gülgüzeli
|
Kes Çığlıklarını Yüreğim,Karanlıklar Seni Duyamaz !!!
Kes çığlıklarını yüreğim, karanlıklar seni duyamaz 
Kes ki, matemlerle, kederlerle örülmüş bir girdaba düşmüş omuzlar, seni taşıyamayacak
kadar yorgun  Geçmiş vakitlerin ruhunun ağırlığıyla zaten bitap düşmüş bu mahkum, ağaçkurtlarının yiyip bitirdiği gövdesiyle ümitsizlik okyanusunda zillet ve boyuneğiş
mücadelesine devam ediyor çünkü 
Sus işte, sus terennümlerinde aşkın yeri olmasın, acemaşiran nağmelerin derin sükuta bırakmasın yerini  Ey kalbim bana hatırlatma, kahkaha ve neşe sedalarını, kaygılara, korkulara, onulmaz bekleyişlere, kahredici ateşlere dönüştürme 
Yakma içimi ve sis bulutlarının içine defnetme hülyalarımı  İnceden inceye 'gel' diyen davetkar sesinin tınılarıyla bir ince gırnap gibi sarılma boğazıma  Pusu kurarak bed yüzlü çehrelerle çıkma karşıma, fecir yüzlü sevdaların tuzağına düşürme beni 
Parmakuçlarında yanaşma yanıma, nüfuz ederek melankolime, kapama gözkapaklarımı gizli parmaklarınla 
Sus, sus ki, dehşetli rüyaların esiri olmayayım, zan ve vehim peçesiyle sarmalanmış ruhumu bırakmayayım alışmadığı yerlere  O yerler ki, vahaların serin ılgıtıyla, gülşenlerin ıtırlanmış kokusuyla evli de olsa bir garip kalır burada 
Bırak, bırak ki, ruhumun sabahı eceliyle yaşıt olsun
Sus yüreğim, haykırma, cezbolma güzelliklere  Onlar ki, gecenin medcezirine ibtila olur, ardından gider, sonra döner pervane olurlar ışığa, yokoluşa 
Sen ey kalbim, idrakimin köşe bucağında suskunlaşmış bir düşünce olarak kal  Ebediyette ölümle hayatın zifafa girdiği gecelerin kanatlarına takılınca dalgalanma birdenbire, tutuşma 
Özgürlüğüme göz koyma, koyu renkli sevdaların albenisine bahtsızca at sürme, ayartma hayallerimi ve sızlatma kıyımı bucağımı gözalıcı vaadlerle 
Yakarışlar, senin nidandır yüreğim  Kalk ve sakince yürü kalabalığın ardı sıra 
Heyhat yüreğim, dövünmelerim özlemlerini teskin etmiyor, gözyaşlarım susuzluğunu dindirmiyor, hüzünlerim depremlerini bitirmiyor ve görüyorum ki, sahnesiz trajedim senin oyun hevesini alaşağı etmiyor
Cemreler düşüyor sana güneş her uyandığında, gülümsediğinde  Umutların arkasına türkü yakıyorsun ve kutsal sevdalar ummanına yelken açmayı hayal ediyor, bekliyorsun Gurbetleri gömüyor okyanuslara, sılayı düşlüyorsun
Ve sen ey kalbim çığlıkların tükenmiyor bir türlü, sesleniyor, haykırıyor, bağırıyor, istiyorsun!
Git o halde, azad ettim seni  Müebbet sevdaların gamlı hazanına koş  Nisan ovalarının menekşe kokularına karış  Yokol sevda çimenlerinde
Ve kalbim, ey kalbim  Değecekse eğer karanfillere git oraya  Kanlı tırnaklarınla kazı aşkını taşlara  Bir daha çıkmamacasına, ölesiye kazı onu  
_alıntıdır_
__________________
|