01-21-2008
|
#1
|
[KAPLAN]
|
Bir Dostu Uyandırmak
 Bir dostu uyandırmak (Karlı bir gece vakti)  
Geçmişinden başka övünülecek hiçbir şeyi kalmadığı için sadece onu anlatan huysuz ihtiyarlara benziyoruz artık Anlattıklarımızın yeni nesle “Masal” gibi geldiğinin ve giderek dikkate dahi alınmadığının da farkında değiliz üstelik Konuşuyor ha konuşuyor, anlatıyor ha anlatıyoruz Bir an “Dur” verip kafamızı kaldırabilsek acı gerçekle yüzleşeceğiz aslında : Artık bizi dinleyen kimse kalmadı! 
*
Trabzonspor, son yıllarda hiç bu kadar küçülmemiş, hiç bu kadar zavallılaşmamış, hiç bu kadar acziyet içinde kalmamıştı Lafı, “Bütün bunların sebebi, futbol takımının sahada aldığı kötü sonuçlardır” demeye getireceğimi zannediyorsanız çok yanılırsınız 
Trabzonspor, futbol takımı olarak sahada sürünüyorsa, “Kulüp” olarak küçüldüğü içindir, camia olarak kabuğuna çekildiği içindir, yönetim anlamında –bırakın iyi idare edilmemeyi – ihanete uğradığını düşündürtecek kadar yanlış adımlar atıldığı içindir 
*
Geçmişinizin muhasebesini yapmadan geleceğinize yön veremezsiniz Tarihinizi sadece bir “Övgü” kitabı haline getirip kahramanlık hikâyeleriyle süslenen masallarınızın arasına, bu kulübün, bugün düştüğü çukura giden yoldaki dönüm noktalarını koymak zorundasınız Ne tamamen övgüden ve ne de tamamen sövgüden ibaret literatürünüzü değiştirmek ve sağlıklı bir planlama için tüm objektifliğinizle ayna karşısına geçip yüzleşmeniz gerekiyor Neyle mi? Trabzonspor gerçekleriyle elbette 
*
Basit bir soruyla başlayalım muhasebeye Trabzonspor camiası başarıyı ne kadar hak ediyor? Trabzonspor’un misyonunun farkında olup, bunu gerçekleştirebilecek vizyona sahip, hem bilgili, hem ilgili ve hem de kulübün kasasını kendi namusu gibi bellemiş insanlardan kurulu bir yönetim kadrosunu hak ediyor mu bu camia?
Çoğunluğu oluşturmasa bile, “Çok sesi çıkan” birinciliğini kimseye kaptırmayıp, tek derdi bedava bilet kapma olan bazı taraftar grupları ile mi hak ediyor? Kendine yakın hissetmediğine muhalif kalıp, azıcık göz kırpana cilve yapmaya başlayan muhalefet kanadıyla mı hak ediyor? Dişine göre bulduğuna aslan kesilen ancak kulübü batma noktasına kadar getirenlere karşı kedi kadar miyavlayamayan camia büyükleri ile mi hak ediyor? Göreve gelene kadar herkesin yüzüne gülen, koltuğu kaptığı andan itibaren de “Benden iyi bilen mi var?” diyebilecek kadar zavallılaşan yöneticileri ile mi hak ediyor? Tüm bu namussuzluklar karşısında pusup, sesini çıkartamayacak kadar korkan insanları ile mi hak ediyor? Zavallı bir piyona karşı otuz bin kişi ile yürümeyi akıl edip de kulübü batıranların üstüne bir adım bile atamayan koca (!) camiası ile mi hak ediyor?
*
Trabzonspor başarıyı neden hak ediyor biliyor musunuz? Yukarıda yazılan cümlelerden herhangi birini dahi üstüne alınan namussuzları içinde barındıran bir camia olmasına rağmen, uğruna intihar etmeyi göze alacak kadar yürekli gençlerin sevgisini kazandığı için En büyük tenekenin tam yirmi dört senedir ucundan tutmamasına rağmen, O’nu, hiçbir karşılık beklemeden sevenlerin sayısı çığ gibi çoğaldığı için
*
Ey, bugüne gelmemizde pay sahibi olan herkes! O çığı oluşturan gencecik yüreklerin içine akıttığı damlalardan oluşacak sel boğacak sizi Sahadan her boynu bükük ayrılışımızda, tırnakları sökülürmüşçesine boğazlarını yırtıp boşluğa bıraktıkları “Ah”lar bulacak her birinizi 
Trabzonspor elbette daim kalacak, nerede olursa olsun Çünkü en sıcak, en karşılıksız, en verici olarak, bir ana gibi, bir toprak gibi, o gencecik fidanların yüreğinde yatağının hazır olduğunu bilecek Ama sizler, ahhh sizler, o tertemiz kalplerde dahi bir gram ışık bulamayacaksınız kendiniz için “Çıkınında güneşler taşıyanlar”, “Halkı suvarmak için saçlarında bin ırmak besleyenler” var ya, işte onlar boğacak sizi
Kendi pis denizinizde boğulmak için daha önce davranmazsanız tabi 
22 01 2008
ESBAB – I TAHRİÇ
Av Yusuf Reha ALP
* Başlık, İsmet Özel’in bir şiirinin adıdır
|
|
|