Yalnız Mesajı Göster

Cevap : =>İslami Sözlük

Eski 01-04-2008   #168
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : =>İslami Sözlük




HÂLİDİYYE:
Evliyânın büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin tasavvuftaki yolu Nakşibendiyye yolunun bir kolu olan Hâlidiyye yolu daha çok Anadolu, Irak ve Sûriye taraflarında yayılmıştır
Hâlidiyye yolunun büyüğü olan Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri; "Bizim büyüklerimizin yolunda tasavvuf, İslâm dîninin emirlerini yapmak içindir Ama tasavvufu hakkıyla yapmak da herkesin işi değildir Bu yolun büyükleri kendilerine bağlı olanlardan gâfil değildirler Hangi şekilde olursa olsun bu büyüklere bağlılık büyük nîmettir" buyurdu




HALÎFE:
Birinin yerine geçen
1 Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) vekîlî ve yeryüzündeki bütün müslümanların reîsi (başı)
Allahü teâlâdan istedim ki, benden sonraAli halîfe olsun Melekler dedi ki: "Yâ Muhammed! Allahü teâlânın dilediği olur Senden sonra halîfe, Ebû Bekr-i Sıddîk'tır (Hadîs-i şerîf-Gunyet-üt-Tâlibîn)
Peygamber efendimiz, hazret-i Muâviye'ye; " Halîfe olduğun zaman, yumuşak ol veya güzel idâre et!" buyurdu (Hadîs-i şerîf-İzâlet-ül-Hafâ)
Peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed Mustafâ'dan sonra müslümanların halîfesi, müslümanların reîsi Ebû Bekr-i Sıddîk'tır Ondan sonra halîfe, Ömer-ül-Fârûk'tur Ondan sonra Osmân-ı Zinnûreyn, ondan sonra Ali bin Ebî Tâlib'dir (radıyallahü anhüm) B u dördünün üstünlük sıraları, halîfelik sıraları gibidir (Bkz Hilâfet) (Ömer Nesefî)
2 Bir tasavvuf büyüğünün yetiştirip, hayâtında veya vefâtından sonra insanları terbiye etmek ve talebe yetiştirmekle vazîfelendirdiği talebesi
İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin halîfelerinden Muhammed Ma'sûm hazretleri şöyle buyurdu:
"Dünyâ hayâtı gâyet kısadır Ebedî saâdete kavuşmak, dünyâ hayâtına bağlıdır Saâdetli kimse; bu kısa dünyâ hayâtındaki fırsatı ganîmet bilip, âhirette kurtuluşa sebep olacak işleri yapan ve âhiret azığını hazırlayandır" (Mektûbât-ı Ma'sûmiyye)

Halîfe-i Âdile:
Halîfe olacağı, âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfin işâreti ile anlaşılan halîfe Hazret-i Ebû Bekr'in halîfeliği böyledir

Halîfe-i Câbire:
Halîfeliği kuvvet zoru ile ele geçiren

Halîfe-i Râşide:
İnsanlara, İslâm dînini anlatma vazîfesini Peygamber efendimiz gibi yapan ve âyet-i kerîmelerde veya hadîs-i şerîflerde halîfe olacağı işâret olunan halîfe Buna, Halîfe-i âdile de denir (Bkz Hulefâ-i Râşidîn)




HALÎL:
Dost
Kelime-i tevhîdi (Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah sözünü) çok söyleyenlerde, Allahü teâlâya karşı fevkalâde sevgi hâsıl olmaktadır Artık o, Allahü teâlânın halîlidir Her kim, nefsinin boş arzularından sıyrılırsa, artık onda, Allahü teâlâdan başkasına bağlılığa yer kalmaz (İmâm-ı Süyûtî)



HALÎLULLAH:
Allahü teâlânın dostu mânâsına İbrâhim aleyhisselâmın lakabı Halîlürrahmân da denir
İbrâhim aleyhisselâm Halîlullah'tır Çünkü, bunun kalbinde, Allah sevgisinden başka hiçbir mahlûkun (yaratılmışın) sevgisi yoktu (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Halîlullah İbrâhim aleyhisselâm, kendi kavmine, Allah'tan başka şeylere tapınmanın yanlış olduğunu pek güzel bildirdi Müşrikliğe (Allah'a eş, ortak koşmağa) yol açacak kapıların hepsini kapadı (Ahmed Fârûkî)
İbrâhim Halîlullah, sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın ecdâdındandır, yâni Efendimizin mübarek, pak, temiz soyu ona dayanır (İbn-i Hişâm)
İbrâhim Halîlullah, Habîbullah'ın yâni Resûlullah efendimizin ümmetinden olmayı temennî buyurmuştur (İmâm-ı Rabbânî)


HALÎM (El-Halîm):
1 Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden) Hep hilm sâhibi olan; günâh işleyenlerin, günâh işlemelerini ve emirlerine muhâlefetlerini, karşı geldiklerini gördüğü hâlde gazablanmaya ve onları cezâlandırmaya gücü yettiği hâlde, acele e tmeyen Allahü teâlâ kullarına cezâ vermekte acele etmez fakat ihmâl de etmez
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki: Bilin ki, Allahü teâlâ mağfiret edicidir (bağışlayıcıdır), Halîm'dir (Bekara sûresi: 235)
Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem sıkıntılı zamanlarında; " Azîm, Halîm olan Allah'tan başka ilâh yoktur Büyük arşın Rabbi olan Allah'tan başka ilâh yoktur" buyururlardı (İmâm-ı Müslim)
El-Halîm ism-i şerîfini okuyan denizde ise boğulmaktan, bir vâsıtada ise helâk olmaktan kurtulur (Yûsuf Nebhânî)
2 Yumuşak, sertlik göstermeyen, kızmayan kimse
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
İbrâhim (aleyhisselâm) Allahü teâlâdan çok korktuğu için çok âh ederdi Halîm idi ( Tevbe sûresi: 114)
Allahü teâlâ halîm, iffetli kimseyi sever; çirkin şeyler konuşan, ısrarla halktan bir şey isteyen kimseye gazab eder (Hadîs-i şerîf-Taberânî)
Halîm kimse, gadaba sebeb olan şeyler karşısında kızmaz, heyecâna gelmez Korkak olan, kendine zarar verir Gadablı kimse ise, hem kendine, hem başkalarına zarar verir (Hâdimî)




HÂLİS:
Saf, temiz, hîlesiz, katkısız Menfaat düşüncesi karışmadan sırf Allah için olan, riya ve gösteriş bulunmayan
İbâdetin kabûl olması için niyyetin hâlis olması lâzımdır ( Ali bin Emrullah)
Bir kimse başkalarının görmesi için ibâdet eder veya başkasının görmesi de hoşuna giderse veya ibâdetinde başkasından bir karşılık beklerse, o kimse hâlis olmaz (MHâdimî)
Allah sevgisini hâlis olarak tadanı; bu sevgi, dünyâyı istemekten alıkoyar ve bütün insanlardan uzaklaştırır (Hazret-i Ebû Bekr)
Ey nefs! Hâlis ol ki kurtulasın! (Ma'rûf-i Kerhî)



HALK:
1 Yaratmak, yoktan var etmek
Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki:
Biz insanı en güzel biçimde halk ettik (Tîn sûresi: 4)
O (Allahü teâlâ), hanginizin daha güzel amel (ve hareket) edeceğini (hakkınızda) imtihan etmek için ölümü ve hayâtı halk edendir ( Mülk sûresi: 2)
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden halk ettik Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabîlelere ayırdık (Hucurât sûresi: 13)
Biz inanıyoruz ki, Allahü teâlâ sonsuz kudret (güç, kuvvet) sâhibidir Yedi kat yerleri ve gökleri halk etmesi ile bir karıncayı halk etmesi O'na göre aynıdır Allahü teâlânın halk etmesi mümkün olmayan hiçbir şey yoktur (Harputlu İshâk Efendi)
Allahü teâlâ her şeyi bir sebeb ile halk etmektedir Âdet-i İlâhiyyesi böyledir (Muhammed Hâdimî)
2 Mahluk, yaratılmış, insan topluluğu
Halkı dara düşürmek, sıkıştırmak ve incitmek haramdır ( İmâm-ı Rabbânî)
Halk ile konuşmalar yumuşak ve tatlı olmalıdır Hiç kimseye sertlik göstermemelidir Halka hizmet, zikr (Allahü teâlâyı anmak ile meşgul olmak)den efdâldir (daha fazîletlidir, daha sevaptır) (İmâm-ı Rabbânî)




__________________
Alıntı Yaparak Cevapla