Yalnız Mesajı Göster

Cevap : =>İslami Sözlük

Eski 01-04-2008   #252
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : =>İslami Sözlük




DUHÂN

Duhân; lügatta, "duman" anlamındadır Terim olarak iki anlamı vardır: 1) Duhân, Kur'ân-ı Kerîm'in 44 sûresinin adıdır Sözkonusu sûrenin onuncu âyetinde duhân (duman)dan bahsedildiği için bu adı almıştır 2) Duhân (duman), "Kıyâmet alâmetlerinden biri"dir Hz Peygamber (sas) bir hadiste; "On alâmet zuhur etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır: Doğuda bir yer batması, batıda bir yer batması, Arap yarımadasında bir yer batması, duman, Deccâl,* Dâbbetü'l-Arz,* Ye'cûc ve Me'cûc*, güneşin battığı yerden doğması ve Aden toprağının sonundan (Yemen'den) bir ateş çıkarak insanları haşrolacakları yere sürmesi" buyurmuştur (Müslim, Fiten, 39, 40,128, 129; Ebû Dâvûd Melâhim, 12; Tirmizî, Fiten, 21; İbn Mâce, Fiten, 25, 28)
Duhân sûresinin "Göğün, insanları bürüyecek ve gözle görülecek bir duman çıkaracağı günü bekle; bu, can yakan bir azabdır" (10-11) âyetlerinde zikredilen dumanın, bazı âlimler, kıyâmet kopmadan önce zuhur edecek kıyâmet alâmetlerinden birisi olduğunu söylemişlerdir Rivâyete göre bu duman kâfirlerin kulaklarından girecek, başları kebaba dönecek; müminlerin de hâli nezleye yakalanmışa dönecek, bütün yeryüzü bacasız bir fırın gibi kızacaktır (Nesefî, Medârik, Beyrut, (ty), IV,128) Ashâbdan İbn Abbâs, İbn Ömer ve Zeyd b Ali'nin rivâyetleri bu dumanın kıyâmete yakın çıkacağı tarzındadır (Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Terc ve Şerhi, İstanbul 1980, XI, 198)
Abdullâh b Mes'ûd'dan gelen rivâyet ise şöyledir: Rasûlullah (sas), Kureyş'in kendisine şiddetle isyanını görünce: "Yarab! Yusuf'un yedi (yılı) gibi onlara da yedi (yıl kıtlık) vermek suretiyle bana yardım et" diye dua etmişti Onları bir kıtlık yakaladı Birçokları açlıktan öldü Derileri, ölü etlerini ve kemikleri yediler Yerle-gök arasını herkes açlıktan duman gibi görüyordu Nihayet Ebû Süfyân Hz Peygamber'e gelerek dedi ki: "Yâ Muhammed! Sen bize akrabayı gözetmemizi emrediyorsun Halbuki kavmin açlıktan ve kıtlıktan helâk oldu Allah'a dua et de onlardan bu belâyı kaldırsın" Bunun üzerine Hz Peygamber dua etti, kıtlık geçti Bol yağmura kavuştular Refâha kavuşunca yine eski inançsızlık ve isyankârlık hallerine döndüler Bunun üzerine Duhân sûresinin 10-16 âyetleri indi (Buhârî, İstiskâ, 2; Tefsîru Sûre 30/1; Tefsîru Sûre 44/5-6; Müslim, Münâfikîn, 39, 40)
Duhân sûresinde geçen duman gerçek duman olmayıp, Hz Peygamber'e isyân eden Mekke müşriklerinin Hz Peygamber'in duası neticesinde açlığa marûz kalıp etrafı duman şeklinde görmeleridir Veya bu duman, kıyametten önce zuhur edecek olan kıyâmet alâmetlerinden biridir Yahut da, Cehennem'in dumanıdır (el-Aynî, Umdetü'l-Kârî, Beyrut, (ty), VII, 29)

DÛMETÜ'L-CENDEL OLAYI

Dûmetü'l-Cendel, Tebük'e yakın, Şam'a beş gecelik mesafede bir yerdir Hz Peygamber Şam'da hristiyan Araplar'ın ve Bizans imparatoru Herakleios'un desteklediği Rum askerlerinin Medîne'ye saldırı için hazırlık yaptıklarını öğrenince, onlardan önce davrandı ve otuz bin kişilik bir İslâm ordusu ile hicretin dokuzuncu yılında Tebük'e kadar geldi Gerek Rum'dan ve gerekse Araplar'dan bir hareket görülmeyince orada durdu Ayrıca Şam'da bulaşıcı tâûn (veba) hastalığının bulunduğu haberi de gelmişti Allah Rasûlü, ashabı ile istişare ederek bir süre Tebük'te kaldı
İşte Hz Peygamber Tebük'te bulunduğu sırada Hâlid b Velid (ö 21/641)'i çağırdı ve yanına dörtyüz atlı asker verip, kendisini Dûmetü'l-Cendel'de bulunan Ükeydir b Abdilmelik'e gönderdi Ükeydir Kindeliler'den olup, onların kralı idi Ve hristiyandı Halid, emrindeki güçlerle birlikte gece vakti Ükeydir'in kalesine yaklaştı Ükeydir o sırada bazı adamlariyle birlikte yaban sığırı avlamak amaciyle kale dışına çıkmıştı Hz Hâlid ve adamları Ükeydir'e saldırıp, onu yakaladılar Kardeşi Hassan çarpışmaya devam etmek isteyince öldürüldü Diğerleri kaçıp kaleye girdiler (İbn Hişam, Sîre, Beyrut 1391/1971, IV,161,170; İbn Sa'd, Tabakât, Beyrut 1376/1957, II, 165, 167; Vâkidî, Kitabü'l-Meğâzî, Kahire 1965, III, 1025, 1026, 1027, 1031; et-Tevbe, 9/117; Buhârî, Câmiu's-Sahîh, İstanbul, Âmire 1329, V, 128; Ahmed b Hanbel, Müsned, IV, 75, VI, 387; Dâre Kutnî, IV, 195-196)
Hâlid b Velid ile Ükeydir arasında kale halkının durumu ile ilgili olarak yapılan anlaşmaya göre, Hâlid'e, 1) İki bin deve, 2) Sekiz yüz at, 3) Dört yüz zırh gömlek, 4) Dört yüz mızrak, verilecek; 5) Ükeydir'le kardeşi Mudad, Hz Peygamber'e kadar götürülüp, haklarında orada hüküm verilecekti (Vâkidî, Meğâzî, III, 1027; İbn Sa'd, Tabakât, II,166) Ükeydir, kardeşi ve ganîmetler Tebük'e getirildi Hz Peygamber ganîmetlerin beşte birini beytü'l-mâl için ayırdıktan sonra, beşte dördünü mücahidler arasında bölüştürdü
Rasûlullah (sas) Ükeydir'le kardeşini İslâm'a davet etti Fakat yanaşmadılar, cizye ödemeye razı oldular Kendileri serbest bırakıldı Onlara emân ve sulh maddeleri ihtiva eden bir yazı verildi Ükeydir Tebük'ten tekrar Dûmetü'l-Cendel'e döndü (Vâkîdî, Meğâzî,III,1030; İbn Hişam, Sîre, IV, 170) Dûmetü'l-Cendel akar suyu, hurmalık ve ekinleri bulunan, büyük bir panayır ve ticaret merkezi idi Arap kabilelerinin birer birer müslüman olduklarını görünce, Dûmeliler, Hz Peygamber'den korkmaya başlamışlardı Ancak bu olaydan sonra da İslâm'a girmek yerine cizye ödemeyi tercih ettiler


__________________
Alıntı Yaparak Cevapla