12-29-2008
|
#50
|
Gözyaşı
|
Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)

Küçük Hüseyin Paşa (1758?-1803)
Osmanlı kapdân-ı deryâsıdır 1758 yahut 1759'da doğdu Çerkeş veya Gürcü Silâhdar İbrahim Paşa'nın aracılığıyla küçük yaşta saraya sokulmuş, enderûn-ı hümâyûn'da iyi bir eğitim görmüştür Bu arada III Sultan Selim'e, şehzadeliğinde hizmet etmiştir Doğrulanmayan bir söylentiye göre de onun süt kardeşiymiş
Bir süre sonra mabeyincilik, tebdilcilik ve başçuhadarlığa yükseltilmiştir 1789 ekiminde mühr-i hümâyûn'u Rumeli'deki Cezayirli Gazi Palabıyık Hasan Paşa'ya götürmek emrini aldı Bu emanetin tesliminde sadrâzam paşa, Hüseyin Ağa'yı bağış ve hediyelere boğdu, İstanbul'a dönüşünde padişahın gözündeki itibarı az zamanda çok arttı Bunu, Topkapı Sarayı'nda geçtiği anlaşılan bir olaya ait 1792 tarihli bir vesikadan öğreniyoruz
O sırada Ege denizinde Rum korsanlarının yapmadığı kötülük ve vurmadığı gemi yoktu Bunların en azılısı Lambro'ydu Bu haydut Rus bandıralı gemilerle dolaşmaktaydı III Sultan Selim, Küçük Hüseyin Paşa'ya bunların temizlenmesini irade etti Paşa, ufak bir savaş filosuna demir aldırıp korsanların cirit oynadıkları Ege denizine açıldı Günlerce Lambro' nun peşinde dolaştı Herifi birkaç defa kıstırdıysa da ne yazık ki tutamadı Ama onun sağ kolu sayılan Karakaçan'ı suç ortaklarıyle birlikte yakaladı, İstanbul'a dönüşünde Yalıköşkü'ne yaklaşırken Karakaçan ve arkadaşlarını baştardanın direklerine astırdı
III Sultan Selim, bu başarıya çok sevindi Paşa'ya "Bir kıt'a hançer-i murassa ve bir semmûr kürk" armağan etti Arkasından da Esma Sultan'la "Dünya evine girme" işi törenine başlanıldı Çok şenlik içinde bir düğün yapıldı Baş davetli padişahtı Bu sırada Vidin'de ayaklanma olmuştu Ruslar, kendi kuvvetleriyle olayın bastırılması için, izin istediler Sadrâzam Safranbolulu İzzet Mehmed Paşa "Devletin iç işlerine karışmak" olacağını ileri sürerek bu istediği reddetti Ayaklanma bölgesine de Küçük Hüseyin Paşa'nın gönderilmesinin uygun olacağını padişaha arzetti III Sultan Selim, bunu müsbet karşıladığından "Sen ki kapdân-ı deryam ve serasker-i zafer-rehber Hüseyin Paşa'sın, sana her veçhile hüsn-ü nazar-ı şahanem berkemâl olmağla göreyim seni me'mûr olduğun işbu maslahat-ı ehemm-i sabıka itmamına bezl-i makdûr eyleyesin Cenâb-ı Hak muvaffak eyleye Amin" satırlarını taşıyan hatt-ı hümâyûn'la bu önemli görevi Küçük HüseyinPaşa'ya verdi
Paşa, 10 nisan 1798'de Vidin'e gitmek üzere İstanbul'dan yola çıktı Ayaklanma bölgesine Mustafa, Seyyid Ali ve Tepedelenli Ali gibi Osmanlı vali paşaları da gelmişlerdi Vidin, karadan orduyla, Tuna'dan "ince donanma"yla kuşatılmıştı Asi Pazvandoğlu Osman Ağa, bu durumda pek çok kere "Aff-ı şahane" isteğinde bulundu Hepsi İstanbul'a duyuruldu Gelen cevaplar tenkile devamı emrediyordu Kuşatma ve çarpışmalar uzun sürdü Osmanlı ordusu Rumeli'nin bu hayduduna karşı bir şey yapamıyordu Bu arada çarpışmaların birinde Osmanlı komutanlarından biri maktul düştü Küçük Hüseyin Paşa da yaralandı
Olayın başlıca sorumlusu Seyyid Ali Paşa'ydı Çünkü, Pazvandoğlu'yla el altından uyuşmuş, kuvvetlerini de Küçük Hüseyin Paşa'nın emri olmadan geri çekmişti Vali Paşa'nın bu ihaneti kendisine idama kadar götürdü Bu sırada imparatorluk, öteki ucundan bir saldırıya uğradı: Napolyon, Mısır'a asker çıkarmıştı Çok zor duruma düşen Bâbıâlî, donanmanın başına geçmek üzere Küçük Hüseyin Paşa'yı acele İstanbul'a çağırdı Paşa da Pazvandoğlu Osman Ağa'yı affettirip, ayaklanma işini tatlıya bağladıktan sonra döndü
İstanbul'a gelen Küçük Hüseyin Pasa hemen donanmayla Akdeniz'e açıldı Mısır sahillerini kuşatan İngiliz donanması ile birleşti Napolyon, kurtuluşu kaçmak ta buldu Daha sonra altı bin kadar askeri karaya çıkardı 10 temmuz 1801'de Kahire'ye girdi Gavrî Sarayı'nda Mısır ileri gelenlerini toplıyarak III Sultan Selim adına fetih hutbesini okuttu Mısır kalesinin anahtarlarını da mühürdanyla padişaha gönderdi III Sultan Selim'in sevinci sonsuzdu Kıymetli Paşa'sı devletin yüzünü ağartmıştı
Küçük Hüseyin Paşa, 1801 aralığında İstanbul'a döndü, iki yıl kadar gene Ege denizinde dolaşmaları oldu 1803'te hastalandı Verem olmuştu, yatağa düştü Ümitsizlik içersinde vasiyetnamesini yazdı Gırtlağına kadar borç içindeydi Padişahtan bunların ödenmesini yalvararak istedi Çok iyi bir insan, hassas bir kalbe sahip hükümdarın söz konusu isteğe verdiği cevap şöyledir: "Kapdân-ı Derya Paşa huzurlarına selâm ederim Nicesin? Huda'ya emanet olasın Hemen Hakteâlâ şifâlar ihsan eyleye Kâğıtlarını gördüm, niçin böyle vesveseye zâhip olmuşsun Alimallah hekimbaşı yemin ediyor, hayf olunacak bir şeyi yokdur deyû Hem maazallah öyle bir şey olsa ben seni hiç borçlu yatırdır mıyım? Inşaallah sen bana çok hizmet edersin Böyle kuruntuları derûnundan çıkarub ilâca dikkat, hekimlerin sözlerine mümanaat itmiyesin Kendini sıcak tudasın înşâallah sıhhat bulursun"
Küçük Hüseyin Paşa, hergün biraz daha çöken imparatorluğumuzun devrimci ricalindendi Osmanlı donanmasında temelden değişiklik yapıp, düzen veren de odur 1803'ün 8 Aralığında öldü Eyüpte Mihrişâh Valide-Sultan türbesinin yanına gömüldü
__________________
|
|
|