gülgüzeli
|
Cevap : Allah(c.c) Dostları
KISA HAYAT HIKAYESI Muhammed Rasid Hazretleri
Baglilari arasinda Seyda hazretleri nâmiyla bilinen Esseyh Esseyyid Muhammed Rasid Erol (k s ) hazretleri 23 3 1930 tarihinde Siirt'in Baykan ilçesine bagli Siyanüs köyünde dünyayi sereflendirmislerdir Babasi Gavsi Bilvanisi Seyyid Abdulhakim Hüseyni (k s ) hazretleri olup Naksibendi büyüklerindendir Dedeleri Seyyid Muhammed Seyh Muhammed Diyauddin (k s ) hazretlerinin halifelerindendir Baba ve dedeleri ilim ve tarikat ehli olan Seyda hazretleri Evladi Resul olup Bilvanis seyyidlerindendir Hz Hüseyin (r a ) soyundan geldigi için de "El-Hüseyni" denilmektedir
Seyyidlik seceresi su sekildedir:
1- Seyyid Muhammed Rasid el-Hüseyni
2- Seyyid Abdülhakim el-Hüseyni
3- Seyyid Muhammed
4- Seyyid Ma'ruf
S- Seyyid Tahir
6- Seyh Seyyid Kâl
7- Seyyid Hace Ehu Tâhir
8- Seyyid Said Ebu'l-Hayr
9- Seyyid Ali
10- Seyyid Halil
11- Seyyid Hasan
12- Seyyid Mahmud
13- Seyyid Ali
14- Seyyid Taceddin
15- Seyyid Kasim
16- Seyyid Idris
17- Seyyid Ca'fer
18- Seyyid Kasim
19- Seyyid Kemaleddin
20- Seyyid Ebu Firas
21- Seyyid Fellâh
22- Seyyid Muhammed
23- Seyyid Taceddin
24- Seyyid Ebu Firas
25- Seyyid Maceddin
26- Seyyid Muhammed el-Magfur Ebu Firas
27- Seyyid Serafeddin
28- Seyyid Imam Ali
29- Seyyid Imam Hüseyni (r a )
Dedesi Seyyid Muhammed (k s ) medreselerde yetismis çok büyük bir alimdi Hüsn-ü hat sanatinda çok mahirdi Hazret'e intisab etmis, Naksibendi halifesi olarak icazet ve hilafet almisti Fakat kendisi seyhine "Sizin sagliginizda kendi halifeligimi açikliyamam, sizden sonraya kalirsam, açiklanmasini birisine vasiyyet edersiniz Aksi takdirde sizin yasadiginiz devirde ben mürsidim ben seyhim diyemem, lütfen beni gizleyiniz" diye rica etmisti Seyhinden önce vefat ettigi içinde halifeligi asikare olarak ilân edilmeyip gizli kalmistir
Babasi olan Gavs hazretlerini Seyyid Muhammed'in vefati üzerine Seyyid Maruf (k s ) (Seyda hazretlerinin dedesinin babasi) büyütmüstür Gavs hazretleri Siyanüs seyyidlerinden olan Fatima Validemizlee vlenmisler, bu izdivactan Seyyid Muhammed(ka ), Seyyid Muhammed Rasid (k s ) ve Seyyid Zeynel Abidin isimlerinde üç oglu ile Halime ve Hatice isminde iki kizi olmustur Zeynel Abidin küçük yasta vefat etmistir Ilk zevcesinin tesvikiyle evlendigi Taruni köyünden Seyyide olan ikinci hanimi Sidika Validemizdende Seyda hazretlerinin diger kardesleri, Seyyid Abdülbaki (k s ), Seyyid Ahmed, Seyyid Abdülhalim, Seyyid Muhyiddin ve Seyyid Enver ile Aynulhayat, Refiate, Raikate, Naciye adli kizkardesleri olmustur Seyda hazretleri 2 yaslarinda iken Seyyid Ma'ruf vefat edince Gavs hazretleri evini Siyanüs köyünden Taruni köyüne tasidi Burada 13 sene kaldilar Daha sonra mürsidi Ahmedi Haznevi'nin (k s ) izniyle Bilvanis köyüne hicret ettiler Seyda hazretleri (k s ) bu köyde yine Seyyide olan Sekine Validemizle evlenmislerdir Bu evlilikten Seyyid Fevzeddin, Seyyid Abdülgani, Seyyid Taceddin, Seyyid Mazhar, Seyyid Abdurrakib isimli ogullari ile Hasine, Muhsine, Hasibe, Rukiye, Münevver, Mukaddes, Mümine ve Hediye isimli kizlari dünyaya gelmistir Gavs hazretleri Bilvanis köyünde 6 sene kaldiktan sonra Seyda hazretleriyle birlikte Bitlis'in Kasrik köyüne tâsindilar Burada 11 sene kaldiktan soma Siirt'in Kozluk kazasinin Gadir köyüne hicret ettiler 9 sene (Burada iken vatan görevini önce acemi birligi olan Manisa'da, soma Diyarbakir'da tamamladi) kaldiklari Gadir'den hayatinin sonuna kadar ikamet edecekleri Adiyaman ilinin Kâhta kazasinin Menzil köyüne yerlestiler Babasi Gavs hazretleri 1 Haziran 1972 yilinda vefat edince basliyan irsad görevi 21 sene 4 ay 19 gün devam etmisti
1968 yilinda halifelik icazetini alan 1972 yilinda irsad görevine baslayan Seyda hazretlerinin (k s ) yurtiçinden ve yurdisindan asiri ziyaretçisinin gelmesi 18 7 1983 tarihinde Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinde mecburi ikametine yolaçmistir Önce Adiyaman'a, soma Adana'ya oradanda Gökçeada'ya götürülen Seyda' hazretleri çektigi sikinti ve adanin havasinin sihhatini etkilemesi sonucu 30 1 1985 tarihinde Ankara'ya nakledilmistir Burada da 16 ay gözetim altinda tutulduktan soma Merkezi idarenin müsadesiyle tekrar Menzil'e dönmüstür Tekrar teblig ve irsad hizmetine devam ederken 1991 yilinin Ramazan Bayrami bayramlasmasi sirasinda içersine zehirli böcek ilaci çekilmis siringayla suikast yapilmis, eline isabet eden zehir etkisini göstermis, acil müdahaleyle hastaneye yatirilan Seyda hazretleri (k s ) hayati tehlikeyi atlatmis, fa-
kat elinin üstündeki ve içindeki yaralar sebebiyle uzun
süre izdirap çekmistir
Seker, damar sertligi, tansiyon ve romatizma hastaliklari nedeniyle uzun yillar tedavi gören Seyda hazretlerinin ölümünden bir yil önce ayagi kirilmis çektigi izdiraplarina bir yenisi eklenmis, fakat irsad faaliyetleri kesintisiz devam etmistir Romatizma sebebiyle her yaz gittigi Afyondaki kaplicalardan Ankara'ya dönüsünden bir kaç gün sonra 22 10 1993 Cuma günü cuma namazindan iki saat sonra 63 yasinda Rahmet-i Rahmana kavusmustur Vefat haberini alan onbinlerce baglisinin katilimiyla ertesi gün Menzilde babasinin yani basinda topraga verilmistir
Dr A Selahaddin Kinaci
TAHSIL HAYATI
Seyda Hazretleri ilk tahsiline babasinin yaninda baslayarak 7 yasinda Kur'an-i Kerim'i hatmetmistir Sonra Baykan Müftüsü Molla Muhyiddinden ilim tahsili görmüstü Daha sonra Mus ilinin Demirci köyünde Hazretin torunu Seyh Nasr'dan daha sonra Molla Ramazandan ders almisti Dayisinin oglu olan ve sonradan halifesi olacak olan Seyyid Molla Abdulbaki'nin derslerine ise 5 yil Dilbey köyünde devam etmisti Bu kiymetli alimlerden sarf, nahiv, mantik, belagat gibi alet ilimlerinin yaninda tefsir, hadis ve fikih dersleri aldi Daha sonraki yillarda ilimle birlikte babasi ve mürsidi olan Gavs Hazretlerinden tasavvuf egitimini alarak 1968 yilanda Naksibendi Halifesi olmustur
AHLAKI
Seyda Hazretlerinin (k s ) en belirgin vasfi sabir, tevazuu ve hilmdi Kendisi hiçbir zaman hiç kimseye karsi kirici bir harekette bulunmamis, kin duymamistir Binlerce kisi etrafinda pervane olurken kendisinde kibir ve kabaliktan eser görülmezdi Seriata aykiri olmadigi takdirde kimseye sunu yap veya yapma demezdi Günahkar veya itaatsiz demeksizin herkese karsi güleryüzlü ve güzel ahlakliydi
SAHSIYETI
Seyda hazretleri kiyamete kadar bu dini ihya ve ikame eden Hz Resulullah'in varis ve halifelerindendir Muhammedi nuru yaydi, sünneti ihya ve kullari islah etti O, Resulullah'in âli ve en yakinlarindan olup bu hale iman ve takva bagiyla ulasmis olup ne-
sebçede ehli beytindendir Allah (c c )'in seçtigi kalbleri aydinlatan, insanliga yol gösteren, yeryüzünde emin Rabbanî alimlerdendir
Onun güzel ahlakini gören herkes yaptiklarindan pisman olur, hemen tevbe etmek isterdi Yanina gelenlerde çok hizli ahlakî degisim görülürdü Ziyaretegelenlere öyle davranirdi ki sanki insanlar onun yanina degilde baska bir sebeble toplanmislar Hizmet etmeyi ve hizmet edeni çok severdi Bizzat çorbanin atesini yakar, sofilere çorba tasir, misafirleri yemek yemeden ve agirlamadan geri yollamaz, sofiler yemek yemeden kendisi yemezdi Misafirperverligi o derecedeydiki hanelerinde hizmet eden erkek olmadigi taktirde kendisi bizzat ikram da bulunurdu Ayrica çaliskanlari çok sever, her iste bizzat çalisanlara yardimda
bulunurdu
Önceki Naksibendi büyüklerinin büyük-küçük demeden evlatlarina hürmet ve edebde kusur etmezdi Seyda hazretleri herkese anlayisina ve aklina göre hitabederdi Yoksul kisilerle konusur, hal ve hatirlanni sorar, ihtiyaçlan varsa hallederdi Kendilerine karsi yapilan bir haksizlikta fitne çikmasin diye hakkindan vazgeçer, olaya sabrederdi Dünya malina önem vermez, muhtaç olanlara gücünün yettigi kadar yardimda bulunur, dul ve yetimlere bizzat yardim ederdi Talebeyken yabanci köylerde açliktan rerigi degisir ben açim demez, sabrederdi Zulme ugradiginda sikayette bulunmazdi Onun döneminde Menzil Dergahi adeta bir sehâvet, uhûvvet ve ihlâs merkezi durumundaydi Ondan etkilenen baglilari birbirlerine kizmaz, en ufak kusurda özür ve helallik dilerlerdi Insanlar huzur ve kardeslik içinde Islami ögrenmeye ve yasamaya baslamislardi
AMEL VE TAKVASI
Seyyid Muhammed Rasid (k s ) hazretleri, ilim tahsil eden ve ilim ögretenleri çok severdi Ilim tahsili hususunda kisinin kendi cemaatindan olup olmamasina bakmazdi Bir defasinda talebelerinden birine söyle söyledi: "Ey Allah'in kulu! Bir talebe yetistirmek bin kisiyi sofi yapmaktan efdaldir Hele o talebe varisu'l enbiya olursa  Siz dininizi beldenizde bulunan en büyük alimlerden ögreniniz Herkesten fetva sormayin Çünkü memlekette fetva verecek kimse çok azdir Ilimle mesgul olan kimse dünyada en güzel is ile mesgul oluyor Ilim olmadigi zaman cehalet olur Cahilin abidi de sofisi de hüsrandadir Siz Osmanli'ya bakiniz Ne idi ne oldu Sultan Abdülhamid arif-i billah idi Basa geçer geçmez memlekette talebe yetistirme seferberligi baslatti  "
Camiye ve cemaata çok bagliydi Hasta oldugu zamanlarda dahi cami ve cemaati terk etmez bazan inler gene camiye gelirdi
Seyda hazretleri farz ve vacib ibadetlerinin disinda nafile ibadetlere, bilhassa geceleyin yapilan amellere çok önem verir, sofilere gece namazina kalkmayi tavsiye ederdi Vitr namazini gece teheccüd namaziyla birlikte kilardi Kusluk namazini normalde dört, Ramazan ayinda sekiz rekat kilardi Gecenin çok az kismini uyku ile diger zamanini günes doguncaya kadar ibadetle ihyâ ederdi Ramazan ayinda amelini arttirir, gece ve gündüz olmak üzere günde 2 defa tesbih namazi kilardi Ilk onbesgün teheccüd namazini ehli beyti ile, son onbes günü camide cemaatla kilar, Ramazanin son on günü gecesinde uyumayarak, Kadir Gecesine vasil olmaya çalisirdi Diger zamanlar günde bir cüz Kur'an-i Kerim okurken, bunu Ramazan ayinda iki günde bir hatim indirmeye kadar fazlalastirirdi
Ramazan ayi orucu disinda Sevval ayi orucunu, Arefe günü orucunu ve Muharrem orucunu hiç terketmezdi Hangi sartlarda olursa olsun Hatme-i Hacegan-i yapmaya çalisir ve yakinlarina da (baglilarina da) tavsiye ederdi
IRSADI
Daha önceki büyük mürsidler gibi Seyyid Muhammed Rasid (k s ) de Ümmet-i Muhammedin Allah Teala'ya tevbe vesilesi idi O ulu zat hayatini yaklasik son yirmiiki senesindeki irsadi boyunca hergün yüzlerce, hafta sonlarinda ve özel günlerde binlerce kisiye Allah adina, tevbe veriyor, dogru yoldan ayrilmayacaklarina dair söz aliyordu Irsadinin ilk yillarinda tek tek tevbe verirken ileriki yillarda kalabalik arttigindan iki elini uzatarak sigabildigi kadar insanlara gruplar halinde tevbeyle bey'at veriyordu Kisiler grup grup, önüne diz çökerek, onun söyledigi tevbe sözlerini tekrarliyor, sonra da bu sözlütevbeyi sünnet-i seniyede tarif edildigi gibi, abdest ve gusl abdesti alarak kilacagi iki rekat tevbe namazi ile saglamlastiriyordu Daha sonra bu sahislar usülünce Allah'i (c c ) zikrederek ve diger nafile amelleri ögrenerek sünnet-i serif'e uygûn, ihlas ve tevazu içinde dinini yasamaya gayret gösteriyordu
Ikamet ettigi Adiyaman'in Kâhta kazasinin Menzil köyü yerlesim yerlerinden uzaktâ olmasina ragmen insanlarin, Allah'in yardimi, ve fethi, Rasulullah (a s )'in bereket ve feyzi ile akin akin gelmesiyle devamli kalabalik bir sehir görünümünde, sen ve hareketli idi Sadece Türkiye'den degil diger Islam ülkelerinden hatta Avrupa'dan gelerek tevbe yapip intisab edenler oluyordu
Hazret, Allah Teala'nin kiyamete kadar açik tuttugu tevbe kapisindan kim gelirse, kilik-kiyafetine, saçina-basina degil zahiren de olsa tevbe niyetine bakiyor, tevbe için diz çökme anlayis ve tevâzusunu gösteren herkese el uzatarak, tövbe veriyordu Isteyene zikrullah gizli zikir usulünce tarif ediliyordu
Görünürde herhangi bir kimseyi ortaya çekecek cazibe olmadigi halde insanlarin ona teveccühünü ve gruplar halinde tevbe edisini, daha güzel yasamak için dine yönelisini görenlerin akillari hayrette kaliyordu Zira Hazret bu davetini ve irsadini sözlü olarak degil, mânevi nazar, Rabbani hal ve bizce farkedilmeyen ilahî bir çekimle yapiyordu Onun yasadigi hayat ve hal Allah adina bütün meramini anlatmaya kafi geliyordu
O'nun derdi Allah (c c )'ti Davasi kulluktu Cihadi islahti Istedigi; ihlas, sevgi ve gayretti Allah rizasi için ve samimi niyetle yanina giden herkes, Allah yolunda ondan bir nasib almis ve muhakkak bereket- lenmistir O'nu sahid tutarak Allah'a tevbe edenlerin ekseriyeti, tevbesinde sadik kalmaya ve Islami Allah ve Resulunun istedigi gibi yasamaya çalismistir Bu zamana kadar kendisinden rahatsiz olanlar Allah düsmanlari olmustur Hakkinda mahkemlere duyurulan bütün suç ve suçlamalar sunlardi:
"Bu zat, etrafinda kalabaliklari topluyor!"
"Insanlar akin akin gelip, ziyaret ediyor, elini öpüyorlar!"
"Herkese tevbe ettirip, zikir ögretiyor!"
"Milleti içki ve uyusturucu gibi seylerden tövbe
ettirip, tekel satislarinin düsmesine ve devletin zarar
görmesine sebep oluyor!" v s
O ise, bütün teveccüh ve nazarini bu tür itham sahibi saskinlara degil, Allah Teala'nin açtigi tövbe kapisina kosan asiklara dönderdi ve Nur Ceddi'nin (s a v ) garib kalmis ümmetine, O'na vekaleten, bereketli ellerini uzatip tevbeye davetine devâm etti Talebelerine: "Allah'a gelin, Allah'a dönün, O'na gidecegiz, O'na gidiyorum" diyerek bir sonbahar günü Rabbi Kerim'inin: "Ey mutmain olmus nefis (sahibi kulum): Sen Rabbinden razi, Rabbin de senden razi olarak O'na dön (Gel, salih) kullarimin arasina katil Gir cennetime!" davetine uyarak aramizdan ayrildi
Allah rahmet etsin (Amin)
Bismillahirrahmanirrahim
Ellhamdülillahi rabbil âlemîn Vessalatü vesselamü alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âlihi ve sahbihi ecmain
Allah (c c ) biz Müslümanlar'a büyük nimetler bahsetmistir Bu nimetlere çok sükretmemiz lazimdir Bu nimetlerin birincisi ve en önemlisi Allahü Teala'nin bizi Islâm'la sereflendirmesidir Bu nimete karsilik Allah'a çok ibadet etmemiz icab eder Zaten namaz kilmak, oruç tutmak, zekat vermek, sadaka vermek gibi ibadetler de Allah'in bize dünyada bahsettigi en büyük nimetlerden degil midir? Bu ibadetlere karsilik Allahü Teala(c c ) Müslümanlara cenneti ve içindeki nimetleri hazirlamistir; orada ebedi olarak kalacaklardir Buna göre ibadetlerimizi arttirmamiz gerekir
Allahü Teala (c c ) bize hidayet yolunu
göstermekle büyük bir lütuf ve ihsanda bulunmustur Kafirler bu lütfu Rabbani'ye icabet etmediklerinden dolayi onlara ebedi cehennem atesi ve azabini hazirlamistir Insan söyle bir düsünse, parmagini tuttugu bir mum alevinin verecegi aciya dahi dayanamaz Bir mum atesine bile parmagini tutamazken nasil olur da ebedi ates olan cehennemlik amelleri isler, günahlardan kaçinmaz ve ibadet yapmaz? Iste bütün bunlari düsünerek ibadetlerimizi artirmaliyiz
Allahü Teala (c c ) bütün dünyanin servetini bize vermis olsaydi Müslüman olmanin bedelini yine de karsilayamazdik
Bu nimetlerin ikincisi Allahü Teala'nin (c c ) bizleri en son ve en büyük peygamber Hazreti Muhammed (s a v ) ümmetinden kilmasidir Nasil ki, Hazreti Muhammed (s a v ) peygamberlerin en efdali ve en üstünüdür, onun ümmeti de ümmetlerin en üstünüdür Hazreti Musa (a s ) Levh-i Mahfuz'a baktigi zamari, orada Hazreti Muhammed (s a v )'in hasletlerini, büyüklügünü, faziletini görmüs de "Ya Rabbi! Keske beni de Hazreti Muhammed (s a v ) ümmeti olarak yaratsaydin Baska birsey istemezdim" diye buyurdugu rivayet edilir Iste biz böyle büyük bir peygamberin ümmetiyiz Buna layik olmaya çabalayalim
Hazreti Peygamber (s a v )'den rivayet edilen bir hadis-i serifte `Benim ümmetimin (ilmiyle amil) alimleri Beni Israilin peygamberleri gibidir (Bu, büyüklük bakimindan degil hidayet bakimindandir )" buyurmustur Eskiden gönderilen peygamberlerin bir kismi yalniz kendisini irsad etmis, bir kismi yalniz kendi aile ferdlerini, bir kismi içinde bulundugu kabilesini, bir kismi da yalniz içinde bulundugu köyü irsad edebilmistir Hazreti Peygamber (s av )'in ümmetinin velileri, mürsid-i kamiller ise daha fazla irsadda bulunarak daha çok kimselerin hidayete ermelerine vesile olmuslardir
Cenabi Hakk'in bizlere farz kilmis oldugu namazda husu ve takvaya da çok dikkat etmemiz gerekir Namaz peygamber (s a v )'e miraçta farz kilinmistir ilk önce elli rekat olarak fart kilinmistir Bu emirle Rabb'in huzurundan dönen Hazreti Peygamber (s a v ) altinci kat semada Hz Musa (a s )'in ruhaniyeti ile karsilasir Hz Musa (a s ), Rasulüllah Efendimiz'e (s a v ) elli vakit namazin çok oldugunu, bunun ahir zaman üm-
metine agir gelecegini, Allah (c c )'tan namaz vakitlerini azaltmasi için niyazda bulunmasini söyler Rasulüllah (s a v ) da tekrar Allahü Teala'nin (c c ) huzuruna varip,
elli vakit namazin agir gelebilecegini, vakitleri biraz azaltmasi için Allahu Teala'ya (c c ) niyazda bulunur Allahü Teala (c c ) da namazlari on vakit azaltarak kirk vakte
indirir Rasulüllah Efendimiz (s a v ) geri dönerken tekrar Musa Aleyhisselam ile karsilasir Hazreti Musa (as ) yine bu kadar vakit namazin çok olacagini söyler ve biraz daha azaltilmasi için tekrardan Allahü Teala (c c )'nin huzuruna gitmesini söyler Bu gidip gelmeler birkaç kez daha tekrarlanir ve namaz vakitleri sonunda bes vakte indirilir Iste böylece Muhammed Aleyhisselam ümmetine her gün bes vakit namaz farz kilinir
Peygamber Efendimiz (s a v ), Musa Aleyhisselam'm bizzat kendisi ile degil ruhaniyeti ile görüsmüstür Elbetteki Allah'in (c c ) dostlari ölmez Onlar için sadece nakil söz konusudur Mekan degistirirler Onlarin himmet ve yardimlari daima vardir
Musa Aleyhisselam, Hazreti Muhammed (s av )'in ve O'nun ümmetinin fazilet ve büyüklügünü, Allah (c c ) yanindaki degerini Levh-i Mahfuz'da gördükten sonra söyle der: "Ya Rabbi! Hazreti Muhammed Sall ü Aleyhi ve Sellem'in ümmeti olamadim Bari ümmetini görenlerden olsaydim" deyip derin bir arzu ediyor O sirada Imam-i Gazali'nin ruhaniyeti (rahmetullahi aleyh) oraya gelir ve Musa Aleyhisselam ile görüsürler Musa Aleyhisselam; -Sen kimsin? diye sorunca, Imam-i Gazali: Muhammed oglu, Muhammed oglu, Hamid oglu Imam-i Gazali'yim diye cevap verir Bu cevap üzerine Hazreti Musa (as ): -Künyeni neden bu, kadar uzun söyledin? Yalnizca Imam Gazali deseydin kifayet etmez miydi? diye sorar Imam-i Gazali de (rh a ) söyle cevap verir:
-Allah (c c ) Hazretleri ile kelam konusmaya gittigin zaman sana `Sag elindeki nedir?'diye sordugunda, sen onu tanitirken `0 benim asamdir Ona dayanir ve onunla davarlarima yaprak silkelerim ve onda benim baska hacetlerim de vardir' (Taha, 18) diye uzun uzun anlattin, kisaca cevap verseydin yeterli olmaz miydi?" seklinde sorusuna soruyla cevap verir Hazreti Musa Aleyhisselam da buna cevap olarak:
-Ben Allahü Teala (c c ) ile biraz daha fazla konusabilmek için uzunca açikladim, der Imam-i Gazali de (rh a) cevap olarak:
Sen, Allah'in (c c ) büyük peygamberlerindensin Kelimullah'sin Kitab verilenlerdensin Onun için seninle daha fazla konusabilme serefine nail olmak için uzun açiklamada bulundum, der
Iste Musa Aleyhisselam ile bu derece yakin olabilen Imam-i Gazali (rh a ) zamaninin en büyük alimlerinden birisiydi Fakat önceleri tasavvufi yoldan uzak ve bu yolu da benimsemeyen bir zat oldugu, kardesi ile aralarinda geçen bir hadiseden sonra tasavvufa yöneldigi ve kisa zamanda gavs oldugu rivayet edilir
Bizler de içinde bulundugumuz bu nimete layik olmak için çok çalisalim, Hazreti Muhammed Mustafa Sall ü Aleyhi ve Sellem'e hakiki ümmet olmaya gayret edelim
Padisah ne kadar büyük olursa, hizmetçisi de o kadar büyüktür Hasan-i Basri (r a ) bir gün çarsiya çikmis ve bir dükkana oturmus Bakmis ki bir adam çarsida elini kolunu sallaya sallaya, gururlu ve kibirli bir sekilde geziniyor Hasan-i Basri (rh a) sorar
" -Bu kimdir ki böyle gururla ellerini kollarini sallaya sallaya yürüyor?" Orada bulunanlar:
-Bu sahis padisahin hizmetçisidir 0nun için böyle gururla yürüyor" derler Bunun üzerine Hasan-i Basri (rh a ):
"-Ben de sultanlar sultani Allahü Teala'nin (c c ) kuluyum Ben neden bu adamdan daha iyi yürümeyeyim" der ve çarsinin içinde ellerini kollarini sallaya sallaya bir müddet gezinir
Bizim de üzerimize düsen, sultanlar sultanina çok ibadet edip, çok çalismamizdir Zaten Allahü Teala (c c ) "Insanlari ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattim" diye buyurmustur (Zariyat) O'na layik olmaya çalisalim Bizlere bildirmis oldugu hayirlari yapmaya gayret edelim Zaten Allahü Teala da (c c ) söyle buyuruyor "Azaba duçar olmadan önce (tevbe edip) Rabbiniz'e dönün ve ona teslim olun Sonra yardim olunmazsiniz Ansizin haberiniz olmadan azap size gelmeden önce Rabbiniz'den size indirilenin en güzeline (nehyedildiklerinizi birakip emrolunduklaniza) tabi olun " (Zümer, 54-5) Dünyada yapilan günahlarin hesabi, azabi ve cezasi ahirettedir Ölmeden önce iyi amelde bulunmaya acele edin Bir insan tek basina, yalnizken, günah isleme firsati oldugu halde, Allah'tan (c c ) korkarak o günahi islemezse, Allah (c c ) ona çok büyük ecir ve sevap veriyor Bu davranis (günahtan kaçis) mümin için en hayirli istir Bu hal imanin kemale erdiginin alametidir
Kalabaliktan çekindigi için günah islemeyen kimseye sevap yoktur ama yalnizken ve elinden geldigi halde, yapabilecek durumdayken günah islemeyene çok sevap vardir
Herkesin birbirinden kaçacagi o günde, bütün insanlar hesaplari görüldükten sonra bir kismi cennete bir kismi da cehenneme gitmek üzere ayrilirlar Daha sonra herkes ayrildiklari yerlerine gitmeden önce; anne, baba, ogul, kiz hepsi birbirlerine sarilip vedalasirlar Onlarin bu vedalasmalari 500 yil sürer Vedâalasma bitince melekler onlara gelecek ve " Vedalasma bitmistir Artik birbirinizden ayrilin" diyeceklerdir
Sonra da herkes hak ettigi yere gönderilecektir Cehenneme gidenlere Allah (c c ) seslenir:
" -Ey Adem ogullari! Seytana itaat etmeyin, o sizin apaçik düsmaninizdir, bana itaat edin, dogru yol budur, diye size bildirmedim mi?" (Yasin, 60-61)
Yine Allahü Teala (c c ) söyle buyurur:
" -Bugün onlarin agizlarini mühürleyecegiz Elleri bize konusacak ve ayaklari da neler isledilerse ona sahitlik edeceklerdir "
(Yasin 65)
Insanlarin omuzlarinda iki melek vardir Islenen günahi tevbe edebilir diye sagdaki melek soldakine yirmidört saat yazdirmiyor Bu vakit zarfinda tevbe etmezse, defterine bir günah yaziliyor Sevap melegi ise, her sevap ve iyilik için ondan yediyüz katina kadar sevap yazdigi oluyor Hiç beklemeden hemen yaziyor Bundan büyük bir nimet olur mu?
Allahü Teala(c c ) kulunu bagislayip affetmek için adeta ufak bir bahane ariyor Madem Allah (c c ) bahane ariyor, biz de gayret edelim Dünya ile magrur olmayalim, ona kanmayalim
Sofiler ayakta çok beklediler Onun için sohbetime burada nihayet veriyorum Allah (c c ) hepinizden razi olsun Insa nasib olursa cumaya kadar evimize dönmek niyetindeyiz Bu maksatla buradan ayriliyoruz
Allah (c c ) hepimizi affetsin, insa 
BIR MANEVI ÖNDERIN KAYBI
Fehmi KORU - ZAMAN
Vefatinin üçüncü günüydü ve vefati ögrendigimiz günden beri ilk defa biraraya geliyorduk Yüzündeki buruk ifadeyi açiklamak için, "Insanin mürsidi ölünce içinde bir bosluk kaliyor" dedi Birkaç gündür etrafta hissettigim sarsilmanin en derin anlamini bunu söyleyenin yüzüne baktigim o an çikardim Yakinimdaki birçok insan, su siralarda içlerinde derin bir bosluk hissediyorlar Ve o sebeple buruklar  
Hayatinda hiçbir inis çikisi bulunmayan, davranislari önceden kesitirilebilir bir insan olan babamin, hepimizi sasirtan iki ani ve fevri davranisini gördük bugüne kadar  Biri, bizlere kizip biraz kafasini dinlemek istediginde, neredeyse 30 yil aradan sonra, askerligini yaptigi il olan Malatya'ya çekip gitmesiydi Digeri ise; birkaç günlük bir baska ortadan kaybolmasiydi Döndükten bir müddet soma, o da iyice sikistirinca, Adiyaman'in Menzil köyüne gitttigini itiraf etmis Izmir nere Adiyaman nere? Esnaflar çevresinde biçok kisi, her hafta birkaç otobüsle Menzil ziyaretini aliskanlik haline getirmisler; cami arkadaslari onu da ikna edip, bizlere bile haber vermesini beklemeden Menzil'e sürüklemisler  Sorguladigimizda, orada gördügü basit ama anlamli hayattan bölük pörçük sahneler aktarmisti: Alti her zaman kaynayan kazan, disaridan gelenlerin yatmasi için hazirlanmis yer yataklari, cemaat halinde kilinan namazlar  Kimsenin aç, açikta ve manevi korumasiz kalmadigi bir yermis Menzil  
Baskalari manevi hayatin disinda kalmislar "ölümü" zor idrak ediyorlar Çok kisa sürede olup bitenler onlari sasirtiyor olmali Cuma namazi sirasinda vefateden bir insan, sevenleri tarafindan hemen köyüne götürülüyor, Safii gelenegine uyularak vakit geçirmeden topraga veriliyor  Ölümle topraga verme arasinda yalnizca 24 saat geçmesine ragmen onbinin üzerinde insan Menzil'e gelmis bile Türkiye'nin her tarafindan  
Seyh Rasid Erol, vefatindan sonra çikan yazilardan ögrendigime göre, öyle fazla konusan bir "mürsid"degilmis  Onu ziyaret edenler, Menzil'de bulduklari ortamin etkisinde kalirlarmis  Daha dogrusu, sözlü ikna yerine, hal ve tavriyla teblig yöntemi imis onunki  Saglandigi esaslar ve takipçilerinin izlemesini istedigi ilkeler, varligiyla etrafina örnek olarak insandan insana geçiyor olmali  
Mana aleminin disinda kalanlar iste bunu anlayamaz Onlarin zannetikleri, inanan kesim arasindaki iliskilerin madde ve para temeline dayandigidir  Biraz daha insafli olanlar, önder durumundaki kisinin cezibesinin etkisini de kabul ederler Ancak hiçbirinin aklina, kalpten kalbe bir yol olabilecegi gelmez Konusmadan anlasilabilecegini düsünmezler bile Oysa, Seyyid Rasid Erol, Öyle çok konusmayan, insanlari etkilemek için hiç çaba göstermeyen, ama insanlarin pesinden ayrilmadigi bir "mürsid"di
Küçücük bir köy, sirf o orada yasiyor diye, ülkenin her tarafindan gelen insanlarla dolup tasiyordu Otobüslerle, otomobillerle gelenler, köydeki imkanlarla misafir ediliyor, doyuruluyor ve isteyen istedigi kadar kalip, istedigi anda orayi terkediyordu Gelenlerin içinde kötü aliskanliklari olan, içki ve kumardan kendilerni alamayanlar, Menzil'in manevi havasini teneffüs edince, o aliskanliklarini terkediyorlardi  Vaktiyle meyhane iken lokantaya çevrilmis yerler gördüm Anadolu'da  Adlarini da "Menzil"e çevirmislerdi  
12 Eylül askeri darbesinin en, baskici günlerinde, ülkeyi yöneten komutanlar Menzil'i de kesfetmislerdi Kimin aklina nereden geldiyse, Seyh Rasid Erol'a zorunlu ikamet yeri olarak Gökçeada'yi seçmisti Az kisinin yasadigi, vaktiyle Rumlar tarafindan iskan edilmis bir adayi  Ikametgahida, eger yanlis bilmiyorsam, bir meyhanenin üstüydü Inançli bir insana yapilabilecek en büyük zulüm  Çesitli saglik sorunlari bulunan Seyh'in tedavisini de engelliyorlardi Zorunlu ikamet ve tedavisinin engellenmesi bir yana, kendisini taniyanlarla irtibatinin kesilmesi daha da büyük bir zulümdü
Kenan Evren, sonradan kitaplastirdigi anilarinda, Turgut Özal'a ilk olumsuz teshisi koymasina Seyh Rasid Erol'un vesile oldugunu anlatir Özal, sagligi bozuk, sevenleriyle irtibati kopmus Seyh'in sürgün hayatinin sona ermesini talep etmistir Her halde, bunu, uygun bir dille yapmis olmali 12 Eylül'ün kudretli lideri, "Yaptigi teklif igrençti" gibi bir seyler söyler  Bir manevi liderin zulmüne son verilmesini igrenç bulan Kenan Pasa  
Seyyid Rasid Erol'un zorunlu ikametinin sona erdirilmesi, askerlerin göreve getirdigi merhum Turgut Özal gibi siyasiler tarafindan basarilamaz, ama yine onlarin kurdugu partinin basina getirdikleri bir baska emekli askerin devreye girmesi etkili olur MDP Lideri Turgut Sunalp Pasa, parti isinde yaninda bulunan siyasetten anlayan bir kadronun telkiniyle, Seyh Rasid Erol'un daha uygun bir yere tasinmasini saglar  Ankara'daki kisa bir ikamet, ANAP iktidarinin ilk günler'inde, yeniden Menzil'e dönüsle noktalanir Köydeki cenaze töreninde Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Baskani Muhsin Yazicioglu da bulunmus  Yeniden Dogus Partisi (YDH) lideri Hasan Celal Güzel de  Fotograflara baktim, çesitli vesilelerle tanidigim yiginla insan gördüm Hepsi de sevgi ve bagliliklarini sunmak üzere oraya gitmislerdi, besbelli  Bagliligi olan bir yakinim, gitmesi mümkün olmadigi halde gitmediginin izdirabini çekiyordu, törendendört gün sonra bile  Binlerce kisi ayni duygulari pay- lasiyor olmali simdi  
Cuma günü Meclis'e gittim ve cuma namazini da orada kildim Zaman'dan vefat haberini duymuslar, ama teyidi için bir kanal gerekmis Benim aklima ilk gelen isim, Seyh ile uzaktan ilgimi kuran isadami Ahmet Etöz oldu Izmir Caddesi'nde spor malzemeleri magazasi olan Ahmet Bey, vefat haberiyle birlikte hastaneye kosmus  Magazasinda çalisanlar vefati dogruladilar Simdi kimbilir ne kadar üzgündür Ahmet Bey  
Türkiye zor bir döneme girdi Bu dönemde birlik ve beraberligin çimentosu olacak manevi liderlere daha fazla ihtiyaç var Seyyid Muhammed Rasid Erol, Adiyaman'in Menzil köyünde, dogusu ve batisiyla bütün anadolu'yu kepçeleyen böyle bir manevi önderdi Vefati, onu taniyan, ona baglilik duyanlar kadar, onu uzaktan sevenleri de derinden üzdü
TRT bu vefattan herkesi haberdar edebilirdi, etmedi Gazeteler, etki alaninin genisligini tam kestiremedikleri için, kisa haberler vermekle yetindiler Seyh Rasid Erol, kendi çizgisini devam ettirecek hayirli evlatlarla onbinlerce baglisini geride birakti Onu taniyamamis bizim gibiler de yoklugunu hissedecekler  Ama en büyük kayip, ayrilik ve bölünme belasinin pençesine düsmüs olan ülkenindir; bunu unutmayin  
Mekani cennet olsun  
SEYYID MUHAMMED RASID (K S )'NIN ARDINDAN
Vehbi VAKKASOGLU
Insanimizi ayakta tutan, iç ve dis bozgunculara karsi güçlü ve dirençli kilan, kültürümüzü nesilden nesile sessiz sedasiz büyük bir tevazu ile nakleden büyükler vardir Isimleri, resimleri bilinmez büyüklerdir bunlar Çünkü saklanmayi, mahviyet perdesiyle örtülü kalmayi kendileri isterler Onlar kendi varliklarini öne çikaran her türlü alayis ve nümayisten uzakta kalmaya özel bir özen gösterirler, hizmetlerinin karsiligini hakiki alemde görmeyi umarlar, bunun için de talip olduklari sey sadece ve sadece Cenab-i Hakk'in rizasidir
Bu büyükler, Allah rizasi yolunda, dayanilmasi çok zor ceberutlara, baskicilara, laiklik perdesine bürünüp gizlenmis din düsmanlarina müthis bir direnisle karsi koymuslar, yollarindan dönmemisler, gelecege dair ümitlerinden vazgeçmemislerdir Daha dogrusu, gelecegin nasil olacagini fazla da düsünmeden Islam'a, imana sahip çikmislar, neticeyi Allah'in rahmetinden bekleyerek rizave tevekkül göstermislerdir Bugün iman ve Islam davasindaki insanlarimiz yakin geçmisimizde yasanan serefli mücadeleleri bilmek zorundadirlar Bilmek ve vefa duygusunun geregini yerine getirmek borcundadirlar Geçmisin zorluklarini bilmek, hem bugünümüz için dersler verecek, hem de içinde bulunulan kolaylik ve imkanlarin sükrünü ihmal etmemeye sebep olacaktir Aynca bu isimsiz kahramanlarin taninmasi, hizmetlerinin bilinmesi, onlarin haksiz suçlanmalarinin da önüne geçecektir
Zira bugünün sartlarindan geçmise dönüp bakinca, birtakim yanlis degerlendirmeler yapiliyor ve bu suretle de devrin ilim adamlari, Allah dostlari, manevi dinamikleri suçlanabiliyor
Iste onlardan biri  Bir büyük silsilenin günümüzdeki temsilcisi, manevi dünyamizin temiz yapi taslarindan Muhammed Rasid Erol Hazretleri  Ebedi aleme göçüsüyle bütün mü'minleri büyük bir hüzne bogdu Ancak, mini birlik ve beraberlige en çok muhtaç oldugumuz bir dönemde dahi ne yazik ki, basta devlet radyo ve televizyonlari olmak üzere medyamiz bu olaya göz yumdu Bu görmezden gelisin temel sebebi, bir eski hastaliktir Bizi bir vatanda iki millet haline getiren eski bir hastalik Isin içine din, dindarlik, daha dogrusu islamiyet girince, bir kisim aydin ve bürokratimizin hala kendilerini kurtaramadiklari laiklik
hassasiyetiyle çekinmek, korkmak, endiselenmek ve bu suretle de uzak kalmak, lakaytlasmak duygusu  
Onbinleri ilgilendiren ve heyecanlandiran bir olayda dahi kör ve sagir kalmak vurdumduymazligi, bu eski aydin hastaliginin temel belirtisidir Oysa ki, vefat eden maneviyat kutbu, ülkenin sadece güneydogusunda degil, her yanindâ bir manevi asayis muhafizi gibiydi Ona gönül baglamis olanlar, her türlü kargasaya ve teröre karsi, ülkenin her yaninda güçlü bir teminat idiler Ve varliklariyla terörü önlemeye giden yolun nerelerden geçmesi gerektigini de isaretini veriyorlardi Anadolu'yu bir huzur ortami haline getirmekte samimi olanlarin onlarla ortak paydalar aramamalari mümkün mü?
Evet, daha kisa zaman önce, Muhammed Rasid Erol Hazretleri'nin basina gelen sürgünlü olaylara bakilinca, - yöneticilerimizin bindigi dali kesme gafletini bile asan bir saskinlik içinde olduklarini açikça müsahede ediyoruz Nedir bu korku? Birakiniz bu büyüklerin faaliyetlerine yardim etmeyi, onlarin vefatlarini ve bunu meydana getirdigi yurt sathina yayilan aciyi haber degerinde bile görmemek gafleti hala sürebiliyor Bu kafayla halkla bütünlesmek nasil mümkün olacaktir? Inançlarda, duygu ve düsüncelerde birlik ve beraberlik nasil saglanacaktir? Bütün yurt sathinda oldugu gibi, Güneydogu'da da temelli ve esasli bir birligin ve ortak paydanin adi Islam'dir Artik bunu yok saymanin imkani kalmamistir
O bölgemize saldiran eskiyanin bile, gerçek yüzünü din açisindan göstermeye basladigi bizzat Genel kurmay Baskani Sayin Dogan Güres Pasa tarafindan açiklanmistir Güres Pasa'ya göre, bir kisim teröristler "Buralarda eskiden bizim ecdadimiz yasiyordu ve kiliseler vardi" diyorlar Dis kaynakli, Ermeni destekli Hiristiyani hülyalarin açiga çiktigi bir zamanda bile artik bazi tarihi yanlislari bir tarafa atip, insanimizi Islam harciyla birlestirmeyi, düsünemeyenlerin samimiyetlerine nasil Inanâcagiz?
Seyh Muhammed Rasid Hazretleri'nin mensup oldugu manevi silsile, iman ve irsad sahasinin en parlak ve etkili yollarindandir Öyle ki, bir zamanlarin meshur eskiyalari olan Hamido ve Celilo dahi, Gavs Hazretleri'nin sohbet halkasinda yepyeni bir sahsiyet haline gelmisler, eski hayatlarindan tamamen çekilerek, tertemiz bir ömür yasamislardir Bunun binlerce örnegi, o mütevazi Menzil'de halen yasanmaktadir Bunca ibretli olaydan sonra, hala birtakim temelsiz fobilerle yurdumuzun manevi dinamiklerine, göz yummanin gafletle de tarifi zorlasmaktadir O maneviyat büyükleri bu dünyadan ve sizlerden birsey beklemiyorlar Siz ise iddiali oldugunuz dünyevi rahat ve huzurun saglanmasinda onlara çok çok muhtaçsiniz Birakiniz inanci, böyle bir fayda için bile onlara yaklasamamanin, dost olmamanin altindaki psikoloji nedir? Evet, artik bu tahlili yapmanin ve birtakim fobilerden, komplekslerden kurtulmanin çoktan zamani geldi ve geçiyor bile
Muhammed Rasid Hazretleri'ne Allah`tan rahmet, geride kalan sevdiklerine sabr-i cemil diliyor, bu kudsi silsilenin kiyamete kadar "Imana hizmet" yolunda muvaffakiyetini Cenab-i Hakk'tan niyaz ediyorum
SAHIFE - SEYH M RASID EFENDI
25 - EKIM - 1993
M Sevket EYGI - milli gazete
NAKSIBENDî mesâyihinden Muhammed Râsid hazretlerinin âhirete yürüdüklerini teessürle ögrendim Âlimin ölümü âlemin ölümüdür, buyuruluyor Bunca insanin hidâyetine, salâhina, istikametine vesile olan bu kadri büyük zâtin yeri nasil doldurulur? Ümmet-i Muhammed'e tâziyetlerimi beyan ederim Bu gibi zevat sadece bir tarikin veya mesrebin büyügü degil, bütün ehl-i tevhidin büyükleridir
Televizyonlarin bu büyük kayip karsisinda suskun kalmalari ne kadar utanç vericidir Yaramaz adamlarla ilgili haberlere büyük yer ayiran gök gözlü ekranlar, büyük bir zatin kaybindan bahs etmiyorlar Ne büyük bir ayiptir 1960 Nisaninda Bediüzzaman Said Nursî hazretleri Urfa'da irtihal-i dâr-i beka ettiklerinden cenâzesine yetismek üzere yola çikmis, fakat sehre vardigimda vâlinin emriyle gömülmüs oldugundan geç kalmistim Ancak kabrini ziyaret
edebilmistim Seyh Râsid hazretlerinin cenazesinde de bulunmak isterdim; ne çâre ki geç kaldim, su sirada bazi mâzeretlerim de var Cenab-i Hak garik-i rahmet eyleye, sevenleriyle ve bütün mü'minlerle Cennet-i Âlâda bulustura
Naksîlik, diger turuk-i aliyye gibi, ucu Resûllerin Seyyidi'ne ulasan nûranî bir kurtulus silsilesidir Milletimizin, vatanimizin, devletimizin varliginda Naksîligin büyük hizmetleri geçmistir Sanilmasin ki, bu topraklar sadece kiliç gücüyle, ordularla, savaslarla feth edilmistir Asil fâtihler mâneviyat ordularidir Anadolu ve Rumeli öncelikle tasavvuf ulularinin, dervisânin himmetleriyle feth edilmistir Istanbul'un fethinde Aksemseddin Hazretlerinin rolü ve tesiri düsünülsün
Merhum ve magfur Seyh Râsid efendi hazretleri sayisiz fâcir kisinin salâhina hizmet etmis ricâldendi Insa hizmetleri devam edecek, onu sevenler i'la-yi kelimetullah yolunda yürüyeceklerdir
Böyle büyük zatlarin âhirete yürümeleri, birtakim büyük Hâdiselere tekaddüm edebilir Bediüzzaman'in vefatindan sonra da 27 Mayis ihtilâli olmus, ortalik toz duman içinde kalmisti Gafil olunmaya
TEFEKKÜR - Menzil'de Bir Günes Batti
25 - EKIM - 1993
Hekimoglu ISMAIL
Menzil, varilacak yer demektir Hiç kimse "Falan yere gidin" demedi, herkes oraya akin akin gitti Evvela devlet gözetledi: "Ne oluyor?" diye, sonra Muhammed Rasid Efendi'yi gözetim altina aldi, sorgulamasi yapildi:
-Biz, kimseye gelin demiyoruz, onlar kendi istekleriyle geliyorlar Onlara bir sey de söylemiyoruz  
Seklinde ifade verdi fakat, yakasini bir türlü birakmadilar Neticede o bizi birakti, dünya yurdundan ahiret yurduna göçtü "Allah indinde din Islâmiyettir" buyuruluyor, "Allah dinini kiyamete kadar koruyacaktir" deniyor Halbuki Islâmi egitim hemen hemen yok edilmis, günah selleri sevaplari da alip götürmüs, ortada ismi Müslüman fakat Avrupa hayati yasiyan insanlar kalmis  Bu durumda Islâmiyet nasil devam edecek? Sebepleri yaratan Allah, bazan sebepleri asarak icraatini sürdürüyor Menzil'de bunun tatbikatini gördük
Menzil Urfa yolu üzerinde, Urfa'ya yakin bir yer Eskiden burasi bir bozkirmis, Rasid Efendi'nin dedesi buraya gelip, gayet basit evler yapmislar,birkaç haneden ibaret bir belde kurmuslar Isin en önemli yani buradan bir su çikmis, tadi degisik amma güzel Içmeye, temizlige, bahçe sulamasina yetecek kadar Sanki kendi kendilerini sürgün etmisler, sehirlerden kaçip, issiz bir yerde ikamete baslamislar Fakat milyonlarca insanin bulundugu sehirlerde kendilerini yalniz hissedenlere inat, bunlara hergün binlerce insan akin akin ziyarete gelmis Evet, orada bulundugum üç gün içinde, hergün otobüsler, taksiler, mi- nibüsler dolu insan gelirdi Mahseri bir kalabalik vardi Bu insanlari oraya çekip getiren neydi? Niçin geliyorlardi? Yaz, kis demeden, yorgansiz, yataksiz camide veya surda burda nasil yatiyorlardi? Ne yiyip, içiyorlardi? Evet, Islâmî ögretim ve egitim yok edilirken, Müslümanlar sebeplerin disinda, Islâmiyet'le müserref olup, Islâmiyet'in hakkaniyetine alenen inaniyorlardi
Rasid Efendi, pek konusmazdi, vaz-i nasihatte bulunmazdi Sadece imamlik ederdi Amma onu gören kötü aliskanliklarini terk eder, bazilari sakal birakir, dinî kiyafetler içinde isine bakardi Nasil ki miknatis, demir cinsinden seyleri miknatislandirirsa, o da yanina yaklasana Islâmî hayati asilardi Bu, elbette Allah vergisiydi Islâm'dan uzaklasan bir ki- sim kullarini Allah, bu sekildeIslâm'a çekiyordu Her irktan, her mezhepten, hatta her dinden insanlar gelirdi, bunlari getiren sebebi anlatmak mümkün degil, amma giden bir daha gitmek ister, sevdiklerini de götürürdü O, seyyiddi, ali beyttendi Bu noktada düsünüyorum: Hazreti Ali'yi sevdigini söyleyen, onun soyuna hürmetkâr ve bagli olan Alevîler, bu seyyidler kervanina tâbi olsalar gerçek mânâda Hazreti Ali'ye de tabi olurlar Seyyidler çok önemlidir, onlardaki hal ve tesir daha baskadir
Rasid Efendi Arapça, Türkçe ve Kürtçe bilirdi, Menzil'de Kürt'ü, Türk'ü, Arap'i, kardes kesilirdi Böylece millî derdimizin dermani idi, bir kisim bürokratlar kadrini bilmedi Osmanli Devleti'ni asirlarca ayakta tutanlar Rasid Efendi gibi kimselerdi Türkiye, bunlarin kiymetini bilmedigi için simdi basimiza PKK olaylari çikti Çünkü Islâmiyet'i yasamaktan baska bir gayesi olmayan Rasid Efendi ve onun gibiler sürekli gözetim altinda bulunduruldu, sürgün edildi, ifadesi alindi, kisacasi rahat birakilmadi, olaylar PKK'lilara malzeme oldu Islâmiyet her irki, her mezhebi, kisacasi Müslümanlar'i kardes ederken, bugünkükavmiyetçilik, kardesi kardese düsman etti Rasid Efendi gibilere imkân taninsaydi Güneydogu hadiseleri olmazdi
Dedik ya, "O seyyiddi" Seyyidler kervani yollarina devam edecek, bu kervana katilanlarin âünya ve ahiretleri cennet olacaktir insa
SEYYID MUHAMMED RASID
__________________
__________________
|