05-08-2008
|
#1
|
Reelking
|
Bu İşte Bir Yalnızlık Var
Ansızın yıldızlar çalınır geceden Hayatın koynundan zamanlar çalınır Uzak bir gidiş düşer ömrünüze Gülüşleriniz solar, düşleriniz tutuklanır Geceden sabaha yollar tutulur Hüzün zehirli bir ok gibi saplanır kalbinize Gözleriniz uzaklara dalar, kalbim uzak bir düş büyütür Özler, hüzünlenir, yalnızlaşır, Ağlar 
Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım
Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından
Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?
yalnızlık geziniyor damarlarımda  melankoli zehirliyor ruhumu  ve umuda yazdıramıyorum adımı 
bu işte bir yalnızlık var 
Sen ey büyük yalnızlık Bir sen terketmedin bizi  !'
Yalnızım uçurum kıyısında, hayat ve ölüm arasında 
Puslu bir sabah ayazını peşimden sürükleyerek gidiyorum Yalnızlığımı köhne bir sandalın sahipsiz sürüklenişine bırakırken, hüznüm ardından ağlıyordu Alışkanlığından vazgeçen bir tiryaki gibi sıkıp yumruklarımı,arkama dönüp bakmadan gidiyorum
Sahibi olmadığım ama üzerime zorla giydirilen bir beden büyük bütün kaçışları ihtiyacı olanlara bırakacaktım,vicdanım el vermedi Usulca soyundum ve sahiplerine geri verilmek üzere bir kenara bıraktım hepsini, gidiyorum Umudum küçük bir kız çocuğu,el sallayarak çağırıyor beni uzaklardan
Israr etmeyeceksin kalmam için ama hani olur ya,yine de etme Yapamadığım tek şeydi baharda kardelen yetiştirmek Sen onu istedin,mahcup oldu yüreğim,gidiyorum
Yeni değil bu yalnızlık 
Ve alıştım, gidemediğim yerlerden yalnız dönmeye 
beni de götür yalnızlığına  benim yalnızlığım çok kötü 
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım 
yalnızlığa elbet alışır yüreğim, yalnızlıkla belkide başaçıkabilirim  sensizlik benim canımı acıtan 
ve yalnızlık  sigara külü kadar yalnızlık
Kopkoyu bir yalnızlık demledim kendime Yanında ne kızarmış ekmek kokusu, ne de annemin yağlı, reçelli ekmekleri 
Aldım elime kalemi, boş bir sayfa buldum Yalnızlığı, yalnızlığa anlattım Pabucu dama atılmış hayallerime ağladım karanlığın yaralayıcı boşluğunda 
Yalnız gördü ya! Gelir bende kalır yalnızlık Uzar geceler İstanbul’a yağmur yağar karla karışık
Kar’ı ayıklar yağmur kokuları alırım koynuma Ot koyarım göz ucuma Anla; Yine yangın, Yine hasret, Yıkanan İstanbul’dan düşen payıma
ağla gözüm dinsin sızım,bu şehirde yalnızım,hasret benim hüzün benim ama yine umut benim,düğün dernek sizin olsun bana ölümleri verin…
Ağlamak istedim her şeye inat
gökyüzü başladı ağlamaya ağladığımı da gören olmadı
Dinledim saatlerce içimin sızısını dinledim
Yalnızlığımı dinledim
Çok şeyler anlatan bir sessizlik vardı havada
Tek hissettiğim yalnızlığım çaresizliğim çıkmazlarım
ve gözlerimden akan yaşların yanaklarımda can vermesiydi
Elif gibi yalnızım!
ne esrem ne ötrem  ne beni dururan bir cezmim ne bana ben katan bir şeddem var 
ne elimi tutan bir harf ne anlam katan bir harekem  kalakaldım sayfalar ortasında 
İste böyle ben gibi sen gibi bir okuyan bekledim bir hıfzeden belki
gölgesini istedim bir dostun med gibi  
sızım elif sızısı…
sevmek korkulu rüya yalnızlık büyük acı, hangi kapıyı çalsam karşımda buruk acı
Denize dökülen bir damla su yok dere yataklarında Çiçekler kurumaya yüz tutmuşken hazan bahçelerinde sen gülümserdin ,sen de yoksun artık
Son bulmuş bir fırtınanın enkazını topluyor kalbim Yol boyu kalp kırıkları, cam kırıklarına karışmış Gülümseyemiyor güneş senin gibi ya da, yağmur çiseleyemiyor suya hasret gönlüme
'Gitmesen olmaz mıydı?' derdim ama mecbur olmasan gitmezdin Ilık Yağmurum Ellerimi boş bırakmazdın bu zemheri yalnızlıkta
Biliyorum aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana  Duymuyorsun   Gitme diyorum sana  gitme  
Çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında   Gece korkunç  gece sessiz  gece yalnız  Sesim kısılıyor  
Gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın,Gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin   Beni,yüreğimdeki sevgiyi Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun    
Ama ne olur bunu unutma   Gidişin dinderemez bu fırtınayı Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum sana;GITME  
geceler uzun ve yalnız yoksun sabaha kadar düşümde bile uzaksın bunu kim hayra yorar
yalnızlık tek kelime ile sensizlik 
Bana ne olur ellerini ver! Gideceksin ama yine gel, döneceksin diye söz ver  
ne olur gel! ben sensiz İstanbula düşmanım 
Ey Kalbim! Yalnızsın bu yolculukta da  
|
|
|