Nasıl devrimci gençlik olunacak? Gençlik bir devrimin örgütlenmesinde nasıl bulunacak?
60'lı yıllarda gençlerin kafasını en çok meşgul eden soru buydu herhalde

O dönemin ideolojik ortamını en çok etkileyen de bu sorundu

Gençler devrimci ve antiemperyalist mücadelenin örgütlenmesinde kendilerine yer arıyorlardı

Ancak bildikleri bir şey de bunun yalnızca kitaplar okuyarak öğrenilemeyeceği idi

Ciddi bir ideolojik çalışmanın yanında gençler halkla bağlar kurmaya, devrimci eylemler örgütlemeye giriştiler

Kısa zamanda çok büyük bir kitleselliğe ve halkın içinde önemli bir güce ulaştıkları da söylenebilir
Ancak bu çaba aynı zamada bir çok yanlışları da beraberinde getirdi ister istemez

En önemli sorun gençliğin ne yapması gerektiği üzerineydi? Denizler ısrarla gençiliğin tüm siyasal partilerden uzak durmaları gerektiğini vurguladılar ki, bu doğruydu

Gençliğin rolü ve doğası hakında gerçekten önemli bir fikirdi bu

Ancak zamanla bu fikir tek başına gençlerin öncü kuvvetler olarak algılanmasına kadar vardı

Hatta bunu da aşarak tüm devrimci eylemin yükünü gençlerin sırtlayabileceklerini düşündüler

Ülkenin siyasal mekanizmasından tümüyle kopup devrimci eylem örgütlemeye girişmek doğruydu, ancak halktan koparak devrimci eylem mümkün değildi
Silahlı eylem Türkiye koşullarında ister istemez bunu getirdi

Denizler çıkışlarında ve eylemlerinde Kuvayı Milliye'ye dayanıyorlardı

Ancak bunu Latin Amerika benzerlerine koşullayarak salt silahlı eyleme indirgemek büyük bir hataydı, aynı zamanda ülkenin gerçek tarihsel mirasından da kopulmasını getirdi

Gençlik, enerjisini halk kuvvetlerinin bağlarının güçlendirilmesine, örgütlendirilmesine ve bilinçlendirilmesine harcayabileceği bir zamanda ondan tamamen kopmak sonucunu doğuracak bir eylem türüne girişti

Denizlerin önemli yanlışı budur
Ancak sapla samanı birbirinden ayırmak gerekir

Denizlerin idam edilmesinin sebebi devrimci olmalarıydı
Yanlış eylemler yapmaları değil

Onlar maceraya giriştiler ve bunun bedelini ödediler demek ağır bir sapkınlık belirtisidir

Dönemin devrimci gençlik önderlerinin tümünün de büyük saldırılar ve ölümlerle karşılaşmalarının sebebi devrimcilikleridir

Yanlış eylemleri değil

Devrimci mücadelenin bedelinin ağır olduğunun en temel kanıtları yine Kuvayı Milliye geleneğinin binlerce şehitle kurtuluşa ulaşmış olmasıdır

Devrimcilik için "ölüm hoş geldi, safa geldi" diyebilecek kadar metin olmak şarttır
Denizlerin hataları, asıl yıkıcı sonuçlarını onlar idam edildikten sonra gösterdi

Devrimci hareket 70'li yıllar boyunca büyük bir ideolojik bunalıma düştü

Bir yandan kurtuluşa ve Kuvayı Milliye geleneğine yönelik bir umutsuzluk başgösterdi
60'lı yıllar boyunca ciddi ideolojik ve tarihsel bir bilincin gelişmesine sebep olmuş sistem eleştirisi yerini, düzen solcularının da körüklediği bir "faşizm" edebiyatına bıraktı

Bu zeminde gerçekten faşist ve provokatör güçler ortalıkta cirit atabildi, gençlere saldırdı ve Amerikancı 12 Eylül Darbesinin hazırlanmasında uygun bir zemin yaratılmış oldu
Diğer yandan bir halk ittifakı kurulamadığından hareket yine çoğunlukla gençlerin sırtındaydı

Halk ittifakı kurulamamasının sebebi dayanabilecek tarihsel bir gelenek olmayışıdır

60'ların ve 68'in halk-gençlik-ordu ittifakı ve bu ittifakı yaratan Kuvayı Miliye geleneği yokedildi

Bugün bile devam eden halk karşıtı ve Kuvayı Milliye karşıtı "sol" gelenek işte bu ortamda şekillendi


