gülgüzeli
|
Cevap : =>İslami Sözlük
İNSAN:
Rûh ve bedenden meydana gelen akıl sâhibi varlık
Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:
Biz insanı muhakkak ki çamurun özünden yarattık Sonra Âdem'in neslini sağlam bir yerde (rahimde) döllenmiş yumurta yaptık Sonra o nutfeyi kan pıhtısı hâline getirdik Ondan sonra kan pıhtısını bir parça et yaptık; o et parçasını da kemikler hâline çevirdik Sonra ona başka bir yaratılış (rûh) verdik Bak ki, şekil verenlerin en güzeli olan Allahü teâlânın şânı ne kadar yücedir (Mü'minûn sûresi: 12-14)
Cinleri ve insanları yalnız beni tanımaları, bana ibâdet etmeleri için yarattım (Zâriyât sûresi: 56)
İnsanın hayırlısı haramlardan sakınan, akrabâyı ziyâret eden ve emr-i ma'rûf ve nehy-i münker edendir (Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yayandır ) (Hadîs-i şerif-Mektûbât-ı Ma'sûmiyye)
İnsanın sevmesi ve buğz etmesi, vermesi ve vermemesi Allah için olursa, îmânı kâmil (tam, olgun) olmuştur (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Ma'sûmiyye)
İnsanın yaratılmasından maksat, yağlı ve lezzetli yiyecekler, güzel ve nefis elbiseler, mal ve mülk toplamak, nîmetlenmek, oyun ve eğlence değildir Onun yaratılmasından maksât, Allahü teâlâya kulluk etmek, O'na karşı gönlü kırık, boynu bükük olmak v e yalvarmak içindir (İmâm-ı Rabbânî) Şu insan dedikleri el ayakla baş değil İnsan rûha denilir, surat ile kaş değil
(M Sıddîk bin Saîd)
İnsan-ı Kâmil:
Kemâle ermiş, olgun insan İslâmiyet'in emrettiği bütün emirleri yapan, yasaklardan sakınan, Peygamber efendimizin güzel ahlâkıyla ahlâklanan, hareketleri ve sözleri hep Allahü teâlânın ilhâmı ile olan üstün insan
Doğruyu tanı, doğru ol! İnsan-ı kâmilin her işi, düşünceleri, sözleri, ahlâkı, Resûlullah'a tam uygun olur Çünkü bütün seâdetlere, iyiliklere O'na uymakla kavuşulur O'na uymak, İslâmiyet'e yapışmak demektir (Muhammed bin Muhammed Endülüsî)
İnsan Sûresi:
Kur'ân-ı kerîmin yetmiş altıncı sûresi (Bkz Dehr Sûresi)
İNŞÂALLAH:
Her zaman Allahü teâlânın adını anmağa alışmak ve Allahü teâlâ dilerse olur mânâsına bütün işlerini Allahü teâlânın dilemesine havâle etmek için söylenen söz
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Bir şeyi yarın yapmağa azmettiğin, karar verdiğin zaman, onu yarın yaparım deme İnşâallah yarın yaparım de! (Kehf sûresi: 23, 24)
Ey mü'minler! Elbette gelecek yıl, inşâallah, Mescid-i Harâm'a girersiniz ( Feth sûresi: 27)
Allahü teâlâ onların Mescid-i Harâm'a gireceklerini dilemiş ve bunu biliyordu Fakat kullarına öğretmek için inşâallah buyurmuştur Nitekim Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem de kabirdekilere kavuşacağını kesin olarak bildiği hâlde, meza rlığa uğradığında; "Esselâmü aleyküm yâ ehle dâr-il-kavmil-mü'minîn ve innâ inşâallahü an karîbin biküm lâhıkûn: Ey mü'minler diyârı! Size selam olsun İnşâallah biz de size yakında kavuşacağız" buyurarak ilâhî emre uyarak inşâallah demiştir (İmâm-ı Gazâlî)
İNŞİKÂK SÛRESİ:
Kur'ân-ı kerîmin seksen dördüncü sûresi
İnşikâk sûresi Mekke'de nâzil oldu (indi) Yirmi beş âyet-i kerîmedir Göğün yarılmasından bahsedildiğinden, Sûret-ül-İnşikak denilmiştir Sûre, amel defterlerinin kıyâmette sâhiplerine gösterileceğini bildirmektedir (İbn-i Abbâs, Taberî, Ebû Hayyân)
Allahü teâlâ İnşikâk sûresinde meâlen buyuruyor ki:
Îmân edip sâlih amel işleyenler için, arkası kesilmeyen bir mükâfât vardır (Âyet: 25)
Kim İnşikâk sûresini okursa, kıyâmet günü amel defterinin arkasından verilmesinden Allahü teâlâ onu muhâfaza eder (korur) (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
İNŞİRÂH SÛRESİ:
Kur'ân-ı kerîmin doksan dördüncü sûresi
İnşirâh sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi) Sekiz âyet-i kerîmedir Resûl-i ekremin kalbinin açılma hâdisesine işâret edildiğinden, Sûret-ül-inşirâh denilmiştir İnsanoğlunun hayâtı ve çalışmanın esas olduğu bildirilmektedir (İbn-i Abbâs, Râzî, Taberî)
Allahü teâlâ İnşirâh sûresinde meâlen buyurdu ki:
(Ey Resûlüm!) Senin için, senin zikrini yükselttik (Âyet: 4)
Kim İnşirâh sûresini okursa, sanki ben elemli iken bana gelip, beni ferahlandırmış gibi olur (Hadîs-i şerîf-Envâr-üt-Tenzîl ve Esrâr-üt-Te'vîl)
İNTİHÂR:
Kendini öldürme
Bir kimse bir demirle intihâr etse, Cehennem'de ebedî olarak demiri elinde karnını dürter durur Bir kimse zehir içerek intihâr etse, Cehennem'de ebedî olarak onu içer durur Bir kimse de kendisini uçurumdan atarak intihâr etse, Cehennem'de ebedî kendini atar durur (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)
İntihâr eden kimse hemen ölse bile, yıkanır ve namazı kılınır (İbn-i Âbidîn)
Malını, mevkiini kaybettiği için veya düşman eline esir düştüğü için intihâr eden ahmaklarda şecâat (yiğitlik) değil korkaklık vardır (Muhammed Hâdimî)
__________________
|