12-28-2008
|
#1
|
VANDETTA
|
Gelde Kafayı Yeme
Şunu öğreniyoruz: Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararlar herkesi bağlamazmış
Muhalefet partilerini bağlamazmış
Bazı belde yöneticilerini bağlamazmış
Danıştay’ı bağlamazmış
Bir şey daha öğreniyoruz: Durduk yerde kendisine ‘Eş Anayasa Mahkemesi’ görevi veren Danıştay, icabında yasal uyuşmazlıklarda devreye girip kararlar alabilir, bu kararlarını meşrulaştırmak için komşu mahkemeden üye araklayabilirmiş
Biraz karışık mı oldu?
Öyle oldu
Fakat, bu karışıklık yazarınızdan kaynaklanmıyor
Durumun kendisi karışık 
Evet, yüksek yargı kararları bağlayıcıdır Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi’nin ‘belediye’ olmaktan çıkarılan beldelerle ilgili aldığı karar da bağlayıcı olmak durumundadır
Değilmiş 
Danıştay, Kovancık Belediyesi’nin başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi tarafından ‘geçerliliği’ onaylanmış yasaya istinaden yayınlanan İçişleri Bakanlığı genelgesini iptal etti
Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir yasa, Danıştay eliyle yok edilmiş oldu
İlginç, değil mi?
Durumdan vazife çıkaran Yüksek Seçim Kurulu da, Anayasa Mahkemesi’ni değil, Danıştay’ın kararını ‘üstün’ saydı ve ‘Danıştay’a iptal için başvuran bütün belediyelerin tüzel kişilikleri devam eder’ diyerek, hem mahut ‘bağlayıcılık’ ilkesini çiğnemiş, hem de mahkemeler arasına hiyerarşi sokmuş oldu
Bundan sonrası daha komik 
Kararları hiçe sayılan mahkemenin başkanı Haşim Kılıç, doğal olarak çıkıp mahut ‘bağlayıcılık’ ilkesini hatırlatıyor, ‘olması gereken’e vurgu yapıyor, Danıştay’a ve Yüksek Seçim Kurulu’na itiraz ediyor
Üyeler ne yapıyor?
Kararları hiçe sayılmış mahkemenin üyeleri 
Başkanları aleyhinde bir bildiri yayınlayarak, ‘komşu mahkeme’den yana tavır koyuyor
Gene mi karışık oldu?
O zaman daha net bir şey anlatayım:
Prof Mehmet Füzün’ün rektörlüğü, ‘daimi statüde’ olmadığı gerekçesiyle ‘dava’ya konu oldu  Ankara 15 İdare Mahkemesi, geriye dönük bir işlem gerçekleştirerek asli statüye geçen Füzün’ün rektör olamayacağına karar verdi
Mahkeme, görünüşte haklı 
Peki, ‘Cumhurbaşkanının re’sen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine’ dava açılabilir mi?
Hayır
Rektör seçilmek için ‘tam gün’ (yani asli statü) gerekli midir?
Hayır
İnönü Üniversitesi’ne rektör atanan Prof Ömer Şarlak asli statüden mi geliyordu?
Hayır
Şarlak TSK’dan geliyordu ve emekli bir doktordu Bırakın ‘tam gün’ü, çalışmıyordu bile
Hürriyet’in terbiyesiz kalemi tarafından İstanbul Üniversitesi rektörlüğüne yakıştırılan Prof Ali Akyüz elan asli statüde mi?
Hayır
Bu kadar ‘hayır’, Füzün’ü rektör yapmaya yetmiyor
Demek ki, Cumhurbaşkanının atamaları yargıya konu edilebilirmiş
Demek ki, Anayasa Mahkemesi’nin kararları, kendi üyeleri dahil, hiçbir kurumu, hiçbir merciyi, hiçbir eşhası bağlamazmış 
Ahmet KEKEÇ / Star
akekec@stargazete<img src="images/sm...lineimg" />com
|
|
|