|  08-07-2006 | #14 | 
	| 
dehşet
 | 
				  
 
            -O-
 OTOBİYOGRAFİ
 Bir kimsenin kendi hayatını yazdığı eser
  Biçim ve içeriğiyle bir edebi değer taşımalıdır   
 OTOGRAF
 Yazarın kendi el yazısı
  Eskiden hatt-ı dest (el yazısı) deyimi kullanılırdı   
 OTTOVA RİMA
 Sekiz mısralı bir nazım şekli
  Önce İtalyan edebiyatında kullanılmış, sonra Fransız edebiyatında, buradan da Türk edebiyatına geçmiştir  Batı edebiyatında kafiye şeması, abababcc’dir  Bu şema bizde değişikliğe uğra***** ababcccb şeklini almıştır  Aabbccdc şekli de görülür  Bu nazım şekli lirik tür için elverişlidir  Ottova Rima’yı edebiyatımızda daha çok Abdülhak Hamid kullanmıştır  Örnek: (MAKBER’den)
 Bu makberdir o bâba makdem,
 Bilmem ne duyar girince, adem?
 Sûzişlerimin budur esâsı
 Hep şüphelerin bu en fenâsı
 Benlik acebâ kalır mı ol dem?
 Sönmüş erimekte o nûr-i dîdem
   Ben gözler idim bu hâli ey yâr
 Senden daha çok zaman akdem
     Abdülhak Hâmid
 
 OZAN
 Kopuzla türkü söyleyen en eski Türk şairleri
  Osmanlı döneminde halkı şairleri için kullanılırdı  Âşık sözünün karşılığı olduğu gibi meddah anlamını da taşıyordu  Ozanların toplumda önemli yerleri vardı  Beylerin huzurunda, dini törenlerde, elindeki kopuzunu çalarak kahramanlık destanları okurlar, halk arasında kıssa söylerlerdi  Memluk ordusunun mızıka takımında ozan denilen çalgıcılar olduğu tarihi kaynaklarda yazar  Selçuklular’da da benzer durum görülür   
 ÖNSÖZ
 Eserin niçin ve ne amaçla yazıldığını belirtmek için kitabın başına eklenen yazı
  Bu bölümde yazar ya kitabın özetini verir veya hangi nedenle yazdığını açıklar  Eskiden, "sebeb-i telif-i kitab" (Kitabın yazılışının sebebi) sözü kullanılırdı  Tanzimat’tan sonra edebiyatçılar, mukaddeme başlığı altında yazdıkları önsözlerde edebiyat anlayışlarını belirleyici açıklamalar yaptı  Namık Kemal’in Celaleddin Harzemşah, Recaizade Mahmud Ekrem’in Zemzeme, Abdülhak Hamid Tarhan’ın Makber mukaddemeleri bunlardandır   | 
	|  |   |