meLankoLik_asaLet
|
Anne Olma Şerefi
Kadınlık meziyetlerinin başında anne olmak şerefi gelir Annelik, bir gönül ve mânâ şiiridir Toplumu ihyâ edip âbâd eden de ve tersine berbâd eden de yine annedir Toplumun kurtuluşu, hakîkî annelerin yetiştirilmesiyle mümkündür
İslâmiyet, anne olmak sıfatıyla kadına en yüksek ve pek muhterem bir mevkî vermiştir Târihin çeşitli dönemlerinde zillet ve hakâret içinde yaşayan kadın, lâyık olduğu en yüksek şerefe İslâm sâyesinde kavuşmuştur
Herkese iyilik etmeyi, herkesin hakkını gözetmeyi emreden İslâm Dîni, kişinin babasına, özellikle annesine karşı en iyi şekilde davranmasını, haklarına dikkatle riâyet etmesini emretmiştir Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulmuştur:
"Biz insana ana-babasını (onlara iyilik yapmasını) da tavsiye ettik Anası onu (karnında) meşakkat üstüne meşekkatle taşımıştır Sütten ayrılması da iki yıl sürmüştür Bana, ana ve babana şükret! Dönüşün ancak banadır (dedik) " (10)
Gerçek anne, hayâtı boyunca maddesini ve mânâsını evlâdına fedâ eder Anne, yavrusunu bir müddet cisminde, ondan sonra kollarında ve hayâtı boyunca kabre kadar da kalbinde taşır (11)
Abdullâh b Mes’ûd (r a ) der ki: Rasûl-i Ekrem (s a v )’e:
"Allah katında en sevgili amel hangisidir?" diye sordum Şöyle buyurdular: "Vaktinde kılınan namazdır " "Namazdan sonra hangisi daha sevgilidir?" diye tekrar sorduğumda:
"Anaya babaya iyilik etmektir " buyurdular
Bunlardan sonra hangisinin en sevgili olduğunu sordum:
"Allah yolunda cihaddır " buyurdular (12)
Müslüman olmasa dahi, anneye iyilik etmenin İslâmî açıdan ne kadar önemli olduğunu Hz Ebûbekir (r a )’ın kızı Hz Esmâ’ (r anha)’nın şu rivâyeti apaçık bir şekilde ortaya koymaktadır:
"Müşrike olan (Allâh’a ortak koşan) annem Rasûlullah (s a v ) zamanında bana gelmişti Rasûlullah (s a v )’den sordum ve dedim ki:
"Anam geldi Bana ümid bağlamıştır Ben onu görüp gözetebilir miyim?" Rasûlullah (s a v ):
"Evet, ananı görüp gözet!" buyurdu (13)
Ana-babaya itâat, Kur’ân-ı Kerîm’de ısrarla tavsiye edilmiştir Konu ile ilgili olarak İsrâ Sûresi 23 ve 24 âyetlerinde şöyle buyurulur:
"Rabbin, "Kendinden başkasına kulluk etmeyin Ana-babaya iyi muâmele edin!" diye hükmetti Eğer onlardan biri veya her ikisi senin nezdinde ihtiyarlığa ererlerse, onlara "öff! " (bile) deme! Onları azarlama! Onlara çok güzel (ve tatlı) söz (ler) söyle! Onlara acıyarak tevâzû kanadını (yerlere kadar) indir! Ve: Yâ Rab! Onlar beni çocukken nasıl terbiye ettilerse, sen de kendilerini (öylece) esirge! de "
Hz Peygamber (s a v ), ana-babaya iyi muâmele hakkında:
"Siz iffetli olun ki, hanımlarınız da iffetli olsun! Siz ana-babanıza iyi davranın ki, evlâdlarınız da size iyi davransınlar!" buyurur (14)
Ebû Hüreyre (r a ) anlatıyor:
Hz Peygamber (s a v ) birgün;
"Burnu sürtülsün! Burnu sürtülsün! Burnu sürtülsün! " buyurdu
"Kimin burnu sürtülsün ey Allâh’ın Rasûlü? " diye sorulunca, şu açıklamada bulundu:
"Ana-babasının her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı halde cennete giremeyenin  " (15)
Ana ve babaların en itâat ve hizmete ihtiyaç duydukları ihtiyarlık çağlarında onlara gereken hizmet, hürmet ve şefkati göstermeyip, Cenâb-ı Hakk’ın rızâsını ve cenneti kazanamayan çocukların elbette burunları sürtülmeyi hak etmiş olurlar
İslâm Dîni, ana-babaya itâate son derece önem vermiş, ana-babaya karşı gelmeyi de büyük günahlar arasında saymıştır
Rasûlullah (s a v ) Efendimiz, bu konuda şöyle buyurmuşlardır:
"Büyük günahlar; Allâh’a eş koşmak, ana-babaya âsî olmak, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemîn etmektir " (16)
Yine Rasûlullah (s a v ) Efendimiz:
"Bir kimsenin ana ve babasına sövmesi büyük günahlardandır " buyurmuşlardı
Ashâb-ı kirâm:
"Yâ Rasûlallah! Bir adam ana ve babasına söver mi?" dediler Hz Peygamber (s a v ) Efendimiz de:
"Evet, bir kimse başkasının babasına söver, o da buna karşılık onun babasına söver (Eğer yine bir kimse) başkasının anasına söverse, o da onun anasına söver " buyurdu (17)
Diğer bir hadîs-i şerîfde de Peygamber (s a v ) Efendimiz:
"En büyük günahlardan size haber vereyim mi?" buyurdu
Ashâb-ı kirâm da:
"Evet Yâ Rasûlallah!" deyince Peygamber (s a v ) Efendimiz:
"Allâh’a eş koşmak, ana ve babaya âsî olmak "
buyurdu Dayanmış olduğu yerden doğrulup oturdu ve:
"Haberiniz olsun, aman yalan sözden ve yalan şehâdetten sakınınız!" buyurdu Ve bu cümleyi defalarca tekrarladı (18)
Ana ve babaların emir ve istekleri, dîne uygun olduğu sürece yerine getirilir Dîne aykırı olan emirlerine itâat edilmez Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de Lokman Sûresi’nin 15 âyetinde:
"Eğer onlar seni, hakkında bilgin olmayan bir şeyi (körü körüne) bana ortak koşman için zorlarlarsa, onlara itâat etme! (Ancak) onlarla dünyada iyi geçin! " buyurulur
Bu âyet-i kerîmenin nüzûl sebebi, Sa’d b Ebî Vakkâs Hazretleri’nin müslüman olmasıdır Hz Sa’d (r a ), Hz Ebûbekir (r a )’ın vâsıtası ile müslüman olunca annesi, öfkesinden üç gün yememiş, içmemiş ve tâkatten düşmüştü Bunu gören Hz Sa’d (r a ):
"Anneciğim!
Allâh’ı ve Rasûlü’nü senden daha çok seviyorum Vallâhi senin bin canın olsa ve bunları, birer birer İslâmiyet’i bırakmam için versen, ben yine dînimden vazgeçmem! Artık dilersen ye, dilersen yeme! " demişti
Bunun üzerine annesi, oğlunun îmânındaki sebât ve kararlılığını görünce çâresiz kalarak yemeğini yemiştir (19)
|