01-14-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
ABD ve Rusya da Kim Ola?
Doğrusunu isterseniz 16-17 yüzyılda Rusya devletten bile sayılmaz Osmanlılar onların Çarlarını kaale almaz elçilerini karşılamazlar Bir maruzatları olursa Kırım Hanı'na anlatırlar
Doğrusu onlara Kırımlılar yeter de artar Bir ara Ruslar 350 bin kişilik bir orduyla Knotop Kalesi'nde Ukraynalıları sıkıştırırlar Padişah, Mehmed Giray'a "Rusları dağıtın" diye bir emirname yollar Kırımlılar Rusları Pripet bataklıkları civarında yakalar ve 120 bin askerini kırıp, 50 binini zincire vururlar ki Prens Trubeçkov bile ellerinden kurtulamaz
Rus elçileri ancak Kırım Hanının muvafakatını aldıktan sonra Payitaht-ı cihana ayak basar, Veziriazamın karşısında oturamaz, er gibi ayakta dururlar
Devleti aliyye, Rusların sulh müzakerelerini dinlemeye bile tenezzül etmez "gidin derdinizi Giray'a" anlatın deyip, Bağçeseray'a (Kırım Hanlığına) yollarlar
Çar'ınıza söyleyin!
İşte Kara Mustafa Paşanın Rusya Seferi devam ederken Çar Feodor deli gibi muhatap arar Kırımlılarla oturur muahedenin şartlarını kararlaştırırlar Elçiler, Dersaadetin onayını almak için İstanbul'a gelmeyi arzularlar Kara Mustafa Paşa onları lütfen kabul eder Adamlar padişah 4 Mehmed'in av merakını bildikleri için binlerce emsalsız kürk, mors balığı dişi ve şahinlerle gelir ama padişahtan istediklerini koparamazlar
Mehmed Han tek cümleyle "Çar'ınıza söyleyin" der, "Kırım Hanımızın haracını muntazam ödesin, sulh şartlarına uymazsa cezasız kalmaz bilmiş ola!"
Size göre azarlar gibi bir şey değil mi? Ruslar aksine bu tavra çok sevinir iyi ya da kötü muhatap alındıkları için adeta takla atarlar Osmanlı ilk kez Ruslara imza bahşeder ki tarihçiler onu "Edirne Muahedesi" diye anarlar
Elçiye zeval olmaz  
Sakın yukarıdaki satırlardan Osmanlıların kibirli olduğunu çıkarmayın Türkler Rusyanın potansiyalinin farkındadırlar, Çarlar eninde sonunda yörede söz sahibi olacaktır ama bunu ne kadar geciktirirlerse o kadar kar sayarlar
Rusları da Allahın kulu sayar kalplerini kırmazlar hatta  
Hatta bir ara Padişahın cülusunu (tahta çıkışını) kutlayan Rus heyeti dönüş yolunda Tatarların saldırısına uğrar Dersaadet derhal Kırım Hanı Mehmed Giray'ı vazifeden alır yerine Canbek Giray'ı atar Mehmed Giray "ben ki Cengiz soyundan gelme bir asilzadeyim İstanbul'u takmam" deyince Kaptan-ı Derya Topal Mehmed Paşa'yla Giray'ı sıkıştırır, başarılı olamayınca Kaptan-ı Derya Hasan Paşa ile Banyalukalı Hüseyin Paşaları üstüne yollarlar Bu iş için kan dökmeyi göze alır ve hesapsız altın harcarlar ama "elçiye zeval olmaz" sözünün gereği neyse onu yaparlar
Peki ya Amerika?
Osmanlılar Amerika'yı da devletten saymadıkları için Amerikan başkanlarını tanımazlar 1783 yılında Amerikan ticaret gemileri Akdeniz'e girebilmek için İstanbul'dan onay ister, onu Cezayir Beylerbeyine yollar, "Dayı ne diyorsa o olur" buyururlar
Cezayir Dayısı, George Washington'dan her yıl 642 bin altın dolar alır, ayrıca 12 bin Osmanlı altını da haraç yazar (1795)
Bu, Amerikalıların İngilizce dışında başka bir lisanla yaptığı ve haraç ödemeyi kabul ettiği tek anlaşmadır
Dileriz son olmaz
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|