Yalnız Mesajı Göster

Cevap : ***mehmeh akif ersoy****

Eski 01-29-2008   #3
hayko26
Varsayılan

Cevap : ***mehmeh akif ersoy****



Şairin Genç Bir Adama Olarak Portresi

Temiz, aydınlık ve erdemli bir hayatla sporla elde edilmiş sıhhatli bir yüz Gözlerinde düşünce ve duyarlığın beslediği ince bir hüzün tabakası Karakter sağlamlığına işaret eden yerleşik çizgiler Ve her maceraya atılmaya hazır alevini içine hapsetmiş, gizlenmeye çalışılmasına rağmen hemen farkedilen tutuşmaya hazır mahcup ve onurlu pırıltılar
Bütün bunlar belki de her gencin yüzden dışa vuran anlamlardır Ama Akif'in çizgilerinde yaşının üstünde bir olgunluk, bir erdemlilik ve gençlerde görülen kendini ortaya koyma yerine kendini ortalamanın içinde gizleme inceliği var
Bu fotoğrafında bile Akif e çok yakışan, tevazu' ve mahviyetin, kendisini olduğundan daha az gösteren, sadece kendi kendisiyle yarışan, hesaplaşan ve kendi olmak, kendi kalmak isteyen kişiliği hemen belli oluyor Bütün gizlenme çabasına rağmen müthiş irade gücü ve kararlılığı da
Kendi onuruna ve ait olduğu inancın ve milletin onuruna son derece düşkündür Her zaman çalışkan ve öğrenmeye çalışan bir gençtir Lisan derslerinde, Arapça, Farsça, Fransızca ve Türkçe derslerinde hep birincidir Halkalı Ziraat Mektebinde bir hocasının okul birinciliğini Ermeni bir öğrencinin alacağını ihtar etmesi üzerine günlerce ders çalışır ve okulu birincilikle bitirir
Dostları O'nun sadece sportif karşılaşmalarda iddiacı olduğunu, bunun dışında kendisini önemsemediğini belirtiyorlar
Yine Halkalı'da okurken Ermeni bir güreşçinin idman tutmak amacıyla güreştiği bir öğrenciyi yüzünü, burnunu kanatacak ölçüde hırpalamasını onur meselesi yapar Akif, Kıyıcı Osman Pehlivan'dan güreş dersleri almıştır Ermeni güreşçiye kendisiyle güreşmeyi teklif eder Rakibinin gücü karşısında Akif tekniğiyle bir kaç dakika içinde galip gelir Yine aynı okulda üzerine kimseyi almayan Doru isimli ata binmeyi ve uysallaştırmayı başarır Boğazı yüzerek geçer, saatlerce yürümekten büyük bir zevk alır, taş atma yarışlarına katılır Bu fotoğrafta böylesine başarılı bir gencin hiçbir izine rastlayamazsınız Tevazu, mahcubiyet, hüzün ve mahviyet Akif genç yaşlarında da aynı Akif'tir

alıntıdır






Akif döneminin en iyi donanımlı, birikimi en yüksek şair, yazar ve düşünürlerinden biridir
Babasının alim ve saygın bir insan olması, Akif in hem çocukluktan başlayan sağlıklı bir eğitim almasına hem de babalarının arkadaşlarından dolayı entelektüel bir ortamda yetişmesine yol açtı
Çocukluğundan itibaren dini bilgiler ve Arapça eğitimi aldı Akif'in bütün bir ömre yayılan öğrenme tutkusu ve bu tutkunun ciddi, kararlı ve istikrarlı bir çabayla gerçekleştirilmesi de bütün alçak gönüllülüğüne rağmen dönemin seçkin şahsiyetlerinden biri olarak öne çıkmasını sağladı
Akif in çok az bilinen şairlerin şiirinden kim olduğunu çıkaracak kadar divan edebiyatını bildiği ve halk şiirimizi de yakından incelediği bilinmektedir
Yine Akif' in, Türkiye'de Arapça’yı ve Arap edebiyatını en iyi bilen birkaç kişiden biri, Farsça'sı da İran edebiyatının ünlü şairlerinin eserlerini manzum olarak çevirecek mükemmellikte olduğu bilinmektedir
Halkalıda okuduğu yıllardan itibaren Fransızca'sını geliştirmek için çalıştığı, bir çok Fransız yazarının eserini aslından okuduğu da arkadaşlarının tanıklıklarından anlaşılmaktadır
Mehmed Akif in son derece dikkatli ve disiplinli bir okuyucu olduğu, bir kitabı üç kere okumadıkça okudum demediği, Varidat gibi eserleri ve Fransızca kitapları uzmanları ile ya da arkadaşları ile birlikte okuduğu yine yakın çevresinin anlattıklarıyla sabittir
Akif'in, Arap edebiyatını okurken sık sık ayetlere atıfta bulunulmasından dolayı genç yaşta hafız olduğu halde ileriki yaşlarında hıfzını geliştirerek bu alanda da çok iyi bir seviyeye geldiğini kendisi de anlatmaktadır Akif'in fıkıh, siyer, hadis usûlü (metodolojisi), tefsir usûlü gibi alanlarda da çalıştığı ve çok iyi bir noktada olduğu bilinmektedir Akif bir konuşmasında Celaleyn Tefsirini tam 18 kez okuduğunu, 19 kez okumaya çalıştığını ifade etmektedir Peygamberin hayatını ve Veda Haccını yazmak için Kenz'ül Ummâl isimli hadis kitabının üzerinde çalıştığı, Kaside-i Bürde'yi İbni Farız divanını, Muallakat-ı Seba'yı, H Ali'nin Nehcül' Belağa'sını, Şeyh Bedrettin'in Varidat'ım arkadaşları ya da uzmanlarıyla okumuştur
Muallakat-ı Seba şairlerini, İm'rül Kays, Nabiğa, Cerir, Ebu temmam, Buhturi, İbn Züreyk, Antara, el-Hansa, Mütenebbi, Esmai, Zemahşeri, İbn Farız, İbn Firas, Ebu'1-Feth Busti, ismail Mıkri, Ebu'1-Âla il-Maarri, el-Hariri, İmam Bûsiri gibi çok sayıda şairin eserlerinin çoğunu ezbere biliyor ve bunlardan çeviriler yapıyordu
Düşünce hayatında ise Cemaleddin Efgani, Muhammed Abduh, Muhammed Ferid Vecdi'nin etkisi oldu Ve bu alimlerin eserlerinden çeviriler yaptı
Yine Fars edebiyatından Şeyh Sadi'yi, Hafız Şiraze’yi, Firdevsi'yi, Kisai'yi, Enveri'yi, Hakani'yi, Ömer Hayyam'ı, Hakim-i Senai'yi, Attar'ı ve Hatifi'yi çok iyi biliyor ve bir çok şiirlerini ezbere okuyordu Sadi'den manzum çevirileri Servet-i Fünun gibi dönemin dergilerinde yayınlanmıştı Mevlana'nın Mesnevisini ve Divan-ı Kebir'ini incelediği Akif'in Mevlana'yı, Şeyh Sadi'yi, Muhammed İkbal'i çok sevdiği bilinmektedir
Akif'in Fransız edebiyatından okuduğu ve beğendiği yazarlar arasında Hügo, Lamartine, Daudet, Zola, Fenelon, Jan Jack Russo'yu, Dumas Fils, Anatole France'ı ve bütün Fransız klasikleriyle batılı öteki yazarlar ve Şekspir'i, Milton'u, Byron'u Fransızcası sayesinde okuyup incelediğini kendisi ve dostları anlatmaktadır
Türkçe'yi bütün nüansları ve zenginliği ile bilen Akif'in yurt içinde ve dışında yaptığı seyahatler ve sürekli sanatçı aydın bir çevre içinde olması O'nun birikimine ciddi katkılarda bulunmuştur

alıntı

__________________
Hakan Guven®
Alıntı Yaparak Cevapla