05-12-2008
|
#1
|
VANDETTA
|
Bir Vatan Haini;Sultan Vahidettin
Necip Fazıl Kısakürek maraşal Fevzi çakmakla mülakatında şunlardan bahseder;
Sultan Vahidettin Han ,benden genç kumandanların isim listesini istedi Vatanına aşkla bağlı vatan acısıyla yanan,vatan kurtarmak yolundaki bir hamleyi omuzlayabilecek kabiliyette azimli ,fedakar ve atılgan kumandanlar kaydıyle istedi bu listeyi,yazıp verdim her kumandanın karakterini de isminin yan tarafına not ettim listenin başında ise Mustafa Kemal vardı
Fatih Rıfkı Atay Sultan Vahidettin ve Mustafa Kemal görüşmesi için Mustafa Kemal paşanın ağzından şunları aktarır;
Cuma günü selamlığa gittim ve dışarıda bekleyenlerce hayli tefşire uğrayan mülakatte bulundum konuşma uzun sürdü ancak konuştuklarımız çok kısa idi,ben sözüme başlangıç ararken padişah beni önledi ve dediki;
Ordunun zabitleri ve kumandanları sizi severler bana teminat verebilirmisinizki onlardan bana bir fenalık gelmiyecektir?
Böyle bir sualin sebebini hemen kavrayamadım Orduya ait bazı malumatmı var efendim diye sordum Gözlerini kapadı ne evet ne hayır dedi yalnız sulaini bir kere daha tekrar etti
Gerçi dedim ben İstanbul'a geleli birkaç gün oldu,buradaki vaziyeti tamamiyle bilmiyorum,yalnız ordu kumandan ve zabitlerinde zatı şahanenize karşı bir cereyan olması için bir sebep görmüyorum Anlaşılmaz bir tavırla ilave etti;
Yalnız bugünden bahsetmiyorum,bugünden ve yarından
Padişahın verilmiş bir kararı olmalıydı,bizse bu kararın ne olduğunu bilmeyen veya anlamak istemeyen kimselerle görüşüyorduk Zatı şahane gözlerini açarken ayağa kalktı şu sözlerle mülakate son verdi;
Siz akıllı bir kumandansınız tecrübesiz arkadaşlarınızı uyaracağınızdan eminim
Nihayet Sultan Vahidettin Han Mustafa Kemal Paşayı yıldız sarayına çağırtır Mustafa Kemal Paşa o günleri şöyle anlatır;
Yıldız Sarayının ufak bir odasında Sultan Vahidettinle adeta diz dize gelecek kadar yakın oturuyorduk,sağında dirseğini dayamış olduğu bir masa ve üstünde bir kitap var salonun boğazicine açılan penceresinden gördüğümüz manzara şu,birbirine müazi hatlar şeklinde dizili düşman zırhlıları,bordolarındaki toplar sanki yıldız sarayına doğrulmuş manzarayı görmek için oturduğumuz yerden doğrulup başlarımızı sağa sola çevirmek kafi idi Vahidettin unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı;
Paşa,şimdiye kadar bu devlete çok hizmet ettin,bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir,elini demin bahsettiğim kitabın üstüne bastı ve ilave etti,tarihe geçmiştir dedi
O zaman bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım,dikkatle ve sükunla dinliyordum,bunları unutun asıl şimdi yapacağınız hizmet hepsinden mühim olabilir,paşa devleti kurtarabilirsiniz
Fatih Rıfkı Atay Çankaya adlı eserinde Mustafa Kemal in ağzından olayın devamını şöyle anlatır;Bir çok komutanları anadolunun koynundaki kolordulara dağıttım sizin vazifeniz bunları teftiş etmek olacaktır Bu hususta elimden geleni yapacağım bana emniyet buyurunuz dedim Vahidettin ayağa kalktı elimi sıkı sıkı sıktı ve muvaffak olunuz dedi Paşa tam yetki ile anadoluya müfettiş olarak gönderildiği emri üzerine Sultan Vahidettin hana merak buyurmayınız efendim noktai nazarınızı aldım iradei seniyeniz olursa hemen vazifeme hareket edeceğim ve bana emir buyurduklarınızı bir an unutmuyacağım
Mustafa Kemal paşa daha sonra Sultan Vahidettin hanın emriyle nazır Mehmed Ali beyden makbuz karşılığı 25000 altın lirayı tahsisat olarak teslim alır,artık Mustafa Kemal paşa Sultan Vahidettin in emri ile Anadoluya gitme hazırlığı içerisindedir
Sultan Vahidettin han Mustafa Kemal paşaya durumun vehametini şöyle anlatır;
Ben halife ve padişah olarak anadoluya heraket edecek olursam düşman kuvvetleri birden telaşa düşüp topyekün anavatan üzerine çullanır ve memleketi tam bir esarete mahkum eder sen bir kumandan olarak git gerekirse bana ve hükümete asi ol ve milleti şahlandır
O sıralarda Anadolu da bulunan ve silahlarını teslim etmeyen Kazım Karabekir ve özellikle Anadolu'da Türk'ler ve Rumlar arasında çıkan çatışmalar düşman kuvvetlerini rahatsız etmektedir,durumun kontrolü için Vahidettin düşman kuvvetleri tarafından uyarılır ve gerekirse bölgenin kendileri tarafından kontrol altına alınacağı bildirilir
Mustafa Kemal in bölgeye gönderilmesi için meşru koşul böylelikle kendiliğinden oluşur Vahidettin in;Huzursuzluğu giderecek nizam ve asayişi getirecek ve şark ordusundaki mukavemeti kıracak olan general işte bu zattır sözleriyle düşman kuvvetleri uyutulur ve hatta Mustafa Kemal in Anadoluya geçme vizesini İngilizler verir
Sultan Vahidettin han son olarak Mustafa Kemal paşaya;
Paşa,vatanı kurtarmak için İstanbul dan herhangi bir harekat beklemeye imkan yoktur İstanbul vatanın kalbi olarak düşmanın pençesinin içerisindedir Onu ve onunla beraber topyekün vatanı,vücuddan vücudun kalbi çevreleyici temel azasından başka hiçbir şey kurtaramaz O da imparatorluğun şu anda kalble rabıtaları büsübütün çözülmüş eczasından sonra elde kalan,mazlum ve çilekeş anavatandır Yani Anadolu
Anadoluya geçmek ve orada milli bir kıyama zemin açmak lazımdır
Necip Fazıl Kısakürek Sultan Vahidettin han adlı eserinde bu konuyu şöyle açar;
Padişah diyor ki Mustafa Kemal paşaya,Sizi Anadoluya işte bu milli kıyam zeminini açmanız için gönderiyorum Düşman kuvvetlerine hususiyle İngilizlere ve hükümete karşı gidiş sebebiniz ayrıdır İşgal kuvvetleri sizin Samsun da asayişi iade edeceğiniz ve şarktaki ordu mukavemetini kıracağınız kanaatini besleyeceklerdir Gerçek sebebi ise yalnız siz ve ben bileceğim
Tarihin yalan söylemesi acıdır,daha acı olan ise kendi tarihini çarpıtan bir milletin tutarsızlığıdır Yalan söyleyen tarih,tarihini başka milletlerden öğrenen öğrendiğini bilinçli şekilde aksettirenler,Mustafa Kemal in kendisini övmesine rağmen Vahidettin e vatan haini diyen ittihat ve terakkinin etkisinde kalanlar utansın
VANDETTA
|
|
|