09-25-2008
|
#1
|
sudenaz
|
Aşk mı Dedin ...Dur Hele...
Aşk mı dedin gülüm, dur hele Biraz da biz tarif edelim, birazda biz tarifsizliğin tarifini yapalım 
Ne yağacak yanlızlık sahralarına?
Aşk, kime göre yanmak, kimine göre gül, kimine göre de bülbül, bazılarına bakarsak, Hz Yusuf, bazen de Züleyha    Biz hiç bakabildik mi gönül penceresinden haa   
Bazen parıltılı bir efsane, bazen şiir-âne Bazen de, gönül kalemiyle çizilen ve anlatılan avâre Aşk dedik ya gülüm çaresizlik değil, çare üretmektir çaresizliğin gölgesinde    
Aşk, yanmak değil, İbrahim-î bir muhabbetle yanmaktır  
Aşk, Mevlanâ değil, onun özüdür 
Aşk, Yusuf değil, onun hayasıdır 
Aşk, Yunus değil, onun sevdasıdır   Bence aşk odundur gülüm odun   Şaşırma bakma öyle tuhaf tuhaf yüzlere, doğru duydu kalp kulağın, odun diyorum Hani şu Yunusr17;un dağdan muhabbetle kestiği, aşka hangisi yakışır deyip muhasebe ettiği, kalem gibi bulmak için saatlerin verdiği odundan bahsediyorumr30; Muhabbet kapısından eğri girilmez   Şerefliler kapısından nefsine uyanlar geçemez   Zoru bulmak değil zora kolay sıfatını koyabilmektir 
Aşk, güller arasında sevgiliğe hitap değil, dikenlerin arasından dikenlere dokundurmadan sevgiliyi geçirmektir  
Aşk, parmakta bir halka<STRONG> değil, kalpte tokmak olmalı  Çevirdiğin zaman tokmağı, cenneti aşmalı  Kapattığın zaman, nur cemali seyretmeli insan  
Aşk, bin yıl seni seviyorum naraları atmak değil, bir gecenin yalnızlık elbisesi giydiği, buz gibi bir havanın nefesleri kestiği, imkanların kesip imkansızlıkların başladığı, bir noktada sevgilinin elini tutup soğuğa inat bir sıcaklıkla, sessiz bir feryatla, İYİKİ VARSIN YAR deyip muhabbetle, gözlerinin içine hasretle bakmaktır  
Aşk, şaşalı, pahalı dünyevî bir hediye değil MUHAMMED-Î BİR MUHABBETLE önemsemek ve önemsenmektir<SPAN style="FONT-SIZE: 15pt; COLOR: black; FONT-FAMILY: Verdana">
|
|
|