sudenaz
|
Cevap : Sûrelerin İniş Sebepleri
61-es-SAFF
Adını, müminlerin saf tutarak Allah yolunda savaştıklarını bildiren 4 âyetinden almıştır; Medine'de inmiştir; 14 (ondört) âyettir
62-el-CUM'A
Adını, 9 âyetinde geçen "cum'a" kelimesinden alır Medine'de inmiştir; 11 (onbir) âyettir
63-el-MÜNÂFİKÛN
Medine'de inmiştir; 11 (onbir) âyettir Münafıkların davranışlarından söz ettiği için bu adı almıştır
64-et-TEĞÂBÜN
Medine'de inmiştir; 18 (onsekiz) âyettir Adını, dokuzuncu âyette geçen ve aldanma, kâr-zarar manasına gelen "teğâbün" kelimesinden alır
65-et-TALÂK
"Talâk", boşama anlamına gelir Sûre boşama konusunu ihtiva ettiği için bu ismi almıştır; Medine'de inmiştir 12 (oniki) âyettir
66-et-TAHRÎM
Adını Hz Peygamber'in bazı yiyecekleri kendisine yasakladığını anlatan birinci âyetten alır Medine'de nâzil olmuştur, 12 (oniki) âyettir
67-el-MÜLK
Mekke'de nâzil olmuştur; 30 (otuz) âyettir Adını, birinci âyetinde geçen "el-mülk" kelimesinden almıştır Ayrıca Tebâreke, Münciye, Mücâdele, Mâni'a, Vâkiye adları ile de anılır Bu sûreyi her gece okuyanın, pek büyük sevaba nâil olacağına ve sûrenin faziletlerine dair hadisler vardır
68-el-KALEM
Mekke'de nâzil olmuştur, 52 (elliiki) âyettir "Nûn" sûresi diye de anılır Adını ilk âyetindeki "kalem" kelimesinden alır
69-el-HÂKKA
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 52 (elliiki) âyettir Adını, ilk âyetindeki "el-hâkka" kelimesinden almıştır "Hâkka"ya değişik manalar verilmiştir "Hak" kökünden geldiği için, hepsinde hak ve hakikat manası vardır Daha çok "kıyamet" manası verilmektedir
70-el-MEÂRİC
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 44 (kırkdört) âyettir Adını, üçüncü âyetindeki "el-meâric" kelimesinden almıştır Meâric, "ma'rec"in çoğulu olup "yükselme dereceleri" demektir
71-NÛH
Mekke'de nâzil olmuştur; 28 (yirmisekiz) âyettir Hz Nuh'un ilâhî elçi olarak gönderilişi ve mücadeleleri anlatıldığından sûre bu ismi almıştır
72-el-CİNN
Mekke'de nâzil olmuştur: 28 (yirmisekiz) âyettir Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır Hz Peygamber, amcası Ebu Talip ve eşi Hz Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmiş, orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de müslümanlara karşı düşmanlıklarını iyice arttırmış bulunuyorlardı işte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalnız insanların değil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarını bildiriyor, İslâm'ın muzafferiyetini müjdeliyordu
73-el-MÜZZEMMİL
Mekke'de nâzil olmuştur; 10, 11 ve 20 âyetlerinin Medine'de nâzil olduğu rivayet edilmiştir 20 (yirmi) âyettir Sûre, adını, ilk âyetindeki "el-müzzemmil" kelimesinden almıştır "Müzemmil" örtünüp bürünen demektir
74-el-MÜDDESSİR
Mekke'de nâzil olmuştur; 56 (ellialtı) âyettir Sûre, adını ilk âyetindeki "el-müddessir" kelimesinden almıştır "Müddessir", örtüsüne bürünen, sarınan demektir Hz Peygamber'e hitap eden ilk âyet, Müzzemmil sûresinden önce nâzil olmuştur
75-el-KIYÂME
Mekke'de nâzil olan bu sûre, 40 (kırk) âyettir Adını, ilk âyetinde geçen "el-kıyâme" kelimesinden almıştır
76-el-İNSÂN
Mekke'de veya Medine'de nâzil olduğuna dair rivayetler vardır; 31 (otuzbir) âyettir Adını ilk âyetinde geçen "el-insân" kelimesinden almıştır "Hel etâke", "ed-Dehr", "el-Ebrâr" ve "el-Emşâc" isimleri ile de anılır
77-el-MÜRSELÂT
Mekke'de inmiºtir 50 (elli) âyettir "Gönderilenler" anlamına gelen "el-mürselât" kelimesi ile başladığı için sûre bu adı almıştır Müfessirler, "gönderilenler"den maksadın, âlemin idaresi ile görevli bir kısım melekler veya rüzgârlar, yahut peygamberler, yahut da Kur'an âyetleri olabileceğini belirtmişlerdir
78-en-NEBE'
Meâric'den sonra inmiştir; ilk Mekkî sûrelerden olup 40 (kırk) âyettir "Nebe' " haber demektir Kıyamet haberlerini ihtiva ettiği için bu ad verilmiştir
79-en-NÂZİ'ÂT
Nebe' sûresinden sonra Mekke'de inmiştir; 46 (kırkaltı) âyettir Adını, "söküp çıkaranlar" manasına gelen "nâziât" kelimesinden alır Ana fikir olarak kıyameti konu edinir Cenab-ı Allah, sûrenin başında, kendilerini, ilk beş âyette belirtilen güç ve melekelerle donattığı varlıklara yemin etmektedir
80-ABESE
Mekke'de inmiştir, 42 (kırkiki) âyettir Adını, "yüzünü ekşitti, buruşturdu" anlamına gelen ilk kelimesinden almıştır Bu sûrenin iniş sebebiyle ilgili olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir: Efendimiz; Velîd, Ümeyye b Halef, Utbe b Rabîa gibi Kureyş'in ileri gelenlerine İslâm'ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûlallah! Allah'ın sana öğrettiklerinden bana da öğret" der O esnada Resûlullah (a s ) cevap vermez Çünkü Kureyş'in bu ileri gelen kimseleri, zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardı Efendimiz onları gücendirmek istemedi Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatları değişti Bu esnada onlar kalkıp gittiler Biraz sonra bu âyetler geldi Resûlullah'ın bazı davranışlarını tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler, onun hak peygamber olduğuna en büyük delildir Zira hiç kimse kendisini bu şekilde tenkit etmez
81-et-TEKVÎR
Mekke'de inmiştir, 29 (yirmidokuz) âyettir Sûrenin başında güneşin dürülmesinden söz edilmiş ve adını da buradan almıştır Sûrenin söz dizisinde, ihtiva ettiği konuya ilişkin anlamları yankılandıran ve güçlendiren mükemmel bir musikî taklit edilemez bir âhenk vardır
82-el-İNFİTÂR
Nâziât sûresinden sonra Mekke'de inmiştir 19 (ondokuz) âyettir Manası "yarılmaktır"tır Göğün yarılmasından söz ederek başladığı için bu adı almıştır Konusu ahiret âlemidir
83-el-MUTAFFİFÎN
Mekke'de inmiştir, 36 (otuzaltı) âyettir Ölçü ve tartılarında hile yapanları kötüleyerek başladığı için bu adı almıştır
84-el-İNŞİKAK
İnfitâr sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 25 (yirmibeş) âyettir Göğün yarılmasından söz ettiği için bu adı almıştır
85-el-BÜRÛC
Şems sûresinden sonra Mekke'de inmiştir; 22 (yirmiiki) âyettir "Bürûc", burc kelimesinin çoğuludur Sûrede burçları olan gökyüzüne, kıyamet gününe ve o güne tanıklık edecek olanlarla, yine o gün müşahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemen'de geçmiş bir olaya temas edilir: Yahudi Zûnuvas ve adamları, yahudiliği kabul etmeyen Necran hıristiyanlarını, Hendek içinde yakılmış bir ateşe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanları seyrederler Bu şekilde işkence ile yakılıp öldürülen kimseler inançları uğrunda ölmüşlerdir
86-et-TÂRIK
Beled sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 17 (onyedi) âyettir Adını, 1 âyette geçen "târık" kelimesinden alır Târık, geceleyin gelen, şiddetlice vuran, kapı çalan demektir Sûrede geçen târık ise gece fazla ışık saçan yıldıza denir ki, bu, sabah yıldızıdır Mecâzî olarak da ünlü kişiye denir Bir edebî sanat olarak cahiliye devri geceye, o devirde gelen Hz Peygamber de geceyi aydınlatan ve sabahı müjdeleyen sabah yıldızına benzetilmiş olabilir
87-el-A'LÂ
Allah'ın "Yüce" anlamındaki adıyla başladığı için "el-A'lâ" denilen bu sûre 19 (ondokuz) âyet olup, Mekke'de inen ilk sûrelerdendir Cenab-ı Allah bu sûrede kâinatın esrarını, oluşunu, işleyişini özlü bir anlatımla ifade etmiştir
88-el-ĞÂŞİYE
Adını, ilk âyette geçen ve her şeyi saran, kaplayan, dehşeti her şeye ulaşan kıyamet günü anlamına gelen "ğâşiye" kelimesinden alır İlk gelen sûrelerden olup, Zâriyât sûresinden sonra Mekke'de inmiştir Bu sûrede kıyamet ve ahirete ait haberler vardır ayrıca Allah'ın varlığını anlamaya yardım edecek bazı kevnî deliller serdedilmiştir Hayatın bir plan ve program içinde akıp gittiği, bu akışın sonunda Allah'a varılacağı ve O'nun katında hesap verileceği anlatılır 26 (yirmialtı) âyettir
89-el-FECR
Fecr, tan yerinin ağarması ve şafak manasına gelir Fecr sûresi, Leyl sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 30 (otuz) âyettir Bu sûrede eski kavimlere ait kıssalar hatırlatılır İnsanoğlunun kötülüğe yönelmekte olduğu belirtilerek bunun kötü sonucu, dünya hayatından sonraki hayat ve oradaki durumlar kısaca anlatılır
90-el-BELED
Mekke'de Kaf sûresinden sonra inmiştir 20 (yirmi) âyettir Adını, ilk âyette geçen, Mekke'yi anlatan ve "şehir" anlamına gelen "beled" kelimesinden almaktadır Bu sûrede insanın yaratılışından, onun bazı davranışlarından, insana verilen üstün vasıflardan, o vasıfları iyiye kullanmayanın kötü âkıbetinden, iyiye kullananların da mutlu geleceklerinden söz edilir
|