Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Amerikan Solcusu Mr. Albert Einstein

Eski 01-13-2009   #2
KRDNZ
Varsayılan

Cevap : Amerikan Solcusu Mr. Albert Einstein



Dahi mi, deli mi? Albert Einstein

Einstein, Almanya'nın Baden Wurttenberg şehrinde doğar (1879) Babası kendi halinde tıkırdayıp duran ama bir türlü parayı bulamayan bir mühendis, annesi ise kemanı bırakıp, pianoya oturan, yaylısından vurmalısına sazların alayını çalan, lakin şöhreti yakalayamayan bir müzik hastasıdır Albert evde muhatap bulamadığından olacak ancak 4 yaşında konuşmaya başlar Okulu tırnağı kadar sevemez, dersleri hepten boşlar Çekilir köşesine, bol bol hayal kurar Tabiri caizse fazla uçar, ışık demetlerine filan binmeye kalkar
Albert iletişim özürlüdür ama kendine çok soru sorar Günlerce çiçek böcek peşinde koşar, işine yarasın yaramasın bilgiye dönük bir şeyler arar Hatta bir keresinde Milano'dan girer, Cenova'dan çıkar, 160 km yolu ne zaman kat ettiğini anlayamaz Sonra eline geçen aletlerin mutlaka içini açar, pusulaları dağıtır, saatleri bozar Bir ara Öklit geometrisinin büyüsüne kapılır, çizer çözer, çizer, çözer gün boyu masadan kalkamaz
Aslında araştırıcı yetiştiren Zürih Politeknik Okulu tam ona göredir ama diploması yetmediği için imtihana alınmaz Delikanlı bu okula girmeyi kafasına koyar ve Aarau'daki Cimnazyum'da okumaya başlar Eh bu arada çamdan çime çok şey görme fırsatı bulduğu için İsviçre'ye hoşça bakar

Anlaşılmaz teoremler
Albert'e göre bir insanın bilgiye ulaşmak için yüksek okula gitmesi gereksizdir, meraklısı bunları kitaplardan da öğrenebilir Yüksek okul dediğin kitaplardan öğrenilemeyecek şeylere kapı aralamalı, açıkçası zekayı sivriltmeli, zihni bileylemelidir
Neyse uğraşır didinir neticede Politeknik Okul'una kapağı atar, lakin hocaları onu anlayamazlar Einstein mezun olunca, çorba derdine düşer Önce yedek öğretmen olarak çalışır, sonra patent dairesinde işe başlar Bu arada Mileva Mariç adlı bir fizikçiyle evlenir, iki oğlu olur Einstein devinbilim ve ısıldinamik üzerine çok kafa yorar, ancak fen yobazları "e eşittir em ce kare" formulüne önce karşı çıkar, sonra methiye düzmek için yarışırlar
Einstein'in 1916'da yayımladığı "Görelilik Kuramı" ilim dünyasında bomba gibi patlar, 1921'de "Fotoelektrik etki ve Kuramsal fizik" üzerine yaptığı çalışmalarla Nobel Fizik Ödülünü alır Yeri gelmişken söyliyelim "görelilik" denilen şey zaman ve madde adacıklarının bulunduğu noktalarda uzayın eğriselleşmesi (anlayamadım ki anlatabilsem) kaidesidir

Ahmet ağa ABD yolunda
Einstein dünya çapında bir üne de kavuşsa bir Yahudidir ve Nazi Almanya'sında yapamaz Baskılar artınca pılısını pırtısını toplar Belçika'ya kaçar Malum, Yahudiler ne zaman sıkışsalar Osmanlı mülküne sığınırlar Einstein de İstanbul'a gelmeyi düşünür, hatta Dışişleri çalışanları "Ahmet Tektaş" adına bir pasaport çıkarıp eline sıkıştırırlar Ancak o bilimsel altyapısı olan ABD'yi tercih eder, kendince doğrusunu yapar Haklarını yemeyelim Amerikalılar ne isterse verir ve ondan çok şey umarlar
Einstein, diğer bilim adamlarının aksine fizik üstü konulara çok meraklıdır Mesela "Zihinsel Radyo" ve "altıncı his" olaylarına çok takar Hatta, insanların telepatik yollarla iletişim kurabileceklerine inanır Zaman ve mekan üzerine enteresan şeyler söyler, mesela ışık hızıyla ilerliyebilen bir uzay gemisinde seyahat edenlerin, çocuklarından genç kalacağını iddia eder
Einstein sanıldığının aksine kararsızdır, sık sık kuramlarından cayar Çok şey söyler ama pek azını ispatlar Bir kısmının da yanlış olduğu ortaya çıkar Elbette boş atıp, dolu tutturmak gibi bir maksadı yoktur ama ıskalamaktan yorulmaz Mesela gravitasyon, elektrik, manyetik ve nükleer gücü tek formül altında toplayabileceğini sanır ama başaramaz Einstein'in matematikle arası yoktur, belki de bu yüzden derdini anlatamaz

Fizik üstü az felsefe
İşin doğrusu Einstein fizik üzerine felsefe yapar ve diğer filozoflar gibi sıkça bocalar Her ne kadar kuvantum mevzuunda Heisenberg'in kafasını karıştırsa da laf gevelemekten hoşlanmaz, koskoca doktora tezi bile birkaç sayfayı aşmaz Eğer "daha güvenli bir buzdolabı motoru"nu da saymazsanız hayatı kolaylaştıran hiçbir pratik çalışma içinde bulunmaz Sürekli girift konularla uğraştığı için basit hadiseleri kavrayamaz Einstein'in laboratuvarında ayaklarına dolanan bir kedisi ile yerinde duramayan bir köpeği vardır Hayvanlar elbette çok sıkılır ve ikide bir eşiği tırmalarlar Einstein kalkıp onlara kapıyı açar ama masasına dönünce konuyu toparlayamaz Bu yüzden kapının altında köpeği için irice, kedisi için minikçe bir delik açtırmayı planlar Çağırdığı marangoz çırağı "büyüğünü açalım yeter" der, "buradan ikisi de işler" Einstein böylesine pratik bir çare bulduğu için ufaklığı kucaklar "Biliyor musun, sen bir dahisin" diye fısıldar

__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla