gülgüzeli
|
Namusa Saldıran Erkeğin Cezası
Namusa Saldıran Erkeğin Cezası
Hüzeyl kabilesinden Medineli Hamele, devesine binmiş, kırda gidiyordu İlerideki vahada koyunlarını otlatan Raşid’in kızı Es’ile’yi gördü
Es’ile, koyunları sürerken rüzgâr yüzündeki örtüyü sıyırmış, onun sahip olduğu fıtrî güzelliği gören Hamele, fikrini bozmaya niyet etmişti
Sürüye yaklaşınca devesini çökertip dizlerinden bağladı, yalnız bulunan Es’ile’ye seslendi:
– Es’ile, beni reddetme Seninle beraber olalım
Es’ile’nin cevabı makuldü:
– Buradan derhal uzaklaş İyi niyet sahibi isen babama müracaat et Beni eş olarak iste O seni reddetmez
Fakat Hamele’de iyi niyet yoktu Sadece geçici ve zevkli bir macera yaşamayı düşünüyordu Es’ile’ye doğru yürüdü Es’ile, başka çıkış yolu kalmadığını anlayınca bütün cesaret ve hiddetini toplayarak namusunu savunmaya karar verdi Kapışmada çok sürmeden Hamele’yi yere yatıran Es’ile:
– Def olup gidecek misin, yoksa başını parçalayayım mı? dedi
Hamele söz verdi Hemen def olup gideceğini söyledi Ne yazık ki yatırıldığı yerden kalkar kalkmaz hücumunu tekrarladı Es’ile yine bir hamlede onu yere yatırdı Hareketsiz hale getirerek teklifini tekrarladı
– Buradan def olup gidecek misin, yoksa şu taşla başını parçalayayım mı?
Bu zor karşısında kesin söz veren Hamele, yine yakasını sıyırdı Ne yazık ki, sözünde bu sefer de durmadı, yalnız bulduğu Es’ile’ye hücumunu tekrarladı Es’ile güçlü ve hiddetliydi Onu yere yıkıp göğsü üzerine çöktü Başına yanındaki büyük bir taş parçasıyla öylesine vuruşlar vurdu ki, mütecaviz Hamele, artık yerinden kalkamaz, kalksa bile hücumunu tekrar edemez hale geldi
Bundan sonra koyunlarını sürerek oradan uzaklaşan Es’ile, böylece şerefini korumuş, namusuna leke kondurmamıştı Az sonra oradan geçen bir yolcu kafilesindeki Hüzeylliler Hamele’yi tanıdılar
– Ne oldu sana böyle Hamele? dediler Hamele:
– Sormayın, devem beni yere attı, düşünce böyle oldum, dedi
– Deven burada dizlerinden bağlı, şu taşta da kan var, ayrıca başında da taşın açtığı yaralar görünüyor, deyince kızardı:
– Ne diyorsam öyle, daha ne inceliyorsunuz, beni deveme bindirip evime götürün, dedi
Hamele’yi evine götürdüler Birkaç gün yattıktan sonra iyi olma ümitleri kaybolmaya başladı Kendisine sordular:
– Başına bu durum sebebiyle ölüm gelecek olursa kimi dava edelim, kan diyetini kimden isteyelim?
Titrek sesle açıkladı:
– Kanımdan, Es’ile’den başkası sorumlu değildir Bu cümle, Hamele’nin son sözleriydi Başı yana düşüverdi
Hüzeyl ileri gelenleri toplanıp Resûlüllah’a geldiler:
– Oğlumuz Hamele’nin kanını, Raşid ödeyecektir Dava ediyoruz
Resûlüllah Hazretleri Raşid’i çağırttı
Raşid’in asıl adı Zalim’di Resûlüllah, İslâm’a girince Zalim ismini Raşid olarak değiştirmişti Durumu anlayan Raşid:
– Benim öyle bir ölümden haberim yok Ne gördüm, ne de işittim, deyince:
– Ya Resûlâllah, Raşid’in kendi değil, kızı Es’ile’dir katil, dediler
Az sonra Es’ile yakalanarak getirildi
– Es’ile, bak senin Hamele’yi öldürdüğünü iddia ediyorlar, ne dersin?
Es’ile dalgın, aynı zamanda tereddütlü idi Sadece:
– Hiç kadın erkeği öldürebilir mi? diyebildi
Ancak bu sözün gerçek bir müdafaa olmadığını hemen anladı Sonra vahiy gelerek Allah’ın Resûlü’ne olayı haber vereceğini de düşündü Hadiseyi aynen anlatmaya karar verdi
– Üç defa üzerime yürüdü, iki defa yatırıp söz aldım Defolup gideceğine söz verdi Kurtulunca üçüncü defa üzerime geldi Ben de şerefimi ve namusumu müdafaa için başını yaraladım, bana hücum edemez hale getirerek kaçıp kurtuldum Sonra öğrendim ki, o yaralardan ölmüş
Hüzeylliler hep birlikte bağrıştılar
– Suçunu itiraf etmiştir, diyetimizi isteriz Resûlüllah Hazretleri de kararını açıkladı:
– Es’ile namusunu müdafaa etmiştir Mütecaviz Hamele de kanını heder etmiştir Böylece dava bitmiş, diyet ortadan kalkmıştır Hüzeylliler süklüm püklüm Raşid ve Es’ile şen ve şatır, evlerine döndüler Asr-ı Saadetten bir namusu koruma olayı böylece tarihe geçti, bize de ibretlerinize sunmak düştü
alıntı
__________________
|