gülgüzeli
|
Sevdanız Riyasız,Çıkarsız,Karşılıksızdır...
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır 
Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki,
ne sevebilir,ne terk edebilirsiniz
Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında 
En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır;
iç çekişmelerinizin müsebbibi, yazılarınızın ilhamı,
sohbetlerinizin konusudur
Gözyaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır
Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak 
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır
Sınırsız ve nihayetsiz;
"Ölmek var, dönmek yok"tur
* * *
Lakin gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını 
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya 
Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursunuz:
"Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa  "
Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız
Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek
istersiniz "Eskiden böyle miydi ya " diye başlayan sohbetlerde
açılır eleştirinin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından 
Böyle süremeyeceğini bilirsiniz Değişsin istersiniz
O, sevgisizliğinize yorar bunu  İhanete sayar
Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür
"Ya sev böyle ya da terket" diye gürler 
* * *
Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya,
bir kabusa dönüşür birden 
Kapatır gönlünün kapılarını,
yasaklar kendini size  Hoyrattır, bakmaz yüzünüze 
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder
Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı,
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için  " dersiniz, dinletemezsiniz Ayrılırsanız yaşamayacağınızı bilirsiniz,
lakin böyle de sevemezsiniz
İhanetten kırılmşıtır kaleminiz; severek, terk edersiniz 
* * *
"Madem öyle  "nin çağı başlar ondan sonra 
Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir,
madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah sizden gitmiştir"
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece 
Daha özgür olacağınız limanlara demirlerseniz bir süre 
Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni 
Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur
Deli kanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini 
Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye 
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla 
"Bana ne  kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre 
Ama sonra  ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı
aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden 
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız
Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi,
yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh rakı içmeyi 
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız,
sular kulağına fısıldasın diye 
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden 
Dönemezsiniz
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız
* * *
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz 
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem
"Ne olacak sonunda" kuşkusu 
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz
Sürünür gidersiniz
alıntı
__________________
|