01-19-2008
|
#1
|
black_R-O-S-E
|
Bana, Vermekten Bahset...
Bana,Vermekten bahset               
"sahip olduklarınızdan verdiğinizde,
çok az şey vermiş olursunuz;
gerçek veriş, kendinizden vermektir
çünkü sahip olduklarınız, yarın ihtiyacınız olabilir
diye saklayıp koruduğunuz şeylerden ibaret değil mi?
ve ihtiyaç korkusu da, ihtiyaçtan başka birşey değil midir?
kuyunuz tamamen doluyken susuzluktan korkmak,
tatmin olamayan bir susuzluk göstermez mi?
çok fazla şeye sahip olup, çok az verenler, bunu
gösteriş isteyen gizli arzuları için yaparlar,
ki bu da armağanlarını yararsız kılar
ve bazıları vardır ki, çok az şeye sahiptirler ve hepsini verirler
bunlar hayata ve hayatın definesine inananlardır,
ve kasaları hiç boş kalmaz
bazıları sevinçle verirler, bu sevinç onların ödülüdür
bazıları ise ıstırap içinde verirler ve bu acı onların vaftizidir
ve bazıları vardır ki, ne vermenin acısını hissederler,
ne sevinç ararlar, ne de bir erdemlilik düşüncesi taşırlar;
onlar, şu vadideki mersin ağacının kokusunu salısı gibi verirler
istendigi zaman vermek güzel bir davranış olabilir; fakat
istenmeden, ihtiyacı hissederek vermek çok daha anlamlıdır
ve cömert olan için, verecek kimseyi aramak, veriş olayından daha fazla sevinç getirir
vermekten alıkoyacağınız herhangi bir şey olabilir mi?
sahip olduğunuz her şey bir gün verilecektir
öyleyse şimdi verin ve vermenin hazzını mirasçılarınız değil siz yaşayın
çoğunlukla şöyle dersiniz:
'vereceğim, ama hak edeni bulabilirsem '
ne koruluktaki meyve ağaçları böyle düşünür, ne de çayırdaki sürüler
onlar, saklandığında çürüyecek olanı, yaşayabilsin diye verirler
herhalde kendisine günler ve geceler verilmesini hak eden
bir kişi, sizden gelebilecek şeyleri de hak eder
ve hayat okyanusundan içmeye hak kazanmış bir insan,
sizin küçük ırmağınızdan da bir bardak su alabilir
faydasından öte, kabul etmenin gerektirdiği cesaretten ve
güvenden daha büyük bir değer var mıdır?
önce kendinizi vermeye hak kazanmış ve verme olayında bir aracı olarak görün
çünkü gerçekte herşeyi veren hayattır ve siz kendinizi bir verici olarak belirlediğinizde,
sadece bir tanık olduğunuzu unutuyorsunuz
ve siz alıcılarr, ki hepiniz bu gruba dahilsiniz,ne kendinize
ne de size verene bir boyunduruk yüklememek için,
hiç bir minnet hissi taşımayın
bunun yerine, armağanları kanat yaparak, verenle beraber yükselin;
çünkü borcunuzu gereğinden fazla abartmak, annesi özgür yürekli dünya, babası evren olan cömertlik olgusundan şüphe etmek demektir  "
Khalil Gibran
|
|
|