|
hayko26
|
Cevap : Bu Şehir Başka Şehir Bu Şehir Eskişehir
Dorylaion (Şarhöyük, Eskişehir) (Eskişehir-Merkez)
Eski ve Orta çağlarda Yunanca Dorylaion, Latince Dorylaeum ismi ile, Arap kaynaklarında ise adı Darauliya, Adruliya ve Drusilya olarak geçen Dorylaion bugünkü Eskişehir İli’dir Dorylaion, antik kaynaklarda önemli yolların kavşak noktasında kaplıcaları ile ünlü, ticaret ile zenginliğe kavuşmuş bir Frigya (Phrygia) şehri olarak geçer ve şehrin kurucusu olarak Eretrialı Doryleos gösterilir
Kentin geçmişi, İÖ 4000’e (Bakırtaş Çağı) kadar uzanmaktadır Yörede İ Ö 3000-2000 arasındaki İlk Tunç Çağı ile İ Ö 2000-1500 dönemindeki Orta Tunç Çağından kalan yerleşim alanları bulunmaktadır Bu dönemde, Asur tüccarlarının, yöre sınırlarına dek etkin oldukları bilinmektedir Yörede yapılan kazılarda, Hitit İmparatorluğu dönemini de kapsayan Son Tunç Çağına ait (İÖ 1460-1200), az sayıda da olsa Hitit yerleşim merkezinin varlığı saptanmıştır
Hitit İmparatorluğu sonrasında, Frigler yörede güçlü bir devlet kurmayı başardılar O dönemlerde Frigler’in Asurlular ve Urartular ile yakın ilişkileri vardı Asurlular’la Urartular arasındaki toprak kavgaları Frigler’in bölgede kesin denetim kurmalarını sağladı Ancak, İÖ VIII yüzyılda güçlenen Lidya’nın baskısı ve ardı kesilmeyen Asur akınları sonucunda güçsüzleşen Frigya egemenliği VII yy’da Kimmerler’ce yıkıldı Eskişehir yöresi, İÖ 676-546 arasında Lidya yönetimi altında kaldı
Bizans çağında önem kazanan kentte imparator Iustinianus’un yazlık sarayının varlığından söz edilir XIX yüzyılda birçok gezgin ve bilim adamı, bölgeye yaptıkları gezilerin ve araştırmaların sonucunda Eskişehir’in 3 km kuzeydoğusunda, Porsuk Çayı’nın kuzeyinde yer alan bugünkü adıyla Şarhöyük ören yerinin antik Dorylaion şehri olduğunu saptamışlardır Burası 17 m yüksekliğinde, 450 m çapında Orta Anadolu’nun orta büyüklükteki höyüklerinden biridir Burada 1989 yılında itibaren Kültür Bakanlığı ve Anadolu Üniversitesi adına Prof, Dr A Muhibbe Darga başkanlığında bir ekip tarafından arkeolojik kazılara başlanmıştır Halen devam etmekte olan kazılarda, höyükte İlk Tunç Çağı’ndan başlayan bir yerleşme olduğu saptanmıştır
Dorylaion - Şarhöyük, Bizans’ın Selçuklulara karşı korunmasında büyük rol oynamış ancak 1176’da Selçuklu Sultanı II Kılıçarslan’nın Bizans İmparatoru Manuel Komnenos’u mağlup etmesinden sonra kent, Selçukluların egemenliği altına girmiştir Bundan sonra uzun bir zaman yıkık ve terkedilmiş olan Dorylaion-Şarhöyük’ün yakınında, harabenin güneyinde yeni bir yerleşme kurulmuştur W M Ramsay’in bildirdiğine göre, büyük olasılıkla Dorylaion harabelerine Eskişehir adı verilmiş ve bu ad o zamandan günümüze uzanmıştır
Dorylaion (Eskişehir)’daki eserleri:
Yazılıkaya Frig Vadisi: Frigler M Ö 1200 yıllarında Anadolu da Hitit egemenliğine son vererek güçlü bir siyasi birlik oluşturmuşlar ve zamanla çok geniş bir bölgeye yayılarak yeni yerleşim birimleri kurmuşlardır Bu yerleşim yerlerinden biri de Eskişehir İli, Han ve Seyitgazi ilçeleri arasında yer alan ve ormanlarla kaplı olan vadidir Bu vadi günümüzde Frigya Vadisi olarak biliniyor Frig vadisi Kütahya-Eskişehir-Afyon Bölgesinde yer almaktadır Bölgenin önemli bir bölümü Eskişehir’de yer almaktadır
Antik Yazılıkaya Kenti: Friglerin en yoğun olarak yaşadıkları kentlerden biri olan Antik Yazılıkaya Kenti, bugün Eskişehir iline bağlı Çifteler ilçesinin 39 km güney batısında bulunuyor Frigler, bu coğrafyadaki kayaların kolay işlenebildiğim görmüş ve zamanla kayaların içinde kendilerine yeni bir yaşam biçimi yaratmışlardır
Frig Kaya Anıtları: Frig Kaya Anıtları Frig dininin tek tanrısı Ana Tanrıça Kybele’ye adanmıştır Kentin en görkemli anıtı Midas Anıtı M Ö 550 ile tarihlenmektedir Dinsel bir yapı olduğu bilinen bu anıta bir açıkhava tapınağı da diyebiliriz Ahşap mimarinin kaya üzerine uyarlanmış en güzel örneği olan anıt adını yazıt içinde okunabilen "Midai" sözcüğünden almıştır ve cephesi doğuya bakar Midas Anıtı’nın 210 m güney batısında yer alan ve Bitmemiş Anıt (Arazastis Anıtı) olarak adlandırılan yapı yörenin en önemli dinsel yapılarından birisidir Bitkisel Motifli Anıt, Küçük Yazılıkaya ve Bahşeyiş Anıtı diğer önemli kaya anıtlarıdır
Friyg Kaya Mezarları: Frig kaya mimarisinin zarif örneklerini anıtsal kaya mezarları’nda da görmek mümkün Gerdekkaya Mezar Anıtı Yazılıkaya-Seyitgazi yolunun 3 km, sinde Çukurca Köyü yakınlarında bulunur, iki adet mezar odası bulunan Gerdek Kaya anıtının çevresindeki kayalarda da çok sayıda kaya mezarları bulunuyor Hamamkaya ve Arslanlı Mabet olarak adlandırılan yapılar bunlardan yalnızca birkaçı 
Frgy Kaleleri: Yazılıkaya’ya ulaşan yollara hakim olan tepelerde bulunan, bir zamanlar soyluların ve askerlerin yaşadıkları Frig kaleleri, Friglerin yaşam biçimini anlatan en önemli yapıtlardandır
Frig Antik Zahran deresi: Türkmen Dağının zirvesine yakın yerde bulunan Zahran Deresi, Kırka Beldesinin Göcenoluk (Yeniköy) ve Sandıközü köyleri arasında, yemyeşil bir vadide akmaktadır Berber Odası olarak bilinen anıtsal mezar, bu mezarın yanında bulunan Gizli Geçit ve kayalıklara oyularak yapılan Yer Altı Şehri bölgenin en ilgi çeken yapılarındandır
Doğanlı Kale: Yedi kattan oluşmuş ve uzaktan bakıldığında bir doğan başını andıran görüntüsüyle vadinin en önemli yapıtlarından birisi olan Doğanlı Kale aynı zamanda da nekrepol (kaya mezarı)dur Deveboynu Kalesi, Pişmiş Kale, Gökgöz Kalesi ve Akpara Kalesi ise diğer önemli kalelerdir
Çavlum Köyü Mezarlığı: Şehir merkezinin 16 km doğusunda, Alpu Ovası’nda yer alan ve 1995 yılında Eskişehir Arkeoloji Müzesi tarafından tespit edilen mezarlık, Erken Hitit döneminin (Orta Tunç Çağı) en önemli kalıntılarından biridir Anadolu Üniversitesi’nin de desteğiyle, 1999 ve 2001 yıllarında, bölgede kazılar yapılmış ve döneme ait gömme gelenekleri konusunda pek çok bilgi edinilmiştir Kazılar sonunda Çavlum Köyü mezarlık alanında 46 adet mezar bulunmuştur Bu mezarlardan 44’ü küp mezar, ikisi ise basit toprak mezardır Mezarlarda 59 adet birey iskeletine ve döneme ait çanak, çömlek, testi, metal ve değişik taşlardan yapılmış kolye, küpe, yüzük, saç halkası gibi buluntulara rastlanmıştır Kazılara devam edilmektedir
Odunpazarı Sit Alanı:Eskişehir’in en eski yerleşim merkezi konumunda olan Odunpazarı, Osmanlı Evleri’nin yer aldığı kültür mirasımızın öğeleri olan sivil mimarlık örneklerindendir Odunpazarı eski mahalleleri, dar sokakları, eski evleri ve çeşmeleriyle "Eski Türk Şehri" görünümünü günümüze kadar korumuştur 1978 yılında ilk kez başlatılan koruma çalışmaları sonuç vermiş ve 1988 yılında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca 154 adet sivil mimari örneği, 20 adet de anıtsal yapı koruma altına alınmıştır
__________________
Hakan Guven®
|