sudenaz
|
Cevap : Temel Dini Bilgiler "32 ve 54 Farz, Tuvalet Adabı, Özet İslam İlmihali"
Özet İslam İlmİhalİ !!!
--------------------------------------------------------------------------------
ÖZET İSLAM İLMİHALİ
İlmihal kitaplarında İslami esaslar; itikat (iman), ibadet, ahlâk ve ahkâm (hukuk) şeklinde dört bölüme ayrılarak incelenir İtikat esasları "Temel Dini Bilgiler" sayfasında açıklandığı için, bu bölümde ibadet kısmı ele alınacak, diğer iki bölüm için ise "Linkler" sayfasında çeşitli bağlantılara yer verilecektir
İBADETLER :
İbadet kelimesi genel olarak tapmak, kulluk etmek ve boyun eğmek, özel olarak ise "Allah'ın (CC) emirlerine uymak ve O'nun isteğine uygun hareket etmek" anlamına gelir Bu şekliyle ibadet sözcüğü, genel inanışın aksine, sadece namaz kılmak, oruç tutmak gibi eylemleri değil, Allah'ın yapılmasını emrettiği her işi yapıp, yasakladığı şeylerden kaçınmayı, yani dini emirlerin tamamını kapsar
İbadet etmenin ön şartı net, sağlam ve her türlü şüpheden arındırılmış bir imana sahip olmak; asıl şartı ise akıllı ve buluğ çağına erişmiş (erkeklik ve kadınlık fonksiyonlarını yerine getirebilecek güce ulaşmış) olmaktır Deliler ve çocukların ibadet etme mecburiyeti yoktur Çocuklar buluğ çağına genelde 12-15 yaşları arasında erişir Ancak 15 yaşını bitirdiği halde buluğa ermeyenler artık hükmen yükümlü sayılır ve her türlü ibadet kendilerine farz olur
İbadetler, emrediliş yolları ve uygulanış biçimleri itibariyle 8 ayrı temele dayanır:
A- Farz: Uyulması kesinkes zorunlu olan ve uymama halinde ilahi cezayı gerektiren dini hükümlerdir Farz olan bir eylemi inkar eden kişi dinden çıkmış sayılır Farzlar, uygulama açısında iki alt gruba ayrılır:
a- Farz-ı ayn, her müslümanın kendi başına yerine getirmesi zorunlu olan ve başkasına devredilmesi mümkün olmayan görevlerdir (Namaz kılmak, oruç tutmak gibi)
b- Farz-ı kifaye, Müslümanlardan bir kısmının yerine getirmesi ile diğerlerinin sorumlu tutulmayacağı görevlerdir (Cenaze namazı gibi)
B- Vacip: Uyulması istenen, uymama durumunda ise günah işlenmiş sayılan emirlerdir Bayram namazı, vitir namazı ve kurban kesmek, vacip sayılan ibadetlerdendir Vacip olan bir eylemi inkar eden dinden çıkmış sayılmaz, ama günah işlemiş olur (Ancak bazı fıkhi konularda "vacip" teriminin "farz" anlamında kullanıldığını da unutmamak gerekir )
C- Sünnet: Peygamberimiz Hz Muhammed'in (SAV) yaptığı ve bize yapmamızı tavsiye ettiği eylemlerdir Yapılmaması günaha sebep olmaz, ama kasten terk edilmesi peygamberimize saygısızlık anlamına geleceği için, ahirette O'nun şefaatinden mahrum olmayı gerektirebilir Sünnetler müekked (kuvvetli) ve gayri müekked (zayıf) olarak ikiye ayrılır "Nafile ibadet" terimiyle kastedilen eylemlerin tamamı sünnet olan ibadetlerdir
D- Müstehab (mendub): Hoşa giden iş anlamına gelir Nafile ibadetler bu gruba girer
E- Helâl (mübah): Yapılması veya yapılmaması yasaklanmayan her türlü iştir
F- Haram: Yapılması kesinkes yasak olan işlerdir Haram olan bir işi helal sayan kişi dinden çıkmış sayılır
G- Mekruh: Hoşa gitmeyen şey anlamına gelir İki alt gruba ayrılır:
a- Tahrimen mekruh: Yapılması istenmeyen ve kötülük bakımından harama yakın olan işlerdir İşlenmesi günaha sebep olur (Güneş doğarken ve batarken namaz kılmak gibi)
b- Tenzihen mekruh: Hoş görülmemekle birlikte, nitelik bakımından helâla daha yakın olan işlerdir Yapılması günaha sebep olmaz, ama yapılmaması durumunda sevap kazanılmış olur
H- Müfsid: Başlanılan bir ibadeti bozan işlere denir (Namaz kılarken konuşmak gibi)
İbadetlerin yapılmasında temizllik şartı önemli bir yer tutar Kıyafet ve ibadet edilen yerin temizliği kadar, kişinin kendi temizliği de şarttır Kişisel temizlik gusül (boy abdesti), namaz abdesti ve teyemmüm olarak üç ayrı şekilde sağlanır:
Boy abdesti (Gusül):
Boy abdesti, Müslümanların ergenlik çağından itibaren uygulaması gereken önemli kurallardan biridir Erkek ve kadının her türlü cinsel boşalım (cünupluk) sonrasında veya kadınların aybaşı halinin bitiminde alınması farz olan boy abdestinin ana esasları; a - Ağzı bol su ile çalkalamak (üç kere yapılması sünnettir),
b - Buruna su vermek (üç kere yapılması sünnettir),
c - Islak yer kalmayacak şekilde, bütün vücudu yıkamaktır
Boy abdesti almadan önce vücudun herhangi bir yerinde bulunan ve altına su geçirmeyen her türlü maddeyi titizlikle çıkarmak ve vücuttan uzaklaştırmak gerekir Meselâ yağlı boya, her türlü yapıştırıcı madde, balık pulu, tırnak ojesi ve bazı saç boyaları altına su geçirmeyen maddeler arasında sayılır Tırnağın uzun olması halinde, suyun parmak uçlarına kadar ulaştırılması gerekir Ayrıca parmaktaki dar yüzüklerin oynatılması ve altlarının ıslatılması gereklidir
Boy abdesti usulüne uygun şekilde alınırsa, bu abdestle namaz kılınıp Kur'an-ı Kerim okunabilir Bozulmadığı sürece, ayrıca namaz abdesti almak gerekmez Boy abdesti alırken vücudun tamamı tek organ olarak kabul edildiği için, suyun az olması halinde mevcut suyun sıvazlanarak bütün vücuda elle yayılması mümkündür Bir insan suya (havuza veya nehre) girse ve bütün vücudu ıslansa, ağza ve buruna su vermek şartıyla, gusül abdesti de almış sayılır
Namaz abdesti :
Namaz kılmak, Kur'an-ı Kerim okumak gibi eylemler için namaz abdesti almış olmak gerekir 4 farz ve 4 sünnetten oluşan namaz abdesti şu şekilde alınır:
a - Üç kere ağıza su vermek, (sünnet)
b - Üç kere buruna su vermek, (sünnet)
c - Üç kere yüzü yıkamak, (Birincisi farz, diğer ikisi sünnet)
d - Üç kere sağ ve sol kolu dirseklerin üstüne kadar yıkamak, (Birincisi farz, diğer ikisi sünnet)
e - Bir kere başın en az dörtte birini meshetmek, (farz)
f - Bir kere kulakları meshetmek, (sünnet)
g - Bir kere boynu meshetmek, (sünnet)
h - Bir kere sağ ve sol ayağı bileklerin üstüne kadar yıkamak (farz)
Suyun az bulunduğu yerlerde, gerekirse sadece farz olan organları yıkayarak da namaz abdesti alınmış olur Eğer abdest alınan organlardan birinde yara varsa ve su yaraya zarar verecekse, orası yıkanmaz, sadece ıslak elle üstünden geçilir (meshedilir) Yara yeri sargılıysa, mesh sargının üstünden yapılır
Abdestin Sünnetleri :
Abdestin değişik sünnetleri vardır Bu sünnetlere uymak kişiye ek sevap kazandırır Bu sünnetlerin önemlileri:
a) Abdest almadan önce dişleri fırçalamak veya misvak kullanmak,
b) Abdeste başlamadan önce besmele çekmek ve niyet etmek (Mesela: "Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya" demek),
c) Ağza ve buruna sağ elle ve bolca su vermek (Oruçlu iken, tedbir olarak bol su verilmez),
d) Organları belirtilen sıraya göre yıkamak ve abdest sırasında başka işle ilgilenmemek, abdeste ara vermemek,
e) El ve ayak parmaklarının arasını bol su ile yıkamak,
f) Başı bir defa meshetmek ve meshe başın ön kısımdan başlamak
Abdest alırken suyu fazla açmamak veya çok kısmamak, organları yıkarken abdest dualarını okumak, abdest alırken (mümkünse) yüzü kıbleye çevirmek, suyu çarparak etrafa su sıçratmamak, acele etmemek, çok gerekli olmadıkça konuşmamak ve abdest bittikten sonra bir kere amentü, üç kere de Kadir suresini okumak müstehaptır (ek sevaba sebep olur)
Abdest aldığını bildiği halde, abdesti bozup bozmadığını hatırlamayan kimse abdestli sayılır Ama abdesti bozduğunu bildiği halde, abdest alıp almadığını hatırlamayan kimse abdestsiz sayılır Abdest alan kimse daha sonra, mesela başını meshetmediğini hatırlarsa, yeni baştan abdest alması gerekmez, sadece başını meshetmesi yeterlidir
Abdesti bozan şeyler şunlardır:
a- Yellenme, büyük veya küçük tuvaletini yapma,
b- Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin gibi sıvıların çıkıp akması veya bir yere bulaşması (Hanefi mezhebine göre, çıktığı yerde topak halinde kalıp etrafa bulaşmayan kan abdesti bozmaz),
c- Çiftlerin birbirleriyle aşırı derecede oynaşması veya cinsi münasebette bulunması,
ç- Ağız dolusu kusmak (az miktarda olursa bozmaz),
d- Sarhoş olmak,
e- Kendini kaybedecek oranda baygınlık geçirmek,
f- Bir yere dayanarak veya yatarak uyumak (otururken, kendinden geçmeyecek şekilde uyuklayan kimsenin abdesti bozulmaz),
g- Namaz kılarken, başkaları duyabilecek şekilde gülmek
Teyemmüm:
Suyun bulunamadığı veya kişinin (yaşlılık, ağır hastalık gibi sebeplerle) suyu kullanma gücü olmadığı durumlarda gusül veya namaz abdesti için teyemmüm yapılması yeterli olur Teyemmüm için temiz toprak ya da topraktan imal edilmiş temiz tuğla, kiremit veya beton parçası kullanılır Uygulanış şekli:
a- Eller iyice toprağa (veya topraktan imal edilmiş maddeye) sürülür, kaldırıp hafifçe silkelenir ve yüzün tamamı meshedilir,
b- Eller yine toprağa sürülür, silkelenir ve sol elle sağ kol, sağ elle de sol kol tamamen meshedilir
Teyemmüme niyet etmek, besmele çekmek ve meshederken parmakları açık bulundurmak sünnettir Abdesti bozan şeylerin tamamı teyemmümü bozduğu gibi, suya kavuşmak ve suyu kullanacak gücü yeniden elde etmek de teyemmümü bozar
NAMAZ
Temizlik ve temizlenmenin ibadetlerde ön şart olduğunu belirtmiştik Bir Müslüman için ibadetlerin en önemlisi namazdır Çünkü namaz, Kur'an-ı Kerim'de bize emredilen kulluk görevleri içinde adı en çok (136 kere) vurgulanan ibadet şeklidir Peygamberimiz Hz Muhammed (SAV) "Namaz dinin direğidir" diyerek bu önemi ayrıca açıklamıştır Namaz emri Peygamberimize, diğer emirler gibi Cebrail A S tarafından değil, Miraç gecesi bizzat Allah (CC) tarafından bildirilmiştir Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı olarak günde beş vakit kılınan namazın farzları, 6'sı dışında (öncesinde) ve 6'sı içinde olmak üzere 12 tanedir
Namazın dışındaki farzlar:
1- İç temizlik : Namaz kılacak kimsenin cünüp ise gusletmesi (yıkanması), abdestsiz ise namaz abdesti almasıdır
2- Dış temizlik : Namaz kılacak kişinin bedeninin, elbiselerinin ve namaz kılacağı yerin temiz olmasıdır
3- Örtünme (avret yerlerinin kapalı olması) : Avret yeri erkekler için göbek ile diz kapağı arası, kadınlar için ise el, yüz ve ayaklar dışındaki bütün vücuttur
4- Vakit: Her namazın kendine özel bir zamanı vardır
a) Sabah namazının vakti, güneşin doğuş istikametinde yana doğru yayılan beyazlığın (fecrin) görülmesi ile başlar ve güneşin doğuşuna kadar devam eder (Takvimlere göre bu süre, imsak vakti ile güneş doğuşu arasında geçen zamandır ) Bu süre içinde kılınamayan sabah namazı öğleden önce (güneş doğuşunun 45 dakika sonrası ile, öğle vaktinin 15 dakika öncesi arası) kılınabilir Ancak bu durumda sadece namaz borcu ödenmiş olur, namaz kılma sevabı önemli ölçüde azalır
b) Öğle namazının vakti, bir cismin gölgesinin doğuya doğru uzamaya başladığı (yani güneşin batıya doğru yöneldiği) an ile başlar ve gölgenin kendi boyunun iki misline ulaştığı zamana kadar devam eder
c) İkindi namazının vakti, öğlenin sona erdiği an ile, güneş batışının 30 dakika öncesidir Kerahet vakti denen bu son 30 dakikalık sürede (eğer kılınmamışsa) ikindi namazının farzı dışında hiç bir namaz kılınamaz
d) Akşam namazının vakti, güneşin batışı ile ufuktaki kızıllığın kaybolmasına kadar geçen süredir Akşam namazının geciktirilmeden kılınması müstehaptır
e) Yatsı namazının vakti, akşamın sona erdiği an ile imsak vakti arasıdır Ancak imsak vakti beklenmeden, en geç gece yarısında kılınması uygundur Vacip olan vitir namazı, yatsı namazının bitiminden sonra kılınır Ramazan ayına özgü olan teravih de yatsı namazı vaktinde kılınır
Vaktin girmesi namazın aslî şartlarından olduğu için, vaktin belirlenemediği yerlerde (meselâ kutupların iç bölgelerinde) yaşayan bir Müslümanın vakti belirlenemeyen namazları kılma sorumluluğu bulunmaz Ancak o kişilerin, o yere en yakın bölgede geçerli olan saatlere uyarak ibadet etmeleri, İslam alimlerince bir tedbir olarak tavsiye edilmiştir
5- Kıbleye yönelme : Kıblenin ne yönde olduğunu bilmeyen kimse etrafındakilere sorarak namazını kılar Namazdan sonra bu yönün yanlış olduğunu öğrense bile namazını kılmış sayılır Ama bir kimse etrafa soruşturmadan kendi tahmini ile kıbleye yönelse ve sonradan bu yönün yanlış olduğunu öğrense, namazını tekrar kılması gerekir
6- Niyet etme : Niyet "istemek, arzu etmek", namaza niyet ise "sırf Allah rızasını kazanmak için namaz kılmayı arzulamak" anlamına gelir Niyet kalp ile yapılır Ayrıca dil ile (meselâ: "niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının farzını kılmaya, döndüm kıbleye" şeklinde) söylemek ise sünnettir Cemaatle namaz kılacak olanların ayrıca "uydum hâzır olan imama" demeleri gerekir
Namazın içindeki farzlar:
1- Namaza başlama (iftitah) tekbiri : Kişinin, en az kendinin duyacağı bir sesle "Allah-ü Ekber" demesidir
2- Kıyam (ayakta duruş) : Farz ve vacip olan namazlarda, asgari bir ayet okunacak sürece ayakta durmaktır Özürlü olanlar oturarak kılabilirler
3- Kıraat (Kur'an okuma) : Namazda bir veya daha çok ayet okumak farzdır Bu okuma, en azından kişinin kendi duyabileceği bir sesle olmalıdır
4- Rükû (eğilme) : Vücudun belden yukarı olan kısmını 90 derecelik bir açı ile öne doğru eğmektir Kadınların bu kadar çok eğilmesi gerekmez
5- Secde : Alın ve burnu birlikte yere koymaktır (burnu yere değdirmek vacip, alnı yere değdirmek ise farzdır) Bir rekâtta yapılan secdelerin her ikisi de farzdır Secde süresince ayakları havaya kaldırmak uygun olmaz
6- Son oturuş : İki rekatlı namazlarda ikinci, dört rekatlı namazlarda ise dördüncü rekattaki son oturuş farzdır
Namazın vacipleri:
Namazın vaciplerinden bir veya birkaçını unutarak terk eden kişinin sehiv (yanılma) secdesi yapması gerekir (Sehiv secdesi, namazın bitiminde selâm verdikten sonra yeniden iki defa secde ederek son oturuşa geçmektir ) Vaciplerden birini bilerek terk eden kişinin namazı bozulmuş olur Namazın bazı önemli vacipleri:
a) Sünnet (nafile) namazların her rekatında, farz namazların ise ilk iki rekatında Fatiha suresini okumak,
b) Fatiha suresini önce, kıraat edilecek ayetleri ise daha sonra okumak (bu kıraatin kısa bir sûre veya asgari üç kısa ayet uzunluğunda olması yeterlidir),
c) Rükû ve secde gibi hareketlerde sayıya uymak (meselâ bir rekâtta iki kere rükû, bir veya üç kere secde etmemek),
d) Kıyam, rükû ve secdede çok acele etmemek (en az "sübhanallah" diyecek kadar beklemek),
e) Oturuşlarda "teşehhüd"ü ("et-tehiyyâtü" duasını) okumak,
f) Namazı "es-selâmü" diyerek selam verip bitirmek (tam şekli "es-selâmü aleyküm ve rahmetullah"tır),
g) Vitir namazında kunut duasını okumak
Namazın sünnetleri:
Namazdaki sünnetleri terketmekle namaz bozulmaz, ama uygulanması halinde ek sevap kazanılmış olur Bu sünnetlerden bazıları:
a) Namaza başlarken yapılan niyeti dil ile ve başlangıç tekbirinden hemen önce söylemek,
b) Her rekatın başında Fatiha suresinden önce gizlice besmele çekmek,
c) Fatiha suresinden sonra gizlice "amin" demek,
d) Rükû tespihlerini (subhane rabbiyel azim) üç kere söylemek,
e) Rükûda dizleri bükmemek, mümkünse 90 derece öne eğilmek,
f) Rükû ve secdeden doğrulunca "sübhanallah" diyecek kadar beklemek,
g) Secdede başı iki el arasına koymak, dirsekleri yere değdirmemek,
h) Secde tespihlerini (subhane rabbiyel alâ) üç kere söylemek,
i) Son oturuşta, "et-tehiyyatü" duasını okuduktan sonra "Allahümme salli" ve "Allahümme barik" salâvatlarını okumak,
k) Önce sağa, sonra sola selam vermek
Namazı Bozan Bazı Şeyler:
1- Namaz içinde (unutarak da olsa) az veya çok konuşmak veya gülmek namazı bozar,
2- Namaz kılarken bir veya iki elle bir iş yapılır, bir şey düzeltilirse bakılır Eğer yapılan iş, dışardan bakan birinde onun namazda olmadığı kanısını uyandıracak oranda ise namaz bozulur Bu kanıyı uyandırmayan küçük hareketler namazı bozmaz
3- Dişler arasında kalmış nohut tanesinden büyük yemek kırıntısını yutmak namazı bozar, kırıntı küçükse namaz bozulmaz, ama mekruhtur,
4- Sakız çiğnemek namazı bozar,
5- Ağıza giren yağmur, kar ve dolu gibi maddelerin yutulması namazı bozar
Namazda Yapılmaması Gereken Bazı Şeyler (Mekruhlar) :
Namazda yapılan bazı hareketler namazın sevabını azaltır, ama tek başına namazı bozmaz:
1- Namazda gözleri yummak veya başını kaldırıp göğe bakmak,
2- Tembellik veya önemsememe sebebiyle başı açık namaz kılmak,
3- Daha iyisi varken, yırtık pırtık, eski ve kirli elbiseyle namaz kılmak,
4- Esnemek zorunda kaldığı zaman ağzı kapatmamak (ağız sağ elle veya sol elin arkası ile kapatılır),
5- Büyük veya küçük abdest sıkıştırması varken namaz kılmak,
6- Kasten öksürmek veya ses çıkararak boğazını (genzi) temizlemek,
7- Ön saflarda boş yer varken, arkada tek başına imama uymak,
8- Üzerinde veya elbisesinde canlılara ait resim bulunduğu halde namaz kılmak,
9- Secdeye varırken elleri dizlerden önce yere koymak ve secdede karnı bacaklara yapıştırmak,
10- Cemaatle namaz kılarken, imamdan önce rükû ve secdeye gitmek veya imamdan önce rükû ve secdeden kalkmak,
11- Farz namazlarda özürsüz olarak bir yere dayanmak (sünnet namazlarda mekruh sayılmaz),
12- Secdeden kalkarken ayaklardan birini öne atmak,
13- Elinde bir şey tutarak namaz kılmak
Çok önemli bir sebep yokken namazların vaktinde kılınmayıp kazaya bırakılması imani bir zayıflık işareti sayılır Namazların kaza edilmesi, eğer tövbe ile birlikte yapılırsa, Allah'ın (CC) o namaza ait borcu affına sebep olabilir Ama bu eylemden dolayı namaz kılma sevabına ulaşmak mümkün değildir Buna rağmen kaza şeklinde de olsa, kılınamayan namazların edasına dikkat etmek gerekir
Kaza namazları güneşin doğuş, batış ve tam tepe noktada bulunduğu kerahet vakitleri dışında her zaman kılınabilir Bunun için, eğer biliniyorsa, kılınamayan namazın vaktine (meselâ "vaktinde kılamadığım dünkü ikindi namazının kazasını kılmaya" şeklinde) niyet edilir Eğer vakit bilinmiyorsa, kılınamayan ilk veya en son namazın vaktine (meselâ "vaktinde kılamadığım ilk -veya en son- ikindi namazının kazasını kılmaya" şeklinde) niyet edilir Kaza namazı kılmadan önce ezan ve ikamet (kaamet) getirilmesi uygundur Eğer ardarda birkaç kaza namazı kılınacaksa ezan sadece bir kere okunur, ama ikamet her namaz için ayrı ayrı getirilir
Cuma Namazı:
Sadece erkeklere farz olan Cuma namazı, Cuma günü öğle namazı vaktinde ve ancak cemaatle birlikte kılınan bir namazdır Çünkü Cuma namazının farzlarından biri olan hutbe okunması, ancak cemaat oluşması halinde mümkündür Kadınlar Cuma namazı vaktinde öğle namazı kılarlar
Cuma namazında önce dört rekatlık ilk sünneti kılınır ki şeklen öğle namazının ilk sünneti gibidir Sadece niyet ederken, "Niyet ettim Allah rızası için bugünkü Cuma namazının ilk sünnetini kılmaya, döndüm kıbleye" denmesi gerekir İlk sünnet bitince imam hutbe okur Bu hutbenin usulüne uygun şekilde, huşu içinde, fazla kıpırdanmadan dinlenmesi farzdır Hutbenin bitiminde tüm cemaat ayağa kalkıp imama uyar ve farz kılınır Bu namazın niyeti de "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, döndüm kıbleye, uydum imama" şeklindedir İki rekatlık farz namaz bittikten sonra, Cuma namazının son sünneti kılınır Bu namaz da aynen ilk sünnet gibi dört rekattır Böylece, toplam on rekatlık Cuma namazı bitmiş olur İsteyen ve işi olan cemaat dua edip gidebilir
İlmihal kitaplarında "Zuhûr-u Ahır" ve "vaktin son sünneti" diye dört ve iki rekatlık iki ayrı namaz daha tarif edilir Peygamberimiz döneminde kılınmayan bu iki namazın daha sonra eklenmesinin sebebi, Cuma namazının peygamberimiz döneminde her yerleşim yerinin en büyük camiinde topluca kılınmakta oluşu, ancak İslam devleti genişleyip şehirler büyüyünce, bu uygulamanın aynen devam ettirilmesinin mümkün olmamasıdır Bu sebeple İslam alimleri öğle namazının farzı ile son sünnetini de ekleyerek, Cuma namazının kabul edilmemesi durumunda, hiç olmazsa öğle namazını garantiye almayı denemişlerdir
Tercih edilen husus, bu iki namazdan ilkine "vaktinde kılamadığım en son öğle namazının kazasını kılmaya" diye niyet ederek kılamadığı bir öğle namazının kazasını; ikincisinde ise "vaktinde kılamadığım en son sabah namazının kazasını kılmaya" diyerek kılamadığı bir sabah namazının kazasını kılmak, böylece hem icmaya uymak, hem de iki kaza namazını eda etmiş olmaktır
Cuma namazı, Kur'an-ı Kerim'de hakkında aynı ismi taşıyan sure bulunan önemli bir namazdır Cuma suresinde, Cuma namazı vaktinde ticaretle uğraşmanın haram olduğu belirtilmektedir Bu sebeple, diğer namazları kılmayan veya kılamayanların bile Cuma namazını eda etmeye özen göstermelerinde yarar vardır Eğer herhangi bir mazeret sebebiyle Cuma namazına gidilemiyorsa, sonradan tek başına öğle namazını kılmak da mümkündür Ancak bunun için, camideki cemaatin farz namazı bitirmesini beklemek gerekir Bu da tahminen, ezan okunduktan sonra 20 dakikalık bir sürenin geçmesi demektir
|