04-11-2008
|
#1
|
kesmeshaker
|
Bir Fotoğrafçının Günlüğü

Öykülerin fotoğrafını çekmek istiyorum
O'nu, bir pasajın girişinde gördüm 
Elinde şemsiye vardı 
Ayağında ise sandelet 
Üzerinde kısa kollu bir gömlek 
Yanında boş bir tabure  
Arkasında yeşil bir duvar 
Bir taburenin üzerinde uyukluyordu 
  Ve yüreğim ağladı o an 
Bayramdan bir gün önceydi  
Yani, "Arefe" günü
Yani herkesin karınca kaderince bayram hazırlığı yaptığı, çarşıda, 'iğne atsanız yere düşmez' denilen günlerden bir gün 
Alışverişten geliyor ve işyerime çıkıyordum
İşte öylece gördüm O'nu orada 
Birden dudaklarımın kuruduğunu, gözlerimin ıslandığını farkettim 
Boş tabureyle birlikte orada uyuklayan adam beni alıp alıp duygu fırtınalarının içerisine attı 
Çantam da bulunan Coolpix makinamı çıkardım 
Flaşı kapalı halde fotoğrafını çektim   Ekrandan baktım fluuu Çünkü ışık yetersizdi  Bir giyim mağazasının boşalttığı karton kutuların üzerine makinayı koydum ve fotoğrafını çektim  Sadece iki kare 
Sonra döndüm arkamı gittim 
İşyerine gelince fotoğrafları bilgisayarıma aktardım  Bir kaç satır yazar, gazeteye 'fotoğrafaltı haber' koyarız diye düşünüyordum 
Bilgisayara aktardığım fotoğrafa dikkatlice baktım 
Sadece baktım   Hiç birşey yazamadım  Öylece baktım durdum 
Tam 25 yıl gazetecilik yapmıştım 
Bu ülkenin hemen hemen her yerinde haber fotoğrafı çekmiştim 
Doğu'da, Güneydoğu'da
Yurt içinde yurt dışında 
İdamlıklar koğuşuna gizlice girmiş, haklarında idam hükmü verilmiş mahkumlarla konuşmuş, GAP'ın temeli atılırken fotoğraflamış, Fırat'ın sularının sevdası Harran'a kavuşmasını belgelemiştim 
  Ve daha neler neler   Hayatım haber fotoğrafı çekmekle geçmişti 
Bir nehre düşen otomobilin içerisinde boğulan yavrusunun cesedini çıkaran babanın feryadını çekmiştim 
Bir annenin en acı anlarına ve en tatlı anlarına şahitlik etmiştim  Bir damadın düğün gecesi kanlıları tarafından düğün evinde, halay da öldürülmesini fotoğraflamıştım  Ama beni hiç bir fotoğraf bu kadar etkilememişti 
Öylece baktım durdum O Amca'nın fotoğrafına 
Yazamadım iki satır 
  Ve ben o fotoğrafa yazamadan Bayram tatiline gittim  Gittim gitmesine ama aklım hep O Amca'daydı 
Yeşil bir duvarın önünde oturan, elinde şemsiyesi olan, yanında boş bir plastik sandalye, kirli bir pasaj girişi ve O Amca
İşte O Amca benim 25 yıllık fotoğrafa bakış açımı değiştirdi 
Haber fotoğrafı çekerken aslında, yaşamın kıyısında oyalanmıştım  "Fotoğraf Yaşamın Ta Kendisi"ydi aslında Ben bunu 25 yıl sonra farketmiştim 
Ben fotoğrafları yazdığım haberlere meze yapmıştım tabiri yerindeyse  Ama haber yaşamsa eğer , yaşamı anlatan aslında fotoğrafın ta kendisiydi  Ben bundan sonra fotoğraf çekmeliydim  Yani yaşamı anlatmalıydım  Biraz geç kalmıştım belki ama olsun  Bundan sonra hiç olmazsa bu güzellik ile yaşamalıydım 
O Amca, benim "Fotoğraf Sevdamın" başlangıcı olmuştu 
O Amca sayesinde tanıştım ben fotoğraf ile 
Fotoğraf çekmeye başladım ve O Amca'nın fotoğrafını şu satırlarla paylaştım Fotoğraf sitelerinde:
"Daha o zamanlar D200’ümü almamıştım 
Bayram haftasında rastladım ona 
Bir pasajın girişinde 
Başı öndeydi 
Yanında boş sandalye 
Elimde Coolpixim 
Pasaj karanlık 
Flaşlı çekerek Amca’yı rahatsız etmek istemiyorum 
Coolpix , "Flaşsız çekmem" diyor 
Ben, "Çekeceksin" diyorum
  Ve çektim 
Bu kadar oldu 
Ama ben Amca’yı, ne Bayram’da ne Bayram tatilim de unutamadım 
Niye başı öndeydi acaba 
Peki yanındaki sandalye niye boştu 
Acaba, yanındaki sandalye kimsesizliğini mi, yanıbaşında kimsenin olmadığını mı söylüyordu bize 
Bilmem 
Ama Bayram boyunca, ellerinden öpmek istedim Amca’nın 
Amcamın 
Beğeninize  "
Alıntıdır    
|
|
|