Yalnız Mesajı Göster

Cevap : =>İslami Sözlük

Eski 01-04-2008   #190
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : =>İslami Sözlük




GARİB HADİS

Senedinin bir veya birkaç tabakasında râvî adedi bire düşen hadis Garib lugatte; yabancı, yurdundan uzakta tek başına kalmış kimse anlamına gelir:
Istılahta; Sikalardan, zayıf râvilerle beraber sadece bir sikanın rivayet etmesi, herkes bir hadisi aynı şekilde rivayet ederken bir râvinin biraz farklı rivayet etmesinden dolayı hususilik arzeden hadis Hadisçiler "Garib" deyince bu manayı kastederler Garib hadis sened ve metninin durumuna göre sahih, hasen ve zayıf olabilir Garib hadisler isnâdıyla garib, metniyle garib olmak üzere ikiye ayrılır İsnâdiyle Garib metni bir veya birkaç râvi tarafından rivâyet edilmekle meşhur iken sonradan bir râvinin bunlardan başka bir kimseden tek başına rivayet ettiği hadistir
Metniyle, Garib; içindeki râvileri birbirlerinden rivâyetle meşhur bir sened olmakla beraber metni yalnız bu senedle nakledilmiş olan hadis
Bir hadis ilk tabakalarda garib olup sonraki tabakalarda bir çok râviler tarafından rivâyet edilip meşhur olursa bu çeşit hadislerce de Garib meşhur hadisler denilir Meselâ; Hz Ömer (ra)'ın Hz Peygamber (sas)'den rivâyet ettiği "Âmeller ancak niyetlere göredir" (Müslim, imâret,155) hadisi meşhur garibtir Bu hadisi Hz Ömer'den sadece Hikâme b Vakkâs
Hikâme'den Muhammed b İbrâhim, Muhammed'ten sadece Yahya b Sa'd el-Ensârî rivâyet etmiştir Yahya'dan ise birçok râvi rivayet temiz ve hadis meşhur olmuştur
Hadis metinlerinde az kullanılan, anlaşılması güç kelimeleri, ifade etmek için de "garibu'l-hadîs, terimi kullanılmıştır Hadislerin garib kelimelerini açıklamak için de eserler yazılmıştır İbnü'l-Esîr'in "en-Nihâye fi Garîbi'l-Hadis ve'l-Eser" isimli eseri ile Zemahşerî'nin el-Fâik fî Garîbi'l-Hadis isimli eseri bu eserlerin en meşhur olanlarındandır
Hadisçiler hadislerin isnâd ve metinlerinin garib olanlarının aranmasını hoş karşılamamışlar İnsanların ilgisini çekme nadir şeylere sahipmiş gibi gözükmek için garib haberler öğrenenleri tenkid etmişlerdir Sözgelimi Ahmed b Hanbel, "Garib hadisleri yazmayınız, çünkü onlar menâkirdir (kötü şeyler) ve çoğu zayıf râvilerden gelmedir" demiş, Malik b Enes de, "İlmin şerrinin garib, hayrının da halk tarafından rivâyet edilen zahir" olduğunu ileri sürmüştür Abdurrezzak, "Biz garib hadisin hayır olduğunu sanırdık, halbuki o şer imiş" derken, Ebu Yusuf da, "Dini kelâm ile arayan zındıklaşır, hadisin garibini arayan yalancı olur" demiştir
Garib hadisler Ahad haberlerin kısımlarındandır Bir haberi Ahad olan Garib hadisin Hüccet olup olmayacağı tartışılagelmiştir Çünkü bu terim, tarih içinde çok farklı anlamlar ifade etmiş, farklı değerlendirmelere tabi tutulmuştur (bk Ahâd haber)
Haber-i âhâdın hüccet olamayacağına ilk olarak Mu'tezile bilginleri öne sürmüşlerdir Fakat onlar bu terimden bir kişinin bir kişiden yaptığı rivâyeti anlamakta idiler Nitekim Mu'tezile'nin tanınmış imamlarından, el-Hayyât "el-İntisaâr" isimli eserinde bunu açıkça ifade ederek şöyle demiştir:
"Biz adil bir kimsenin haberinin hüccet olarak kullanılabileceğini kabul etmiyoruz" Görüldüğü gibi burada sözkonusu edilen âhâd haber, sonraki dönemlerde garib hadis olarak adlandırılan haber ile eş anlamlıdır
Âhâd haberin hüccet olup olmayacağı konusu ve hüccet olmasının şartları müctehid imamlar arasında ihtilaflıdır
Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta haberin geliş şekil veya adlandırılışı değil, onun sahih olup olmadığıdır Sıhhati kesinlik kazanmış bir hadisin sırf âhâd haber olması nedeniyle reddedilmesi, hüccet kabul edilmemesi anlaşılabilir bir tavır olmaktan uzaktır

GÂSIB

Başkasının mülkiyetinde olan birşeyi haksız yere ve göz göre göre kendi mülkiyetine geçiren kimse anlamında bir fıkıh terimi Gasbedilen mala "mağsûb", asıl mülk sahibine de "mağsûbun minh", bu olaya ise "gasp"* denir
Gasp, Kur'an, sünnet ve icmâ ile yasaklanmıştır Kur'an'da şöyle buyurulmaktadır: "Ey inananlar, mallarınızı aranızda bâtılla (haksız yere) yemeyin Kendi rızanızla yaptığınız ticaret olursa başka" (en-Nisâ, 4/29)
Hadîs-i şerifte ise şöyle buyurulmaktadır: "Kendi rızası olmadıkça bir müslümanın malı başkasına helâl olmaz" (Ahmed b Hanbel, Müsned, V, 22)
Hırsızlığın gasbdan farkı, gizli yapılmasıdır Bu sebeple ayrı bir statüye tabidir
Gâsıb kişi gasbettiği malı, o mala verdiği zararları ve sözkonusu malı mülkiyetinde bulundurduğu müddet içerisinde o malın sağladığı gelir ve kazancı asıl hak sahibine geri vermekle mükelleftir Gasbettiği mal onun tasarrufundayken helâk olmuşsa, ya onun benzerini ya da bedelini öder Çünkü yüce Allah, "Kim size saldırırsa, onun size saldırdığı kadar siz de ona saldırın" buyurmaktadır (el-Bakara, 2/ 194)
Başkasına ait olan birşeyi alanın gâsıb sayılabilmesi için gasbedilen şeyin mütekavvim mal olması gerekir Meselâ domuz, içki gibi şeyler, müslümanlar tarafından mülk edinilemezler Bu sebeple bunları gasbeden gâsıb sayılamaz Ancak bu gibi şeyler, hristiyanlar tarafından mülk edinilebildikleri için müslüman biri, bir hristiyanın bu tür mallarını gasbedecek olursa, değerlerini geri ödemekle mükelleftir



__________________
Alıntı Yaparak Cevapla