın sana doğduğun gün verdiği hakkı söke
söke almaya çalış!  Bu gün vermezlerse yarın verecekler
Yorulduğuna, yıprandığına üzülme  Dünya didinme ahiret dinlenme yeri 
Rabbine kavuşuncaya kadar mü'mine rahat yok  Rahat cennette, o ebedi
yurdumuzda  Dünya denen şu ağacın altında biraz nefeslenip yeniden yola
koyulacağımızı aklından çıkarma 
Ayağımıza batan dikenler bizi yıldırmasın  Belli ki cennet yakınımızda 
çünkü cennet dikenlerle çevrilidir  yorgunluk, sürekli hastalık, tasa,
keder, sıkıntı ve gam, hatta ayağa batan dikene varıncaya kadar başa gelen
her şey müslümanın hatalarının bağışlanmasına vesiledir  ALLAH hayrını
dilediği kişiye sıkıntı verir  Biraz korku, biraz açlıkla imtihan bizim
kaderimizde var 
çetin bir imtihandasın, dayan  Seni zor yıldırmasın  Elbette her
güçlükle birlikte bir kolaylık vardır  şüphesiz her güçlükle birlikte bir
kolaylık  Ve ALLAH sabredenlerle beraberdir 
Kainatın Efendisi şu dünyada rahat yüzü görmedi  öz yurdunda, müslüman
kimliğiyle yaşayamadı  Zalimler bastırdıkça o dayandı  Her şeye ALLAH
için katlandı  Ama davasından taviz vermedi  iyice tıkandığı zaman,
yurdunu terk edip hicret etti  Boynu bükük, gönlü kırık, boğazında
hıçkırık gurbet ele gitti  çünkü ALLAH'ın arz-ı genişti  Gittiği yere
islam'ın ışığın götürdü  insanlar bilmediklerini öğretti  Gerçek
varlığı, gerçek hayatı, gerçek mü'mini  Ve bir gün yurduna zaferle
girdi  Onu öldürmek isteyenler ondan aman dilediler  Zulmün süngüsü
düştü, cihanın tarihi değişti  Gerekirse sen de git  Mekke devrini
yaşayan topraklara Medine'yi getir  Sabrın meyvelerini devşir  Sen
varsın ALLAH var, dünya var, ahiret var  Bunlar inkarı mümkün olmayan
gerçekler  Sen ebediyetin kokusunu almış bir bahtiyarsın  Gönüllere
cennetin kokusunu sen taşıyacaksın 
Her şeyi diplomadan ibaret sanma Ashab-ı Kirâmın diploması yoktu 
Tâbiînin diploması yoktu  daha sonra gelen islam büyüklerinin de diploması
yoktu  Ama dünyanın bir ucundan diğer ucuna islâmı onlar götürdüler  Bir
an bile susmadan kainatı çınlatan ezanı gök kubbeye onlar perçinlediler 
Bir gün medreseler açılıp da diplomalı tahsil başlayınca, büyüklerimiz çok
üzüldüler; artık ilmin sonu geldi dediler  ilmin sonu gelmedi, yine devam
etti ama, Onlar sırf ALLAH rızası için okuyup okutmanın daha bereketli
olacağına inancından vazgeçmediler  Büyüklerimizin aydınlık yolundan
ayrılma  Elinden diplomayı alanlar ağzını da bağlayamazlar ya 
işte sen o büyüklerin izinden gideceksin  Sen peygamber yurdunu ev ev
dolaşarak aydınlatan sahâbî analarımız gibi, ev ev dolaşarak yurdunu
aydınlatacaksın  Peygamberimizi, kendine örnek alacak, onun ahlakını
özümseyeceksin  Yüzünden eksilmeyen tebessümünle; insanları hoş görüp
bağışlama merhametinle; gösterişe pirim vermeyen sadece yaşayışın ve eşsiz
tevazuunla; müslüman hanıma en çok yakışan o zarif nezaketinle; herkesi
imrendiren iffetinle; özü, sözü doğru güvenilir şahsiyetinle; elinde olanı
başkasıyla paylaşmaktan zevk alan cömertliğinle; tabansızlara pabuç
bırakmayan cesaretinle; haksızlığa haddini bildiren asil öfkenle; ALLAH için
gözyaşı dökmeyi ihmal etmeyen duygulu halin, ibadet ve tâatinle; özellikle
de dilinden düşürmediğin dua ve zikirlerinle gittiğin yere Peygamber kokusu
götüreceksin  Seni görenler Peygamber'i görmüş gibi sevinecekler; evimize
Peygamber nefesi geldi diye bayram edecekler  Başındaki o aziz örtüye
"siyâsal simge" diye seni mektebi kapısında işkenceye tâbi tutanlar yapmasa
bile, onların çocukları utanıp senden af dileyecekler 
Sen ağlama yavrum, senin işin çook  Sen torunlarımı büyüteceksin 
"Bismillâh" diyerek emzireceksin onları, zemzem kadar temiz, ak sütünle 
Konuşmaya başlarken kelime-i tevhidi öğreteceksin onlara  "La ilâhe
illALLAH" diye diye büyüyecekler  Dillerine, gönüllerine, beyinlerine
ALLAH kelâmını nakşedeceksin, silinmemecesine O nur topu yavrular,
"Bismillâh" diyerek dikecek kelime-i tevhid fidanını dikecek bütün
gönüllere  Aşkla sabırla teenni ile  Usanmadan, bıkmadan, yılmadan 
işte o zaman güzel yurdum bir cennet olacak Orada hiç kimse
horlanmayacak  inansa da inanmasa da 
Gözyaşını boşuna harcama  Ağlamasını bilmeyen elbette bizden değildir
Daha iyi kulluk edemedim diye ağla  ALLAH için gözyaşı dök 
Resûlullah'ın karasevdalısı ol  Seccaden kurumasın kızım
Prof Dr M Yaşar Kandemir
|
|
|