| 
			
 
suskun
 
		
	
		
	
	 | 
	
	
	
	
		
		
			
			
				 
				Atatürk'ün Kehanetleri
			 
			 
			
		
		
		
		
            ATATÜRK GELECEGi Mi GÖRÜYORDU?  
 
Bazi bilim adamlarina göre gelecegi görme yeteneginin merkezi,diansefal dedigimiz ve sempatik sinir sisteminin birlestigi beyin merkezidir Bu sinir sistemi,Merkezi Sinir Sistemi denilen ve vücut hareketleri yani bilinçli hareketleri kontrol eden sinir sisteminden büsbütün baskadir Bilginlere göre ,Diansefal,beynin en eski ,yani atalarimizda ilk olarak gelisen beyin kismidir Belki de tarihten önemli insanin içgüdüleri ile hareket etmesini temin eden altinci his,beynin bu merkezindeydi Bugünkü hayatimizda merkezi sinir sistemimizin faaliyeti o kadar fazlaydi ki,"diansefal" altinci his ortaya çikarmiyor Ancak belli sayidaki kisilerde kendisini gösterebiliyor Gelecekten haber alabilmek için yetenekler ise daha ender ortaya çikiyor Bu görüs dogruya,Atatürk ,Cayce,Messin gibi duyarli kisilerde beynin bu bölümünü daha faal oldugu düsünülebilir  Beynin bu bölümünün altinci his ile irtibati tama olarak nedir? Atatürk'ün yasaminda "gelecegi görme" gücünün kanitlari bulunmaktadir En basit örnek Kurtulus Savasi'nda görülmüstür zaten  Örnegin Muhiddin Arabi'nin gelecekle ilgili yazdigi kitabinda,büyük ihtimalle Atatürk'ü kastettigi anlasilmaktadir:  
"Devleti Aliyye yikilacak Batidan uzun boylu,mavi gözlü bir adam gelecek   
Baktigi zaman karsisindaki insani eritecek Serbest Firka kuracak   
Adina da Serbest Cumhuriyet denilecek   
Dünyaya milletini tanitacak ve 15 sene hükümdarlik sürecek" ESRARENGiZ HiNTLi MiHRACE 'NiN SIRRI HALA ÇÖZÜLEMEDi…  
Bilindigi gibi Hint halki,Kurtulus Savasi'nda,Atatürk'ü ve Türk halkini yalniz birakmamis ve maddi-manevi olarak ,Türk halkinin yaninda yer almislardi  Kurtulus Savasi'ndan yillar sonra ,1929 yilinda,Bir Hintli Mihrace,Atatürk'ü Pera Palas'taki(ayrintili bilgi için medya yorumlarina bakabilirsiniz) 101 no'lu odasinda ziyaret etmeye gelmisti…  
Ne amaçla ziyaret ettigi bilinmemesiyle birlikte bir baska nokta da,Mihrace'nin kim oldugudur Mihrace'nin ,Atatürk'e sundugu hediyenin kendisinde de bir sir gizliydi… Bu hediye altin sirmali Hint isi bir ipek seccadeydi   
Seccadenin üzerindeki desende,bir samdanin asili oldugu bir düz kemeri;her iki yaninda birer güvercini bulunan,bes kubbeli bir diger kemerin çevrildigi görülüyordu Bordür motifi,fillerden olusuyordu  Desenin en ilginç unsuru ise,her iki kemerin arasindaki,dal kivrimi ve gül motifleriyle süslü boslukta yer alan romen rakamli bir saat kadraniydi: Bu saat 09 08'i gösteriyordu  Seccade halen Perapalas'da bulunmaktadir  
BULGAR iVAN MANELOF'A SÖYLEDiGi KEHANETLER…  
Mustafa Kemal basindan beri Türk Milleti'nin yasadigi zor kosullardan siyirip çikaracagini biliyordu 1906'da Bulgar ivan Manelof ile Selanik'de yaptigi konusmalardir:  
"Bir gün gelecek,ben,hayal olarak kabul ettiginiz bu inkilaplari basaracagim Mensup oldugum Türk Milleti bana inanacaktir  Düsündüklerim demogoji mahsülü degildir Bu millet gerçegi görünce arkasindan yürür Saltanat ortadan kalkacaktir Devlet mütecanis(tek çesit) bir unsura dayanamayacaktir Din ve devlet isleri birbirinden ayrilacaktir Bati medeniyetine dönecegiz Bati medeniyetine girmemize engel olan yaziyi atarak,Latin kökünden alfabe seçilecektir Kadin ve erkek arasindaki farklar kalkacaktir Emin olunuz ki hepsi bir bir olacaktir…"  
Atatürk bu konusmayi yaptigi sirada Abdülhamit ülkenin tek hakimiydi Ve padisahlik kuvvetli ve kutsal bir kurumdu  ONCEDEN YAPiLAN BiR UYARi AMA…   
Çanakkale Savas sirasinda Mustafa Kemal Nablus Karargahi 'nda ikinci defa 7 nci Kolordu Kumandani oldugu yillarda yasanan bu olayi kendisi daha sonra söyle anlatmistir:  
-"Bir gün Erkani Harbiye Reisi bana o günkü raporlarini okudu Basit raporlardi,her zamanki gibi…Yalniz bu raporlarlar içinde bir nokta dikkatimi çekti…"  
Evet görünürde hiç bir sonuç çikartilamayacak bu rapordan Mustafa Kemal inanilmaz bir sonuç çikartmis ve çok degil bir veya iki gün sonra ingilizler'in büyük taaruzu baslamistir Bundan sonrasi Mustafa Kemal'in kendi agzindan:  
"Yataktan kalktim,giyindim is odasina girerek bir muharebe emri yazdim "  
Emirde sunlar yaziyodu:  
"Düsmam 19 Eylül aksami taaruz edecektir " "Sonra bu emre alinmasi gereken tedbirleri ilave ettim Bu emri Grup kumandani olan Liman Fon Sanders Pasa'ya da gönderdimÇok hürmet ettigim bu zat,benim raporuma gülmüs ve 'ihtiyattan zarar gelmez" diye bana da bir sey söylemeye lüzum görmemis"  
19 Eylül gecesi kolordu kumandanlari telefon basinda çagirarak verdigi emirlerin ve alinmasi gereken tedbirlerin yerine getirilip getirilmedigini sordu Kendisine tüm tedbirlerin alindigi bildirildi Ancak ne yazik ki,kolordu kumandanlari da böyle bir emri ciddiye almamislar ve gerekli hiç bir önlemi almamislardi  Mustafa Kemal gerekli tedbirlerin alinip alinmadigini ögrenmek için bir müddet sonra telefon açti… Olayin sonucunu yine Mustafa Kemal'den dinleyelim:  
"Ben daha telefon konusmami bitirmeden,düsman topçusu muharebe hattimiz üzerine ates etmeye basladi Gece muharebe ile geçti Benim ordumun sag cenahindaki ordu yarildi,esir oldu ve bos kalan cepheden geçen düsman süvarileri Leyman Fon Sanders'in karargahina basti Hakikat anlasilmisti Fakat neye yarar…" DÜSMAN DONANMASi iLE iLGiLi KEHANETi…  
Almanya ile birlikte,Birinci Dünya Savasi'na giren Osmanli imparatorlugu her seyini kaybetmis durumda idi  30 Ekim 1918'de imzaladigi Mondros mütarekesi ile Türk topraklarini kaybettigi gibi yavas yavas tarih sahnesinden de silinmeye baslamisti… istanbul'un isgal edildigi günlerde,istanbul'a dönen Mustafa Kemal düsman zirhlilarini Dolmabahçe önünde gördügü zaman üzüntüyle:  
"Geldikleri gibi gidecekler  "  
Daha sonrasini zaten biliyoruz Sonuç olarak geldikleri gibi gittiler  isin ilginç tarafi Nostradamus'un da bu konuyla ilgili bir kehanetinin bulumasidir "Centurien" adli kitabdaki kehanet su sekildedir:  
Kongre baskanini tutan devlet adamlari  
isgal kuvvetlerince sürülecek Malta'ya  
Girilmis istanbul'a alinmis Rodos Adasi  
Ama geldikleri gibi gidecekler  
4 Eylül 1919'da hatirlanacagi gibi Sivas Kongresi toplanmisti Kongre Baskanligi'na, isgal kuvvetlerine karsi açikça tavir alan Mustafa Kemal seçilmisti Kurtulus Savasi'ni ve Atatürk'ü destekleyen istanbul'daki mecliste olan milletvekilleri de isgal kuvvetlerince Malta Adasi'na sürgüne gönderilmisti Bu hatirlatmanin isiginda dörtlük bir kere daha okunursa ,durum daha iyi anlasilacaktir  MUSTAFA SAGiR'iN CASUS OLDUGUNU iLK KONUSMADA BiLMESi…  
16 MART 1920'de istanbul'un isgal edilmesi üzerine ,Kemalettin Sami Pasa Anadolu'ya Geçerken gemide bir Hintli ile tanisir Bu adam Mustafa Sagir'dir  Milli Harekete yardim için Hint müslümanlarini'nin kendisini gönderdiklerini söyler Böylelikle pasayi etkilemistir Ankara'ya telgraf çeken Sami Pasa,Mustafa Sagir'e ilgi gösterilmesini ister Bir süre sonra Sami Pasa Atatürk'e Hintliyi anlatir ve görüsmesini rica eder Ertesi gün Atatürk ,Mustafa Sagir'i kabul eder  Bu görüsme uzun sürer Hintli gönderilir iki pasa yalniz kalinca Atatürk:  
"Bana bak Kemal bu adam casus!…" der Sami pasa:"Aman pasam siz de çok süphecisiniz" diyerek Atatürk'e inanmaz  Atatürk konusmayi keserek yaveri Hayati Bey'i çagirir ve su emri verir:  
-"Bu Hintli ingiliz Casusu olacak  Kendisini takip etsinler Mektuplarini da sansürde çok dikkatli okusunlar   "  
Bundan sonra mektuplar o zamanlar kimya hocasi olan Avni Refik Bey'e verilir Bir iki tecrübeden sonra gizli yazilar bulunur Mustafa Sagir yakalanarak suçu itiraf ettirilir ve idam edilir  GÖZLE GÖRÜLMEYEN YERi BiLMESi…   
Sakarya Savasi'ndan sonra bir subay cepheden alinan bilgileri Baskomutan Maresal Gazi Mustafa Kemal'e okuyordu Kagittaki notta cephe komutanlarindan biri ,Seyit Gazi'nin kuzey-dogu tarafinda bir düsman firkasinin göründügünden bahsediyordu… Bunun üzerinde Mustafa Kemal kaslarini çatarak:  
" Hayir!  Orada düsman yoktur  iyi baksinlar  "  
Subay ögle yemeginde geri geldi Biraz da sikilarak: -  
"Haber aldim komutanim Bahsedilen yerde düsman yoktur " BU KEHANETiNE DÜSMAN GÜÇLERi DE iNANMAMiSTi…  
Düsman Ordusu'nu tamamiyla yoketmek amaciyla baslatilan Büyük Taaruz amacina ulasmisti Ordularini korkunç sondan kurtarmak isteyecek olan itilaf devletlerinden durumu gizleme amaci güden fakat bu basarilari haber alan itilaf devletleri kendisinden görüsmek üzere randevu istedikleri zaman ATATÜRK elçilere:  
"Sizinle 9 Eylül 1922 Nif(Kemalpasa) kasabasinda görüsebilirim "  
isin ilginç tarafi,bu sirada Türk Ordulari Nif'den çok uzakta bulunuyordu Ve 9 Eylül'e kadar oraya çarpisarak varmak çok zor,hatta imkansiz gibi görülmekteydi Çünkü bu bir savasti Yani kesin tarih verilmesi norma sartlarda hiç bir sekilde mümkün degildi Savas sirasinda neler olabilecegini kim önceden kestirebilirdi ki? Aradan 10 gün geçti Bu olayi daha sonra ünlü Nutku'nda kaleme alarak söyle demistir:  
"Dedigim gün Nif'te idim Fakat benden randevu isteyenler orada yoktu…" BASKENT ANKARA  
Atatürk'ün Ankara'yi Baskent yapmasinin ardindaki sebep hayli ilginçti: 
"Ben Türk'ün imkansizi imkan haline getiren kudretini bütün dünyaya göstermek için Ankara'yi istedimBir gün gelecek su çorak tarlalar yesil agaçlarin çevirdigi villalar arasindan uzanan yesil sahalar,asfaltlar ve binalarla bezenecek Hem bunu hepimiz görecegiz,yakinda olacak…"  
Ankara 13 Ekim'de baskent oldu Bazi Batili devletler Ankara'nin nüfusu ve kirsalligi yüzünden büyükelçi göndermeyeceklerini açiklamalarina ragmen karar degismedi  RADYO VE SiNEMA HAKKiNDAKi GÖRÜSÜ  
Atatürk'ün radyo ve sinema hakkindaki sözleri onun "ileri görüslü"lügünü bir kez daha kanitliyor  -  
"Sinema,gelecekteki dünyanin bir dönüm noktasidir Simdi bize basit bir eglence gibi gelen eglence olan radyo ve sinema bir çeyrek asra kalmadan yeryüzünün çehresini degistirecektir Japonya'daki kadin,Amerika'daki zenci,Eskimo'nun ne dedigini anlayacaktir Tek ve birlesik bir dünyayi hazirlamak bakimindan sinema ve radyonun kesfi yaninda tarihte devirler açan matbaa,barut,Amerika'nin kesfi gibi olaylar oyuncak nispetinde kalacaktir "  
Bu sözler radyonun emekleme,sinemada ise yeni yeni çalismalar yapildigi bir dönemde ifade edilmistir  Bir diger önemli nokta ise "Tek ve Birlesik Dünya " düzeninden bahsetmesidir Bana kalirsa herkesin internet'i tanimasi bu olayi kavramasi için bile yeterlidir  iTALYANLARiN HABESiSTANA SALDiRMASi KiM BiLEBiLiRDi Ki?  
Bu olayi aktaran Atatürk'ün yakin arkadasi Münir Hayri Egeli'dir Egeli'nin agzindan naklediliyorum: Habesistan Savasi baslamadan önce italya'nin Rodos'a askeri harekatta bulundugu günlerdi…Bir aksam Atatürk'ün sofrasina davet edilenler onu balkonda gezinirken buldular Atatürk:"Tevfik Rüstü" nerde?" Diye sordu Ankara Palas'da bazi sefirlere ziyaret veriyorlar,dediler  Daha sonra hep birlikte davetin verildigi Ankara Palas'a gidildi  Atatürk Arnavutluk Elçisi Asaf Bey'in yakininda giris ve çikis kapisini iyi görebilecegi bir yere oturdu  Atatürk:  
"Asaf Bey,gazetelerde bir takim resimler görüyorum Arnavutluk'da operet mi oynaniyor?"   
Bu sözleri ile Kral Zogo'nun sorguçlu resimlerini kastettigini anlayan elçi sasiriyor…Atatürk devam ediyor: -  
"Cumhuriyet'de ne zarar görüldü ki,krallik ilan edildi Hem takip edilen politika tehlikelidir italya'nin Arnavutluk'u Balkanlar'da bir basamak yapmasi muhtemeldir "  
Müdahaleye kalkan italyan sefirine Ata:  
"Haber aldigimiza göre Roma'da bazi ögrenciler elçilik önünde gösteri yaparak Antalya'ti istemisler Antalya sigara paketi midir ki sefir cebinden çikarip versin Antalya buradadir Buyurun alin Hem benim bir teklifim var Hakikaten böyle bir sey düsünüyorsa,Musolini'ye müdahale edelim Antalya'ya asker çikarsin Bütün ihracaat tamam olunca harp ederiz Maglup eden hakkina razi olur "  
Bu sözleri duyan italyan elçisi atiliyor:"Bu bir harp ilani midir?"  
Atatürk:  
"Hayir ben burada bir fert olarak konusuyorum Türkiye de harp ancak Türkiye Büyük Millet Meclis'nin yetkileri içindedir "  
Bu durum üzerine Basbakan ismet Pasa'ya haber verilir telefonla Ve Ankara Palas'a çagrilir  Atatürk bunu haber alinca:  
"Hükümet geliyor,biz gidelim" der  Çankaya'ya döndügü zaman sunlari söyler:  
"italya ile harp tehlikesi yoktur Rodos'a yapilan hareket Habesistan'a yönelecektir "  
O yillarda italya'daki fasist yönetim kendine yeni sömürgeler ariyordu Avrupa gazetelerinde zaman zaman italya'nin Rodos Adasi'na yakin Anadolu topraklarini isgale hazirlandigina iliskin haberler yayinlaniyordu Türk hükümeti de her ihtimale karsi bütün tedbiri almisti Ancak Atatürk'ün söyledigi yine gerçeklesti ve italya Türkiye yerine Habesistan'a saldirdi  RUSYA'NiN GELECEGi  
Kurtulus Savasi sirasinda en büyük destegi Rusya'dan alan Mustafa Kemal,savas sonrasinda ise iliskileri belli bir düzeyde sürdürüyordu Çünkü Lenin'den sonra iktidari ele geçiren Stalin Rusya'yi keyfi bir sekilde yönetiyordu… 1936 yilinda Atatürk her zamanki gibi Çankaya'daki aksam yemeklerinde ülkenin sorunlarini konusurken,masadakiler sik sik Pasam,Ruslar söyle ileri adimlar atiyor,ekonomide,sanayide,askeri alanda söyle basarili oluyorlar diye anlatiyordu  Atatürk'ün bunun üzerine yemegi birakip masanin üzerindeki içinde meyvelerin bulundugu tabagi aliyor ve yere atacakmis gibi yapiyor Masadakilere :  
"Eger bunu yere biraksam kaç parça olur?" diye soruyor  "40 parça olurdu Pasam"diyorlar  "Hayir  " diyor Atatürk,soruyu yine tekrar ediyorlar,ayni cevabi aliyor Bunun üzerine "Bilemediniz…" diyor  Ve devam ediyor:  
"Biraz sabredin…Yurtta Sulh,Cihan'da Sulha sarilin Çünkü 60 yil sonra Rusya 60 parça olucak Bu nesil Bolsevik ihtilali yapti Kan kussa,kizilcik yedim der Ogullari da babalarinin istikametinde gider Ama ondan sonraki nesil Rusya'yi 60 parçadan böler…"  
Bu sözler 1936 yillarini söyle bir hatirlayalim  Henüz daha ii Dünya Savasi çikmamis ve Rusya büyük bir güç olmamisken,bu söz söylenmistir Anlattigi seyler 64 yil sonra gerçeklesmistir Atatürk devam etmistir: -  
"Bu gün Sovyetler Birligi dostumuzdur,komsumuzdur,müttefikimizdir Bu dostluga ihtiyacimiz vardir Fakat,yarin ne olacagini kimse bugünden kestiremez Tipki Osmanli gibi,tipki Avusturya Macaristan imparatorlugu gibi parçalanabilir,ufalanabilir Bu gün Rusya'nin elinde simsiki tuttugu milletler avuçlarindan kaçabilirler Dünya yeni dengeye ulasabilir iste o zaman Türkiye ne yapacagini bilmelidir Bizim,bu dostumuzun idaresinde dili bir,inanci bir,özü bir kardeslerimiz vardir Onlara sahip çikmaya hazir olmaliyiz Hazir olmak yalniz o günü susup beklemek degildir Hazirlanmak lazimdir Milletler buna nasil hazirlanir?Manevi köprüleri saglam tutarak  Dil bir köprüdür inanç bir köprüdür Tarih bir köprüdür Köklerimize inmeli ve olaylarin böldügü tarihimiz içinde bütünlesmeliyiz Onlarin bize yaklasmasini beklemeliyiz,bizim onlara yaklasmamiz gerekliligidir Rusya bir gün dagilacaktir O zaman Türkiye onlar için örnek bir ülke olacaktir "diyen Atatürk :  
"Türkiye 21 nci Yüzyili sekillendiren Avrasya için bir kilit ülke konumundadir Onlar bizi örnek alacaklardir " diye görüsünü bildiriyor  Atatürk'ün ileri görüsünü 1999 yilindan 2000 yilina girerken gözlem yapan ve gazeteleri televizyonlari yani kisacasi dünyayi takip eden herkes su an bile anlayabilir  AVRUPA BiRLiGiNiN KURULUCAGiNi BiLiYORDU…  
Atatürk dis politikaya da önem verilmesini çok iyi biliyordu Türkiye'nin komsularinda meydana gelebilecek olaylardan etkilenebilecegini savunan Atatürk bir aksam Çankaya Köskü'nde çocukluk ve mahalle arkadasi Asaf ilbay'in da aralarinda bulundugu dostlarina dis siyaset hakkinda dis siyaset hakkinda sunlari anlatir: -  
"Bir Balkan Birligi'ne lüzum vardir Beni birakiniz ki firkamin lideri olarak Balkanlar'da bir seyahat yapayim Balkan devlet adamlariyla konusayim ve efkari umumiyeyi hazirlayayim Dünyanin ufuklarinda kara bulutlar görüyorum Balkan Birligi kurulabilirse,bir Avrupa Birligi'ne yol açilabilir Bati devletleri de er geç birlesmis olacaklardir "  
Avrupa Birligi düsüncesi ilk olarak ancak ii Dünya savasi sonrasinda ortaya çikabilmistir 1960'larin basinda Bati ülkeleri tarafindan üzerinde konusulmaya baslanmis olan bu düsünce,1980'lere gelindiginde ancak genislemeye baslayabilmistir  Oysa ki,Atatürk bakislarini bir noktada yogunlastirarak dalgin bir halde israrla sunlari sunlari söylüyordu:  
"  Evet,bir Balkan Birligi ve sonra da Bati Devletleri Birligi beseriyeti ve uluslari,görünür görünmez felaketlerden koruyabilir Yoksa insanligin basina gelecek sefalet ve istiraplara ölçü yoktur Dünya bir uçurama dogru gidiyor…" UÇAKLARLA iLGiLi KEHANETi  
Atatürk uçaklarin henüz daha birakin savaslarda kullanilmasini normal günlerde bile kullanilmadigini ve birçok kimse için ölüm kutusundan baska bir sey olmayan günlerde ,Fransa'da Abidin Daver'e söyledigi uçaklarla ilgili söyle demistir:  
"Teyyareler gün gelecek savaslarda önemli roller oynayacaktir "  
1908 yilinda söylenen bu söz ,Abidin Daver'in hiç aklina yatmadigini itiraf etmistir Çünkü o yillarda uçagi savasta kullanilmasi akillarda dahi yok gibi bir seydi  ANNESiNiN ÖLÜMÜYLE iLGiLi GÖRDÜGÜ RÜYA…  
Zübeyde Hanim rahatsizligi artigindan Ussakizadeler 'in evinde ogluna hasret vefat eder Ancak bu haber Pasa'ya nasil haber vereceklerini düsünüyorlardi  Annesinin ölümünden habersiz olan Mustafa Kemal ,ayni saatlerde trenle çiktigi Yurt gezisinde uyumaktaydi  Gecenin ilerleyen saatlerinde gördügü kabus gibi rüya yüzünden kan ter içinde uyanir  Bir sigara yakar ve zile basarak kompartimanindaki hizmetine bakan Ali Çavus'u çagirip: -"Gördügüm rüya canimi sikti…"der  Ali Çavus :  
"Hayirdir Pasam" deyince Atatürk de rüyasini anlatir: -"Pek hayir olacaga benzemiyor Kirlik bir yerdeymisiz Her taraf yesillik Birden bire sel geliyor,annemi alip götürüyor Endise ediyorum Yaverlere söyle,Izmir'e telgraf çekip annemin saglik durumunu sorsunlar…"  
Aci haber tez gelir derler…Kisa bir süre sonra Yaver Salih'in yolladigi sifreli telgraf le gelir Atatürk telgrafin sifreli oldugunu derhal anlayarak: -"Annem öldü mü?" Ali Çavus üzgün bir sekilde telgrafi uzatir: -  
"Basiniz sag olsun Pasam " Gözleri yasla dolan Atatürk :  
"Bana malum oldu  Bana malum oldu…Bunun kabusunu gördüm ben  Anam  Zavalli çilekes anam  Benim anam öldü baska analar sag olsun  "  
diyerek koltuguna çöker  Vatan hizmetinin zorunlulugu yüzünden annesinin cenaze törenine katilamaz  Bunlar ve bundan daha fazlasi kehanet Atatürk'ün düsüncelerinde belirmistir Daha sonra bunlari çesitli olaylardan sonra dile getirerek parapsikolojik yetenegini görmemize neden oluyor Daha fazla bilgilenmek için Gazeteci Ali Bektan'in 18 yillik alin teriyle çikardigi "ATATÜRK'ÜN KEHANETLERI" adli kitabini alabilirsiniz Gerçekten bizim için bir "Kader" diyebilecegimiz Atatürk sözleri,fikirleri ve düsüncerini TÜRK HALKINA her zaman önüne sunmustur Bize düsen böyle bir kisilige sahip oldugumuzla övünmek yerine,bize kalan miraslari olan ülkemiz ve düsüncelerini gelistirip yeni neslin çocuklarina "net bir " TÜRKIYE birakmak için çalismamiz gerekecektir  Durumumuzu özetlersek : "Bilginin efendisi olmak için Çalismanin kölesi olmak lazimdir "tatürk'ün dogum haritasi  
Atatürk'ün dogum tarihi ve saati bilinmemektedir  Dogum Haritasinin olusmasi için bu bilgiler önemlidir Atatürk'ün dogum tarihi ve saati bilinmemektedir  Dogum Haritasinin olusmasi için en önemli bilgiler bunlardir  Bu nedenle Bati Astroloji Sistemi (Tropik Zodyak) ile tarih ve saati bilinmeyen kisiye ait horoskop hazirlanmasi olanaksizdir  Ancak, dünyanin en eski ve etkili astroloji sistemlerinden olan Hint (Vedic) Astrolojisi ile dogum bilgilerinin bulunmasi mümkündür  Bu yöntemi açiklayan bilgiler ünlü Vedic astrologu B V  Raman'in "Hindu Predictive Astrology" adli eserinin 210  Sayfasinda "Unknown Birth Times" (Bilinmeyen Dogum Zamanlari) bölümünde bulunmaktadir  Ayrica, hesaplarin nasil yapildigi "Mistik Hint Astrolojisi" adli eserimde açiklanmaktadir  
Vedic kurallarina göre yapilan arastirma sonucunda Atatürk'ün 17 Mayis 1881, Sali günü, Saat 11 45 de Selanik'te dünyaya geldigi saptanmistir Horoskopun ÖzellikleriAtatürk'ün Bati haritasinda yedi önemli gezegen ; Günes, Merkür, Plüto, Neptün, Jüpiter, Venüs ve Satürn Basucunda (Mc) toplanmistir  Boga gibi degismez grup burçta toplanan gezegenler kozmosta çok ender rastlanan olaylara neden olurlar  5 Mayis 2000 tarihinde Boga burcunda toplanacak gezegenler için çesitli senaryolar üretilirken, 1881 yilindaki kozmos olayinda dünyaya nasil büyük bir adam armagan ettigi gözden kaçirilmamalidir  Böyle bir mistik olayi binlerce yil içinde çok ender zamanlarda görebiliriz  Atatürk'ün dogum haritasi yeryüzüne gelmis dünya çapindaki insanlar ile astrolojik kistaslar altinda karsilastirildiginda, benzersiz oldugunu ispatlamaktadir Hint sistemine göre Atatürk'ün horoskopu çok güçlü, olaganüstü ve özel bir haritadir  Her seyden önce Rasi ve Navamsa'da Yükselen burç Aslan'a rastlamistir  Iki haritada Yükselen ayni evde olmasi büyük basari ve yükselis isaretidir  Bunun yaninda dogum haritasinin en ugurlu ve bereketli evleri olan 5 ve 9 cu evlere önemli gezegenler yerlesmistir   
Hint sisteminde en önemli gezegen olan Ay, "Parlak Ay" evresindedir ve 5 ci eve yerlesmistir  Haritada çok etkin ve gizemli Yogalar bulunmaktadir  Bunlar içinde gözümüzü kamastiran Yoga, Jüpiter ile Ay arasindaki olusan "Gajakesari yoga" olmaktadir  
Atatürk'ün Dogum haritasinin önemli bir özelligi de karmasinin olaganüstü güzelligi ve yapisindaki gelecegi görme (kahinlik) yetenegidir Atatürk'ün Dogum Haritasinda Söhret, Anne ve Babanin Hayatlari, Karakter ve Kisilik, Meslek ve kariyer, Evlilik, Çocuk, Yasam Periyotlari (Nakshatra) , Yasam sonu hakkinda yapilan analizleri ve yorumlari incelemek isteyenler ; Yücel Sügen'in "Mistik Hint Astrolojisi" adli kitabina basvurabilirler Gökyüzünde hala felaket haçi var  
Astrolog Metin Kiraz'la konustuk  Kisa sorulara, kisa cevaplar aldik   
Astrolog Metin Kiraz  
Iste son dönemlerde merak edilen bazi sorulara yanitlar   Dünya'nin "Kova Çagi"na girmesi ne ifade ediyor?Bu Çaglar Astrolojisinden ortaya çikan bir durumdur  Aslinda bu konu spekülasyonlara da açiktir  Bazi astrologlar hala BalikÇagi'nda oldugumuzu söyleseler de, kabul edilen görüs 2000 yilindan itibaren Kova Çagi'na girmis oldugumuzdur  Dünya'nin Kova Çagi'na girmesi, insanlarda gizli bilimlere ve astrolojiye merakin artmasina neden olacaktir Uranüs gezegeninin, Dünya'ya etkisi nedir?Kova Burcu'nun sembolü "Uranüs"tür  Uranüs en kaba anlatimiyla; sarsintilari sembolize eder  Uranüs'ün etkisiyle, bu dönemde Dünya insanlari ruhlarindaki sarsintilari hissedecekler  Bazi degerlerin degistigini farkedecekler  Ayrica Kova burcu entellektüelligi de sembolize eder  Insanlarda bilgiye ve ögrenmeye merak en üst düzeye ulasacak 1999 yilinda gökyüzünde olusan " Felaket Haçi" nedir?Ben 1995 ve 1997 yilinda bazi dergilere yazdigim yazilarda, 1999 yilinin ruhlarin depremi olacagini yazmistim  Çünkü daha o tarihlerde 1999 yilinda planetler arasinda bir felaketler haçi olustugunu görmüstüm  Satürn ve Uranüs arasinda gerçeklesen bu haç, tarot kartlarinda da Yikilan Kule'yle sembolize edilir  Yikilacak kadar betonlasmis tüm yapilari, düsünce yapilarini kokusmus deger yargilarini evlilik, sirket gibi müdahaleleri temsil eder  Gökyüzünde felaket haçinin olusmasi çok büyük, dramatik felaketlerin habercisidir Bu haç önümüzdeki günler için de beliriyor mu?Ben astrolojik tahminlerime göre 10 Mayis 2000'i biraz riskli buluyorum  Çünkü o gün de Uranüs ve Satürn yine daha önceki 17 Agustos ve 12 Kasim depremlerinde oldugu gibi ayni açiyi olusturuyorlar  Bir de o gün Jüpiter ve Merkür' de onlara yakin bir yerde  Sabit burçlardaki bu planet birikimi felaket tehlikesi isareti  Gökyüzünde sfenks burçlar olan boga, aslan, kova, akrepde yine o felaket haçi var  Ve bu haç üzerinde günes ile ay ayni derecelerde bulusuyorlar Bu açilarin olusmasi tüm Dünya için geçerli , peki bu durumdan neden en fazla Türkiye etkilendi?Bu politik astrolojiyi ilgilendiren bir konu  Benim bu konuda ihtisasim yok  Ama saniyorum Türkiye'nin akrep burcu olmasiyla bu konunun bir ilgisi olabilir Bu depremlerin günes tutulmasiyla da ilgisi oldugu söylendi  Bu sizce dogru olabilir mi?Depremlerin, günes tutulmasiyla çok ilgisi oldugunu düsünmüyorum  Burada önemli olan günes tutulmasinin gökyüzünde bir felaket haçi varken, haçin üzerinde meydana gelmis olmasi Bu felaket haçi 2000 yilinda dogacak bebekleri de etkileyecek mi?Tabii ki etkileyecek  Çünkü bu felaket haçi onlarin horoskoplarina da yansiyacak  Ve yasamlarinin bir bölümünde adeta deprem yaratacak felaketlerle karsilasmalarina neden olabilir  Bunu önlemenin bir yolu yok mu?Aslinda en iyi yolu, 2000 yili içerisinde çocuk sahibi olmamak  Ama illaki isteniyorsa bir astrologtan yardim alinarak, hiç olmazsa sezaryenle dogacak bebeklerin dogum saatleri ayarlanabilir  Bebegi astrologun belirledigi saatte dünyaya getirmek etkili olabilir  Bu yöntemle çocugun, bu açinin etkisinin azalmis oldugu bir zamanda Dünya'ya gelmesi ve horoskobunda beliren yasaminin en optimum düzeye ulasmasi saglanabilir Bu "felaket haçi" ne zamana kadar etkisini sürdürecek?2000 yilinin Temmuz ayina kadar devam ediyor  Daha sonra 2001 yilinda yeniden basliyor Sizce bu dönemde dünyaya gelecek bebekler arasinda bir Dünya lideri ve avatar olabilir mi?Sabit burçlarin; boga, aslan, akrep ve kova'nin onbesinci derecesi gizli bilimlerde, avatar; ruhsal kurtarici kapisi olarak da bilinir  Yani burada bir kozmik enerji desarji gerçeklesir  Her ne kadar beliren açilar nedeniyle, ruhsal ve fiziksel anlamda depremler yasansa da bir anlamda ruhsal bir kurtaraci kapisinin olusmasi da çok muhtemel  Yenilikçi liderler ve bir avatar bu dönemde Dünya'ya gelebilir Boga,aslan, akrep ve kova burçlarina canavar burçlar veya sfenks burçlari da deniliyor degil mi?Evet  Sfenks insan suratlidir  Bu surat entellektüelligi temsil etmesi açisinda kova burcunu sembolize eder  Ayaklari aslan ayagidir   Arka bölümü bogadir  Kanatlari da akrebi temsil eder Atatürk ile ilgili bilinmeyenler  
Atatürk'ün olaganüstü yasami boyunca basindan son derece ilginç ve gizemli olaylarin geçtigi biliniyor  Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Atatürk'ün üstün sahsiyetinin yanisira bir de olaganüstü ve bilinmeyen bir yaninin da oldugu gözler önüne seriliyor     
ILK BAS KALDIRISI :Atatürk, oldu olasi Arapça derslerinden, yere bagdas kurarak oturmaktan ve dizleri üstünde durarak yazi yazmaktan hiç memnun degildi Yine dizlerinin üstünde durmaktan dizlerinin agridigi bir gün ayaga kalkarak dersi ayakta dinlemeye basladi Fakat bu seferde hocasi bundan memnun olmamisti ve Atatürk'e yerine oturmasini söyledi Atatürk ise dizlerinin agridigini ve oturamayacagini söyledi  
Bunun üzerine hocasi sinirlenip, deliler gibi haykirarak ; "Neee bana karsimi geliyorsun " dedi  Atatürk bunun üzerine ; "Evet karsi geliyorum" dedi  Tam bu anda diger bütün çocuklarda ayaga kalkip, "Evet karsi geliyoruz" diyerek ayni sözleri tekrarlayinca,hoca ne yapacagini sasirarak onlarla uzlasmak zorunda kalmisti  Bu onun ilk bas kaldirisiydi Liderlik vasfinin ve kitleleri pesinden 
sürükleyen karizmasinin ilk ortaya çikisiydi 15 YIL HÜKÜM SÜRECEKSIN   Atatürk hakkinda yapilmis birçok kehanet vardir  Bunlarin en ilginci onun el falina bakan bedevinin söyledikleridir  Mustafa Kemal arkadaslari ile Bingazi'ye, Trablusgarp savasina katilmaya gidiyordu  Yolda bir Bedevi'ye rastladilar  Bedevi el falina çok iyi baktigini ve genç subaylara da isterlerse bakabilecegini söyledi  Hepsi ellerini açarak bedevinin söylediklerini dinlemeye basladi  Sira Mustafa Kemal'e gelince, o önce baktirmak istemedi ama arkadaslarinin israri karsisinda, sonunda o da elini bedevi'ye açti  Bedevi ele bakar bakmaz yerinden siçradi ve heyecan içinde ; "Sen padisah olacaksin," dedi ve ilave etti "15 yil hüküm süreceksin " 
Genç subaylar gülüstüler ve yollarina devam ettiler  Aradan yillar geçti, Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaskani oldu  Cumhuriyetin 14  yilinda hastalandi  Karacigeri kötüye gittiginde çevresindekiler ona "Artik içme, Pasam" dediler  Atatürk onlara bir zamanlar yolda rastladiklari falci bedevi'yi hatirlatti ve gülerek, "Arap vaktiyle söylemisti  Bizim padisahlik nasil olsa 15 yil 
sürecek   Hesapça bu son senemizdir   " Yil 1938 'di   SECCADE ÜZERINDEKI KEHANETBilindigi gibi Hint halki Atatürk'ü ve Türk halkini yanliz birakmamisti Kurtulus savasindan yillar sonra ,1929 yilinda Bir hintli Mihrace Atatürk'ü Pera Palas'taki 101 No'lu odasinda ziyarete gelmisti  Mihrace'nin Atatürk'ü hangi nedenle ziyaret ettigi ve adi ve ziyaret sebebi hala bilinmiyor  Mihrace'nin ziyaretindeki bir sir da getirdigi hediyede yatmaktadir  Bu hediye altin sirmali, hint isi ipek bir seccadedir  Seccadenin üzerinde bir samdanin asili oldugu düz bir kemeri,her iki yaninda birer güvercin bulunan bes kubbeli bir diger kemerin çevreledigi görülmektedir  Bordür de fillerden olusmaktadir  En ilginç yer ise her iki kemerin arasinda orta kisimda dal kivrimlari ve güllerin çevrimi ile olusan boslukta romen rakkamli bir saatin bulunmasidir ve saat  09 08' i göstermektedir Atatürk Mihracenin ziyaretinden 9 sene sonra saat 09 05 'te vefat etmisti  Seccade halen Pera Palas' ta bulunmaktadir Atatürk birçok defa gelecege ait olaylari büyük bir kesinlikle haber vermisti Atatürk 1931 yilinda, 2 Dünya savasi'nin patlamasinin yakin oldugunu söylemis ve bu konudaki düsüncelerini General McArthur'a söyle anlatmisti  "Versay antlasmasi, 1 Dünya Savasi'na yol açan nedenlerden hiçbirini ortadan kaldirmadi  Tersine rakipler arasindaki uçurumu büsbütün derinlestirdi  Simdi içinde yasadigimiz baris dönemi, sadece bir ateskesten ibarettir  Avrupa'nin gelecegi 
Almanya'nin alacagi tavra baglidir " General McArthur'a göre,savasin 1940-1945 yillari arasinda çikacagini söyleyen Atatürk, Almanya'nin ancak Amerika'nin savasa katilmasi ile yenilecegini ifade etmistir  Atatürk hayatinin sonlarina dogruda söyle diyordu ; "Bir dünya savasi yakindir Bu savas sonucunda, dünyanin durumu ve dengesi bastanbasa degisecektir " 
Atatürk, Mussolini hakkinda da su görüslerini açiklamisti: 
Mussolini bir maceraperesttir  Milletini bir uçuruma sürüklemektedir  Her tarafa saldiriyor  Bu adam yüzünden, çok simarmis olan bu millete dersini vermeyi çok isterdim, lakin yakinda bir küçük millet onlara layik oldugu dersi verecektir  Ve sunuda hatirlatirim ki, bir gün gelecek, Mussolini'yi kendi milleti linç edecektir " Bu görüsleri aynen gerçeklesmistir ATATÜRK'ÜN RÜYASI :Atatürk'ün bir rüyasini da Dr Resit Galip Bey'den ögrenmekteyiz, "Mustafa Kemal ,Ankara'ya geldikten bir süre sonra ilginç bir rüya görmüstü  Ertesi gün bana söyle anlatti  ; "Resit Bey, rüyamda bana 'Pasam ,Inönü'den ne haber?'diye sordunuz  Bende vaziyet kritiktir' cevabi verdim  'Kritik nedir? Anlamadim ki!'dediniz  Bende 'Bunun cevabini 15 dakikaya kadar veririm' diyerek odama çekildim " 
Mustafa Kemal bana bu rüyasini anlattiginda düsman henüz Izmir'e çikmamisti, Inönü mevkii de henüz bir önem tasimiyordu  Aradan yillar geçti 2 Inönü savasi'nin kritik günlerinden biriydi  Mustafa Kemal'in arabasi Millet Meclisinin önünde durdu  Hemen yanina kosarak, telas ve endise içinde, "Pasam, Inönü'den ne haber?" diye sordum  
Aynen su cevabi verdi ; 
"vaziyet kritiktir" 
O zaman ben ; 
"Kritik nedir? Anlamadim ki!" dedim  
O da ; 
"Sana bunun cevabini 15 dakikaya kadar veririm" dedikten sonra 
gülümsedi ve ;  
"Hani Ankara'ya geldikten sonra bir rüya görmüsdüm,hatirladin 
mi?" 
Hafizami yoklayarak, rüyasini anlattim  Gülerek; 
"iste, rüya ayniyle vakidir  Ben Ismet'i tanirim, göreceksin 15 dakikaya kadar kendisinden muzafferiyet haberi alacagiz " Gerçekten de 5 dakika geçmeden bir telgraf gelmis ve 2 Inönü savasi'nin da zaferle sonuçlandigini ögrenmislerdi   Atatürk, Kurtulus savasindan çok önce, bir Türkiye haritasi çizmisti ATATÜRK'ÜN 1907'DE ÇIZDIGI T C  HARITASI :Atatürk, Kurtulus savasindan çok önce, ittihatçilarin Trakya'da 1907'de yaptiklari bir toplanti sirasinda, bir Türkiye haritasi çizmisti  Orada bulunanlarin anlattiklarina göre, o günkü Osmanli devleti sinirlariyla hiçbir ilgisi olmayan ve o zaman hiçbir anlam veremedikleri bu harita, gelecekte, yine Atatürk'ün kuracagi Türkiye Cumhuriyeti'nin haritasi olacakti  Haritada bugünkü sinirlarimiza uymayan tek bir fark vardi ;Atatürk, bizden ayrilmasina gönlünün bir türlü razi olmadigi Kerkük'ü de Türkiye topraklarina katmisti DENEME UÇUSU :Uçaklarin ilk deneme ve gelisme dönemleriydi  Fransa'da yapilan bir uçak gösterisine katilan, birçok ulusun temsilcileri arasinda, Osmanli atesesi olarak Mustafa Kemal'de katilmisti  Gösteriyi izleyenler, sirasiyla uçaga bindirilerek gezdiriliyorlardi  Sira Mustafa Kemal'e geldiginde, gösteride bulunan ve genç atesenin komutani olan sahis, birden bir rahatsizlik duyarak Mustafa Kemal'in uçaga binmesine engel oldu  Öteki temsilcilerle havalanan uçak kisa bir süre sonra düstü ve içindekilerden sag kurtulan olmadi                                                                           ATATÜRK VE "9" VE "19" Rakkamlari : Atatürk'ün hayatinda "9" rakkaminin kendine özgü önemli bir yeri 
olmustur Örnegin Atatürk'ün dogum yili olan 1881 rakkami, "9" 
rakkami ile birçok ilskiler göstermektedir  
1+8=9 
8+1=9 
18=2x9 
81=9x9 
18+81=99 
19x99=1881 
Atatürk'ün harb okuluna girdigi tarih : 1899 
Vatani kurtarmak için Samsun'a ayak basti : 19/05/1919 
Bandirma vapurunda yolcu sayisi 19 'dur  
Ittihat ve Terakki'nin yillik toplantisina Trablusgarp delegesi olarak katildi : 22/09/1909 
Sivas kongresinde Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesini kurdu : 04/09/1919 
Erzurum Mebus adayligini kabul etti : 19/10/1919 
TBMM tarafindan kendisine gazi ünvani verildi ve Maresallige terfi ettirildi : 19/09/1921 
Atatürk 19 yüzyilda 19 yil yasamistir  
Atatürk 19 yüzyilin bitmesine 19 yil kala dogmustur  
Atatürk'ün ilk askeri görevi, 19 Kolordu Komutanligidir  
Mustafa Kemal Atatürk : 19 harften olusmaktadir  
Mustafa Kemal Atatürk'ün nüfus cüzdaninin numarasi da 993814-B idi  
Bu sayi dizisindeki 938 rakkami öldügü yili hatirlatmakta geriye kalan 9 ve 14 rakkami da ölüm saatinin yakin bir benzeridir  
"Ne mutlu Türküm diyene" =19 
"Istikbal göklerdedir" =19Ismini farkli farkli adlarla andigimiz Sonsuzlugun Sonsuz Gücü, Bütünün Gücü    ATATÜRK'ÜN ÖNSEZILERI :Bunlar bir gün olacaktir    Görürsünüz, isitirsiniz    
Prof  Dr  Afet Inan "Atatürk hakkinda hatira ve belgeler" adli kitabinda ilginç bir hatirasini naklediyor  
Atatürk 09 ocak 1936 Persembe günü, dil ve tarih cografya fakültesi'nin açilis dersinde okumasi için Afet Inan'a : 
"Tarih belgelerinin ilerideki kesifleri buna dayanacaktir  Her tarihi kisinin söyledigi sözler toplanabilecek ve böylece biz onlari kendi seslerinden ve sözlerinden dinleyebilecegiz " diyerek yaziyi verir  
Buna karsilik Afet Inan : 
"Bu çok uzak bir gelecekte belki olabilecek kesfin benim ifadem olarak verilmesine cesaret edemiyecegimi" kendisine söyledigim zaman cani sikildi ve söyle dedi : 
"Bunlar bir gün olacaktir   Görürsünüz, isitirsiniz   "30 yil sonra :Atatürk tarafindan bu yazinin verilmesinden 30 yil sonra yine ayni ay ve günlere tesadüf eden, 01 Ocak 1966' da söyle bir haber yayimlandi : 
"Venedik'in Saint Georges Adasi'ndaki Benedictis Manastiri Labratuvarlari'nda, manastir rahiplerinden Pellegrio' nun yönetiminde, seslerin ayirimi esasina dayanan çok dikkate deger arastirmalar yapilmaktadir  Italya Içisleri Bakanligi, 1962 'de baslayan bu çalismalari kontrol etmektedir  Fakat elde edilen sonuçlar halen açiklanmamistir  Saint Georges Adasi'ndaki bilim kurulunun geçmise ait sesleri toplayacak, elektronik araçlar üretmeye çalismaktadirlar  Bilim adamlari özellikle Demosten, Pitagor ve Jul Sezar'in söylevlerinden kendi sesleri ile parçalar elde etmeye ugrasmaktadirlar " 
Haberin sonunda ise daha açiklayici bilgilerin su anda verilemeyeceginden bahsediliyordu ATATÜRK'ÜN GÖRDÜGÜ SON RÜYA :26 Eylül 1938 tarihinde Atatürk, rahatsizligi ile ilgili olarak ilk defa hafif bir koma atlatmisti Prof Dr Afet Inan,olayi söyle anlatiyor : 
"O geceyi rahatsiz geçirdi,ilk hafif komayi o zaman atlatmisti Ertesi sabahki açiklamasinda" : 
"Demek ölüm böyle olacak" diyerek "uzun bir rüya gördügünü" söyledi ve "Salih'e söyle ,ikimizde bir kuyuya düstük, fakat o kurtuldu" dedi  
Atatürk'ün, burada "kuyuya düsme" sembolü ile gördügü rüya vizyonu,kendisininde söyledigi gibi ölümün habercisiydi  
Salih Bozol'un kuyudan kurtulmasi ise bilindigi gibi, Atatürk'ün vefat ettigi gün, buna çok üzülen Salih Bozok'un da intihar etmesi ve sonunda onun kurtarilmasini simgeliyordu  
Iste bu ATATÜRK'ün son rüyasi idi   "Bir yolcunun yolda yürüyebilmesi için, ufku görmesi yeterli degildir, ufkun ötesini de görmesi gerekir   "
         
		
	
		
		
		
        
		
		
		
			
		
		
		
		
		
	
	
	 |