01-04-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
Çocuk ve Yahudi
Kayseri'deki Kale Çarşısında eskiden Yahudilerin de dükkanları varmış Bir gün Kayserili bir çocuk, elinde ortası delik irice bir altın, içerisinden lastik geçirmiş sallayarak oynuyor Yahudi esnaf bu çocuğu görür de yerinde durabilir mi? Hemen çocuğun yanına gider;
- Oğlum elindekini bana ver, ben de sana şeker vereyim
- Hayır vermem
- Bir kutu şeker vereyim,
- Hayır
- Daha ne istersen veririm
- Her istediğimi de yapar mısın?
- Evet yaparım
- Öyleyse sırtına bineyim Ben 'deh!' deyince koşup 'çüş!' deyince durasın Ben ne zaman sana anır dersem avazın çıktığı kadar anıracaksın
Yahudi bu teklife yanaşmayacak gibi olmuşsa da altının kıymetini bildiği için
dayanamamış, çocuğun bütün istediklerini yapmaya razı olmuş
Bizim Kayserili küçük binmiş yahudinin sırtına, çarşıda dolaştırıp her yerde anırtmış Yahudinin sesi az çıkacak olsa daha fazla bağırtmış Dönmüşler dolaşmışlar Yahudinin dükkanının önüne gelmişler Yahudi:
- Ben sözümde durdum, şimdi sıra sende, hadi ver bakalım şimdi onu
Kayserili çocuk biraz mesafeyi açıp şöyle demiş:
- Eee Sen bu eşekliğinle bunun kıymetini bileceksin de ben Kayserili olup bilmeyeceğim, öylemi! 
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|
|