Yalnız Mesajı Göster

Cevap : =>İslami Sözlük

Eski 01-03-2008   #109
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : =>İslami Sözlük




KABRİSTÂN:
Mezarlık, ölülerin gömüldüğü yer
Kabristâna giren kimse, Yâsîn sûresini okursa, o gün meyyitlerin azâbları hafifler Meyyitlerin sayısı kadar, ona da sevâb verilir (Hadîs-i şerîf-Habl-ül-Metîn)
Bir kimse, kabristândan geçerken on bir kerre İhlâs sûresini okuyup, sevâbını meyyitlere hediye ederse, kendisine ölüler adedince sevâb verilir (Hadîs-i şerîf-Habl-ül-Metîn)
Dünyâ gamından, nefsin sıkıştırmasından hafifleyip kurtulmak istiyorsanız, kabristanları sık sık ziyâret ediniz (Hacı Bayram-ı Velî)

KABÛL:
Almak, râzı olmak Alış-veriş, kirâlama, nikâh gibi sözleşmelerde yapılan teklife rızâ göstermek
Bir kimse birisine, falan malını bana şu kadar liraya sat diye yazıp, o da, o malı sattım diye cevap yazsa, alış veriş sahîh, geçerli olmaz Birincisinin kabul ettim diye tekrar yazması lâzımdır (Kayseri Müftîsi Mes'ûd Efendi)
Bir kimse Zeyd'e ve Amr'e şu malımı size 10 bin liraya sattım dese, yalnız Zeyd kabûl etse alış veriş sahîh geçerli olmaz (Abdürrahîm Efendi)

KABZ:
Teslim almak
Küçük çocuğa yapılan bağışı, kendisi, anası veya velîsi kabz edebilir (Abdullah-ı Mûsulî)
Hibe (karşılıksız bağışlanan ve hediyye edilen mal) kabz edilince mülk olur Satın alınan mal ise söz kesilince, kabz edilmeden evvel mülk olur (Ali Haydar Efendi)

Kabz ve Bast:
Tasavvuf yolunda ilerleyenlerde görülen sıkıntı ve ferahlık
Kabz (sıkıntı, daralma) ve bast (ferahlık ve genişlik) insanı uçuran iki kanat gibidir Kabz hâli gelince üzülmeyiniz Bast sâhibi olunca da sevinmeyiniz (İmâm-ı Rabbânî)
Hâllerin değişik olması mahlûkların sıfatıdır, özelliğidir Temkîne yâni hâllerin değişmemesine kavuşanlar da, az da olsa değişiklikten kurtulamaz İnsan kabz ve bast arasında değişir durur (İmâm-ı Rabbânî)
Kabz ve bast, erbâb-ı kulûbda (tasavvuf yolunun başlangıcında bulunan evliyâda) hâsıl olur ki, onlar başlangıç ehlidir Müntehî (yolun nihâyetine varanlar) için kabz ve bast yoktur (Ahmed Fârûkî)
Bahâeddîn-i Nakşibend kuddise sirruh, kabz hâlinde istiğfârı yâni bağışlanmayı istemeyi, bast hâlinde de şükretmeyi emretmiştir (Mevlânâ Safî)

KADDESALLÂHÜ TEÂLÂ ESRÂREHÜMÜL'AZÎZ:
Daha çok tasavvuf büyüklerinin, evliyâ zâtların isimleri anılınca ve yazılınca söylenen veya yazılan Allahü teâlâ onların kıymetli sırlarını temiz, mübârek eylesin mânâsına duâ ve saygı ifâdesi Bir kişi için Kaddesallahü sırrehü; iki kişi için Kadde sallahü sırrehümâ denir
Kıyâmette yâni öldükten sonra diriltilip, dünyâda yapılan işlerin hesâbının verileceği gün; önce Peygamberler aleyhimüssallevâtü vetteslîmât, sonra sâlih kullar, Allahü teâlânın sevdiği ve kendilerinden râzı olduğu evliyâ-yı kirâm kaddesallahü teâlâ esrârehümül'azîz Allahü teâlanın izni ile günahı çok olan mü'minlere şefâat edecek, onları azâbdan kurtaracaktır (İmâm-ı Rabbânî)
Allahü teâlâ meleklere, cinlere çeşitli şekil alabilmek kuvveti verdiği için, çok sevdiği evliyânın kaddesallahü esrârehümül'azîz rûhlarına da bu kuvveti vermektedir Onlardan birçoğu bir anda çeşitli yerlerde değişik işler yaparken görülmüşler, sıkı ntı ve tehlikeli durumlarla karşılaşanlar yardım istediklerinde, Allahü teâlânın izni ile onlara yetişmişlerdir Bu evliyânın kaddesallahü teâlâ esrârehümülazîz yaptıkları yardımdan bâzan haberi olmakta, bâzan da olmamaktadır (İmâm-ı Rabbânî)
Evliyâ-yı kirâm herkes gibi dört hak mezheb (Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî)den birine tâbi olarak, uyarak yükselmişlerdir Cüneyd-i Bağdâdî, Süfyân-ı Sevrî, Abdülkâdir-i Geylânî, Hanbelî idi Ebû Bekr-i Şiblî, Mâlikî idi Cerîrî, Hanefî idi Hâris-i Muhâsibî, Şâfiî idi kaddesallahü teâlâ esrârehüm (Abdülhak-ı Dehlevî)

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla