05-17-2008
|
#1
|
gulhan
|
Bir Dilek Tut
Tarihler öncesinde kalma
terkedilmiş antik bir tiyatroda
geceleri
başkaları tarafından sunulmuş oyunlar oynuyorum
seyircimse 
yıldızlarından karanlığını göremediğim gökyüzü
yalnızlığından çatlamış seyirci basamakları
kırık kayalar 
çılgın sevişmelere tanık olmuş,yaşlı ağaçlar
durmaksızın oyunlar oynarım
bazen trajedi
bazen komedya
bazen de dramla sonlanan 
sunulmuş sevgileri,acıları
sevinçleri oynarım
masum kemanın hüzünlü sessiz telinde
seyircimse 
sevildiğinden habersiz sevgiliyi bekleyen
çaresizliğini öfkeyle dalgalarına yükleyen
her defasında karayı suçlayan,hırçın deniz 
unutulmuş,eskimiş bu tozlu sahnede
avuçlarıma sıkıştırılmış tiratlarla dans ederim
seyircimse 
ihanet eden sevgiliyi arındırmaya çalışan
duaları gözyaşlarına saklanmış yağmur 
Bu geceki oyunum feeri
seyircimse 
kahkaha atan rüzgarla birlikte
in o sahneden
in o sahneden,diyerekten
çığlık atan toprak 
son perden bu çocuk
hadi son bir dilek daha tut,
kayan yıldızlarından 
almak isterken kendi oyununu kollarına
belki
kayan bu yıldız
yüreğine saplanmış sevgilinin
parlak hançerini çıkarır
iyileştirir yaranı 
tut dileğini,sonu bir trajedi
komedya ya da dram 
sen de biliyorsun,taşır bu yürek
bu sonları
bir türlü gelmeyen ilkleri 
tut
korkma,
bakarsın
birlikte bir oyun yazar
oynarsınız 
seyircisiz seyircilere,sevgiliyle 
__________________
|
|
|