08-05-2008
|
#1
|
sudenaz
|
Dost Diyebildiğim Herkese Hitaben !!!!
Bir kırlangıç hikâyesi anlatacağım bugün sizlere Tam da kırlangıçların gelme mevsiminde 
Bu hikâyeyi her okuduğumda, duyduğumda ya da anımsadığımda gözlerim dolar Nedense çok hüzünlü gelir bana kırlangıçlar 
Meşhur ve zengin bir yazar varmış Tüm dünyada eserleri yok satar, iyi para kazanırmış yazdıklarından Tabi bu durumdan kendisi de çok memnunmuş Aslında bir sorunu varmış meşhur yazarın Bu kadar şan, şöhret ve zenginlik içinde yapayalnızmış Etrafında bir sürü insan varmış fır dönen ama hepsi sahteymiş Gerçek bir dostu yokmuş O da çok umursamıyormuş bu durumu Her işini parasıyla halledeceğine inanıyormuş çünkü 
Bir gün penceresine bir küçük kırlangıç gelmiş, usulca tıklatmış camı 
“Merhaba,” demiş kırlangıç
“Sizinle dost olabilir miyiz? Ben bunu çok istiyorum Görüyorum ki; siz de çok yalnızsınız Eğer kabul ederseniz ben bu kışı yanınızda geçirir, bu yalnızlığınızı paylaşırım ”
Gülmüş kırlangıca meşhur yazar, alaylı bir ifade ile
“Ben, çok meşhur bir yazarım,” demiş “Hem de çok zenginim Bütün dünyada adım biliniyor Şanım, şöhretim var Kitaplarım yok satıyor ”
“Peki, mutlu musun,” diye sormuş kırlangıç 
“Ne demek,”demiş yazar Ve tekrarlamış sözlerini;
“Ben çok meşhur bir yazarım Param pulum var İtibarım, şöhretim de ”
Tekrar sormuş kırlangıç:
“Peki mutlu musun?”
Aynı cevapları vermiş yine yazar:
“Ben çok meşhur bir yazarım Zenginim de Tüm dünya kitaplarımı okuyor ”
Küçümsemiş kırlangıcın dostluk teklifini “Şuna da bakın hele, “demiş içinden “Sen kimsin ki, benimle arkadaş olmak istiyorsun? Ben itibar sahibi bir yazarım ”
Demiş ama aklı da hep kırlangıcın sorusunda takılı kalmış: “Mutlu musun?”
Sorgulamış hep kendini: “Zenginim, param pulum, şanım, şöhretim var Ama mutlu muyum? Mutluluk bunlarla elde edilecek bir şey mi? Mutluluk parayla satın alınabilir mi,” diye 
Bir zaman geçmiş aradan Ama aklındaki bu sorular gün geçtikçe daha fazla kemirmiş beynini…
Ve hasretini çekmeğe başlamış, gerçek bir sevginin Menfaatten, hesaptan uzak, içten bir dostluğun özlemiyle tutuşmuş zamanla Gözleri pencerede küçük kırlangıcı aramış  
Yine bahar gelmiş Ve yine kırlangıçlar uzak ülkelerden gelmeğe başlamışlar Hep o küçük kırlangıcı aramış, göçmen kuşlar arasında Her yeni gelen sürüde yeni bir umutla yüreği çarparak, heyecanla 
Bir gelse, yine camına tıklatsa küçük gagasını, bu sefer sevinçle alacakmış yanına Beklemiş, beklemiş 
Hasretle, özlemle ve her yeni gelen günle 
Ama küçük kırlangıç gelmiyormuş bir türlü 
Bir gün merak ve heyecan içinde diğer kırlangıçlara sormuş, arkadaşı küçük kırlangıcı Anlatmış olanları 
Üzüntüyle dinleyen kırlangıçlar demişler ki yazara:
“O artık asla gelmeyecek Boşuna bekleme ”
“Neden,” diye sormuş yazar:
“Çünkü, kırlangıçların ömrü altı aydır,” diye cevaplamışlar sorusunu 
İşte orda anlamış, yazar ne kadar geç kaldığını…
Sevgi ve dostlukların kıymetini bilmek gerek Sevmek için beklemek zaman kaybıdır O geldiği zaman direnmemeli insan Sevmeli Her şeye rağmen ve her şartta sevmeli Geç kalmamalı sevgilere
Kırlangıçlar ölmeden 
|
|
|