Konu
:
Günahkarsın Ey Kalbim ;Bütün İnsanları Sevmekten Suçlusun..
Yalnız Mesajı Göster
Günahkarsın Ey Kalbim ;Bütün İnsanları Sevmekten Suçlusun..
03-21-2008
#
1
gülgüzeli
Günahkarsın Ey Kalbim ;Bütün İnsanları Sevmekten Suçlusun..
Hasretinin kanayan yüreğinle dön yüreğime
Geldiğinde yokluk kelimelerini dudaklarında ezip yavaşca sokul yanıma
Usulca saçlarını çöz
Bahar kokulu saçlarını yüreğimin kıyılarına getir
Başını koy göğsümün sen kokan yastığına
Sesinle dokun üşümüş kirpiklerime
Yokluğunu söküp dudaklarımdan, yüreğini ser yüzümün yalnızlığında bitap düşmüş gamzelerine
Nefesini bir an tutup benim nefesime ver nefesini
Yanan tüm ışıklarını söndürüp gülüşlerini ört üzerimize
----
“ Yokluğunun ödülü olarak Cennette sensiz yaşamaktansa Cehennemin avuçlarında közlenip güller öreyim baharımsı saçlarına
“
Kar yangını gecenin en dar vaktinde seni düşünüyorum yokluğunu yüreğimde kanatarak
Suskunluğuna uzanmış bedenimle demlenmiş yalnızlığını yudumluyorum dudaklarımı acıtarak
Başucumda yokluğun, bir beden bol gelen hüznün gömleği sırtımda kan ter içinde yalnızlığına akıyorum
Yetim düşlerimi ezip karanlıkların içinde sensizliğini kanatıyorum
Dağ başı ıssızlığına inat rüzgarın avuçlarında açan kır çiçekleriydik biz seninle
İmkânsızlığın toprağına sımsıkı tutunmuş çınar ağacının umuda gülümseyen kökleriydik biz
Ne sen Mecnun’un Leyla’sı ne de ben Şirin’in Ferhat’ ı
Biz seninle aynı uçurumun birbirine hiçbir zaman kavuşmayacak iki yakasıydık
Sevdamızda hep bahar mevsimini yaşadık
Hüznün göğsünden acıyı emip yarılan gökyüzünü ıslak düşlerimizle yamadık bir terzi inceliğiyle
Durmadık seninle zamanın avuçlarında
Aşkın köpüksüz sularında sevdayı hiç kirletmedik
Yalancı baharlara tutunup aynı tomurcuğun ıslak dudaklarında yaşadık aşkın tutsaklığını
Kirpik uçlarımızı bulutlara eğip aynı yağmur tanesinde yıkadık hasretin kör karanlığını
Lakin unuttuğumuz bir şeyler vardı sevdanın geceye örüldüğü zamanlarda
İmkânsızlığın avuçlarında eriyen iki güneş tanesi olduğumuzu unuttuk
Kelimelerin en yalın hallerinde sevişirken dudaklarımız, hasretin çöl sıcağında yavaş yavaş eriyen tenimizi fark edemedik
Aynı kalbin yurdunda sevdaya nefes alırken bir gün terimizin birbirimizin sırtından ayrı yerlere süzüleceğini düşünemedik
Ektiğimiz umut tanelerini ellerimizle biçemedik
Evet, yenildik
Lakin biz zamana değil; imkânsızlığa yenildik
Şimdi bir nefes kadar yakın tenine dokunamıyorum, dudaklarından semaya yükselen nefesinden havaya kanatlanamıyorum
Seni görüyorum lakin görmemezlikten gelmemi istiyorsun benden
Varlığında yaşarken yokluğunda sevmemi bekliyorsun benden
Haklısın belki de
Sana söz sevdiğim; ben seni “ sensizliğin “ avuçlarında seveceğim
Senden tek istediğim; her zaman hayata gülümse
Gülümse ki; gülüşlerin duam olsun kanayan yaralarıma
Bir nefes uzağımdaki sana bir demet gülüşlerimi yolluyorum eriyen umut bahçelerimden
Ellerimle topladım birtanem
Aslında imkânsızlığın duvarını aşıp kavuşabilseydik bu çiçekleri senin saçlarına taç yapacaktım bir kır düğününde
Söz açılmışken seninle bir bahar günü kır düğününde evlenmek isterdim
Saçlarında sarıpapatyalardan örülmüş bir taç durmalıydı ve üzerinde beyaz bir elbise Melek’lerin kollarında gelmeliydin bana
Kelebeklerin gözlerinden düşen yağmur taneciklerinin ıslak havasında ellerimiz birbirini bulmalıydı
Ne olursa olsun senin gözyaşların tek yağmurum, senin gülüşlerin tek güneşim olsaydı
Offf
İmkansızlığını topluyorum bulutların ıslak dudaklarından…
Şimdi sensizliğin içinde yokluğunun kıvılcımlarında kurutuyorum ıslak kirpiklerimi
Sıcak nefesini üşüyen tenimin üzerine örtüp avuç içlerinin terine sığınıyorum
Yalnızlığını dudaklarımdan parmaklarıma akıtıp satırlarımda tek başıma ağlıyorum
Ve sen diye karanlık duvarlara yaslanıp geceye kapatıyorum yorgun gözlerimi
Gülüşlerinle yüreğimi öpmeden bu ayrılık uykusundan uyanmayacağım
Bir gün gelmek istersen yalnızlığın sen kokan satırlarına umutlarınla gel
Tövbeleri yarım kalmış günahlarınla gel
İçinde yutkunduğun kelimelerini dudaklarıma sürüp imkansızlığın avuçlarından bana gel
Gözyaşlarınla gel, kurumuş dudaklarıma ab- ı hayat olsun tuzlu yağmurların
Hasretinin kanayan yüreğinle dön yüreğime
Geldiğinde yokluk kelimelerini dudaklarında ezip yavaşca sokul yanıma
Usulca saçlarını çöz
Bahar kokulu saçlarını yüreğimin kıyılarına getir
Başını koy göğsümün sen kokan yastığına
Sesinle dokun üşümüş kirpiklerime
Yokluğunu söküp dudaklarımdan, yüreğini ser yüzümün yalnızlığında bitap düşmüş gamzelerine
Nefesini bir an tutup benim nefesime ver nefesini
Yanan tüm ışıklarını söndürüp gülüşlerini ört üzerimize
alıntı
__________________
gülgüzeli
Kullanıcının Profilini Göster
gülgüzeli tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul