Kurşun geçirmez gecenin içinde
Bedenimi esir alan zincirin halkaları
Döküldü! Aheste
Özgürlüğümü ilan ettim diye mırıldanırken
Yalnızlık öptü dudaklarımdan
Ruhumun bakirliği kayboldu sisli bulvarlarda
Siren sesleri duyuyorum / soluksuz sokaklarda
Görünmez eller yapıştı
Başımı dik tutan boynuma
Nefessiz kaldım / zifirin koynunda
Kaderin şamarı / kırbaç oldu şakladı! yüzümde
Kirpiklerim! tuza bulandı
Yarım kalmışlıklar
Aldanmışlıklar / içinde yitirdim
Düşlerimin melodisini
Sazendeler çalmayın artık
Özümseyemiyorum
İs kokan karanlık sokakların tutsağıyım
Arnavut kaldırımlarını ot bürümüş
Minicik karınca gibiyim / arasına sıkışmış
Basıp geçiyor üzerime izmarit kokulu ayaklar
Nikotin artığı saatlerde
Revnak! nebülözlerin istilasında
Pusluydu gece
Ve
Gökyüzünün sinesi yırtık
Kar dökülüyordu / soğuktu
Zifiri giyindim üzerime
Dar geldi / boğuluyorum
Ayrılık pusuya yatmış aslan misali / atladı üzerime
Yutkunup da atamadığım çığlıklar
Volkan oldu / patladı içimde
Söz geçiremediğim yüreğim
Tamu ateşi istilasında
Yürüyorum! Ateşin üzerinde
Dudaklarımda ince bir sızı
Beynimin kıvrımlarında
Düşünceler dans ediyor
Düşlerim kıvraklığını yitirdi / falso yapıyor
Kabus pençelerini çıkarttı / daldı gözlerime
Aldı götürdü pembe hayallerimi
Kulağımda kanat sesi
Bedenimde dişlenmiş / yaralı yürek bıraktı
Yüreğim pusat
Bakışlarım hançerdi
Savaştım!
Yenildim
Acı çöktü gözlerime / kırmızı ışık yansıttı
Yüreğimin bam teli gerildi / dokundum
*Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana bana bana mı
Düşer usta*
Düştü dilimden
Ardından gözyaşı olup aktım üzerine
Terkedilmiş ninenin hasretinde uyuttum / sevdamı
Yeşim deren