Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)

Eski 03-29-2008   #12
Gözyaşı
icon111

Cevap : Dünyadaki En Garip Mezarlar (Resimli)



Cenaze törenlerinin en eskisinin günümüzden yaklaşık 150000-60000 yıl öncesine uzanan dönemde yaşamış Neandertal insan tipine ait olduğu saptanmıştır Aletleri kullanmayı ve ateşi kontrol etmeyi öğrenen Neandertal insanının, ölülerini gömmeye başladığı, 1960'larda Kuzey Irak'ın Zagros Dağlarında yapılan bir kazı ile kanıtlanmıştır Kazı sonucu, ölünün bedeninin toprak boyalarla boyandığı, etrafına yüzlerce çiçeğin bırakılmış olduğu, toprak analizleri ile tespit edilmiştir Bu keşif, insanoğlunun bilinen en eski cenaze törenini ortaya çıkarmıştır
Ölümden sonra tekrar hayata dönme düşüncesi her toplum için geçerli olmuş, ölümsüzlük üstüne düşünceler, giderek daha da gelişmiş, törenler farklılaşmış, insanların hayattan ayrıldıklarında sonsuz uykuya yatacakları mekanların düzenlenmesi kaygısı başlamıştır

Ölen kişinin mezarına, öbür dünyada kullanması için eşyalar, kıymetli armağanlar bırakılmıştır Mezar mimarileri de, kişilerin yaşamlarındaki standarda göre farklılaşmış, mezar yapılarının sade veya son derece ihtişamlı görüntüleri ortaya çıkmıştır Hayattan ayrılan kişinin ekonomik ya da siyasi gücüne göre hazırlanan mezar yapılarının en etkileyici örnekleri Mısır'daki piramitlerdir
Ölüyü, eve benzer bir mimari yapı içinde gömme adeti, Anadolu'da MÖ 3 binde başlamış, Roma İmparatorluk devrinin sonlarına kadar da kesintisiz sürmüştür Küp ve oda şekilli mezarlar, lahitler, tümülüsler, anıt ve kaya mezarları, Anadolu'daki farklı uygarlıkların kültürlerini sergileyen en güzel örneklerdir



Eflani/Magara Kaya Mezarlari ve Hoyuklerimiz (13)jpg






Anadolu mezar geleneği içerisinde kaya mezarları ayrı bir özellik sergiler MÖ 1 binde hüküm sürmüş Anadolu uygarlıklarına ait kaya mezarları, oldukça yaygındır Antik Çağda Karia ile Pamphylia olarak anılan bölgenin arasında yer alan Lykia'da (günümüzde Antalya ile Dalaman Çayı arasında kalan bölge), Anadolu kaya mezarlarının en etkileyicileri bulunmaktadır Anadolu'nun en güzel coğrafyalarından biri olan bu bölgenin kaya mezarları, doğayla eşsiz bir uyum içindedir Lykia'yı ünlü kılan da budur

İlk kez 18 yüzyılın sonuna doğru bölgeye gelen gezgin ve araştırmacılar tarafından farkedilen Lykia mezar anıtları, çeşitli yayınlarla dış dünyaya tanıtılmış, o tarihlerden itibaren yerli ve yabancı bilim dünyasının dikkatini çekmiş ve bir çok çalışmaya konu olmuşlardır
Bıraktıkları anıtsal kalıntılardan, dağlık ülkelerinde, dışarıya kapalı bir hayat sürdürdükleri ve özgürlüklerine düşkün oldukları anlaşılan Lykialılar, Anadolu'daki çeşitli milletler arasında daima farklı bir yer tutmuşlardır Yerel dilleri halen çözülemeyen Lykialılar, yabancıların hakimiyetine uzun süre karşı koymuş ve Anadolu'da Roma'ya dahil olan en son eyalet olmuştur

Lykia halkı, bölgenin son derece dağlık ve ormanlık oluşu nedeniyle belli başlı şehirlerini ya kıyıya ya da Ksantos vadisine kurmuştur Antik dönemdeki nüfusun tüm bölgede 200000 kişiyi geçmediği sanılmaktadır Bölge halkının yarattığı uygarlık izlerindeki taş işçiliğinin kalitesi dikkat çekicidir Bu durum özellikle mezar mimarisinde kendisini göstermektedir

Lykia'nın mezar yapılarının pek çoğu Büyük İskender (MÖ 4 yüzyıl) döneminden önceye aittir Adeta birer tapınak görünümde olan Lykia kaya mezarları, dağların yamaçlarına, insanların kolaylıkla ulaşamayacağı noktalara oyulmuşlardır Bölgenin jeolojik yapısının yumuşak kireçtaşından oluşması, kayaların kolaylıkla işlenebilmesine olanak vermiştir Bu özelliğinden olsa gerek Anadolu'nun hiçbir yerinde Lykia'daki kadar yoğun kaya mezarına rastlanmaz

Kaya mezarları genellikle İon düzeninde iki sütun, bir arşitrav ve alınlık içerir Sütunlu bölümün arkasında kaya bloğunun oyularak derinleştirildiği iç cephe, mezar odasına girişi sağlayan anıtsal bir kapı ile içeri açılır Mezar odasında da ölülerin yatırıldığı ve armağanların bırakıldığı taş sedirlerden oluşan sade mekanlar vardır Sedirlerin sayısı, mezar odasının iç mekanının genişliğine göre değişmektedir

Bazı kaya mezarlarının dış cephelerine, mezar sahibinin özelliklerini ya da dönemin önemli olaylarını anlatan kabartmalar yapılmıştır Kabartmalarda cenaze yemeği olarak bilinen sympozyum sahneleri sıklıkla görülür
Mezar kabartmalarında mitolojik figürler ve kahramanlar da konu alınmıştır Anadolu efsaneleri içerisinde özgün bir yer tutan Bellerophon ve Chimaira (Bellerophon adlı kahramanın, kanatlı atı Pegasus'un yardımı ile ağzından ateşler çıkararak bölgeye korku salan üç başlı canavar Chimaria'yı öldürmesi) öyküsü, birçok Lykia kaya mezarında resmedilmiştir
Bazen mezar yapıları o kadar sıklıkla yapılmışlardır ki uzaktan bakıldığında dağın yamacına oyulmuş binlerce kuş yuvası izlenimini vermektedir Bazı merkezlerde 2000'in üzerinde kaya mezarı yer almıştır
Antik çağda Lykia'da mezar kültürü dönemin zenginliğini göstermektedir Bu zenginlik mezara bırakılan kıymetli hediyelerin çokluğu ve çeşidi açısından da kendini göstermiştir Ancak, mezarların içindeki kıymetli hediyeler antik çağdaş itibaren soyguncuların iştahını kabartmıştır Bu nedenle Lykia mezar yapılarının üzerinde, bir çok mezar kehaneti bulunmaktadır Bu kehanetlerde mezarın tahrip edilmemesi ve başka amaçlarla kullanılmaması için etkili sözler bulunmakta ve mezara girecek kişinin tanrılar tarafından cezalandırılacağı anlatılmaktadır Ne yazık ki, bu önlemler de, kaya mezarlarının soyulmasına engel olamamıştır l




__________________
Alıntı Yaparak Cevapla