Yalnız Mesajı Göster

Cevap : =>İslami Sözlük

Eski 01-03-2008   #100
gülgüzeli
Varsayılan

Cevap : =>İslami Sözlük




KÂNÛN-I İLÂHÎ:
1 Allahü teâlânın kullarının dünyâ ve âhirette huzûr ve seâdete (mutluluğa) kavuşmaları için Peygamberleri (aleyhimüsselâm) vâsıtasıyla insanlara bildirdiği emirleri ve yasakları, İslâmiyet
2 Allahü teâlânın kâinâtta (varlık âleminde) koyduğu nizâm, düzen
Yalnız duâ etmekle kendimizi aldatmayalım! Allahü teâlânın kânûn-ı ilâhiyyesine uymadan, sebeblere yapışmadan, çalışmadan duâ etmek mûcize istemek demektir Müslümanlıkta hem çalışılır, hem de duâ edilir Önce sebebe yapışmak, sonra duâ etmek lâzımdı r (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)

KAPLAMA MESH:
Abdestte başın her tarafının mesh edilmesi (Bkz Mesh)
Kaplama mesh şöyle yapılır: İki el ıslatılıp, üç bitişik ince parmak birbirine yapıştırılır İç tarafları başın önünde saçların üzerine konur Baş ve şehâdet parmakları hâriç üç parmak, başın arka tarafına doğru çekilir Başın arkasında üç parmak kal dırılır ve avuç içleri saça değdirilerek öne doğru çekilir Şehâdet parmağıyla kulak içi ve baş parmakla kulak arkası, elin dış yüzüyle de ense meshedilir (İbn-i Âbidîn)

KÂR HADDİ:
Bir malı satarken, alış fiyatına veya mâliyeti üzerine eklenen fazlalığa, kâra konulan sınır
Enes bin Mâlik radıyallahü anh buyurdu ki: "Medîne-i münevverede pahalılık oldu Yâ Resûlallah! Fiyatlar yükseliyor Bize kâr haddi koyunuz denildi Resûlullah efendimiz; "Fiyatları koyan Allahü teâlâdır Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız O'dur Ben, Allahü teâlâdan bereket isterim" buyurdu (Hadîs-i şerîf-Kitâb-ül-Harâc)
Kâr haddi koymayınız! Fiyat koyan, Allahü teâlâdır (Hadîs-i şerîf-Dürr-ül-Muhtâr)
Herkes malını, dilediği fiyatla satabilir İslâmiyet'te kâr haddi diye bir şey yoktur (İbn-i Âbidîn)
Esnâfın hepsi fiyatları, fâhiş olarak yâni mal oluş fiyâtlarının iki misline çıkarması, millete zarar ve zulüm hâline geldiği zaman; hükûmetin, tüccârlara danışarak, uygun bir kâr haddi koyması câiz olur Hükümetin koyduğu bu fiyata uymak vâcibdir (İbn-i Âbidîn)

KARÂBET:
Soy, süt ve evlilik yoluyla yakınlık, akrabâlık (Bkz Akrabâ)

KARÂMİTA:
Milâdî dokuzuncu asırda Hamdan Karmat tarafından kurulan bozuk fırka İsmâiliyye ve Bâtıniyye de denir
Kûfe'de tüccârlık yapan Hamdan Karmat, Kûfe yakınındaki Dâr-ül-hicre adını verdiği yere bir konak yaptırıp, burayı müstahkem (sağlam) bir sığınak hâline getirdi Câhilleri etrafına toplayıp Abbâsî halîfesine karşı isyâna teşvik etti ve bugünkü komüni zmde bulunan mülkiyette ortaklık fikrini savundu Karamita veya Karmatîlik adı verilen bozuk yolunu kurdu İslâm dîninin emir ve yasaklarının bir çoğunun yersiz ve geçersiz olduğunu söyledi (Abdülkâhir Bağdâdî)
Mecûsîler yâni ateşe tapanlar, İslâm dîninin yayılmasını önleyebilmek için, reisleri Hamdan Karmat 890 (H 227)da Karmatî isyânını başlattı Karamita devletini kurdu Karmatîler, Ehl-i sünnet müslümanlara zulm edip şehîd ettiler İslâm beldelerini ha râb edip hac yollarını kestiler Mekke-i mükerremeyi işgâl ettiler Hacer-ül-esved'i Kâbe'den çıkarıp Basra'ya getirdiler Cennet, dünyâ lezzetleri; Cehennem de, dînin emirlerini yapıp yasaklarından kaçınmaktır, dediler Haramlara, güzel san'at ismini verdiler İslâm dîninin kötü huy, fuhş (çirkin işler) dediği ahlâksızlıklara moral eğitimi diyerek gençleri sefâhete (bozuk işlere) sürüklediler Devletleri İslâmiyet'e çok zarar verdi 938 (H 372)'de Allahü teâlânın gadabına yakalanıp mahvoldular (Şehristânî)
Mazdek tarafından ortaya atılan komünist fikirleri temel alan Karamitaya göre, bütün fertlerin mallarının birleştirilmesi farzdır Nikâh (evlenme) müessesesini de kabûl etmeyen Karmatîler, kadınlarda da ortaklığı kabûl ediyorlardı Kıble olarak Mekke -i mükerremeyi değil, Kudüs'ü kabûl eden Karamita fırkası, şarap ve benzeri içkileri helâl sayarlar (Abdülazîz Dehlevî)

KÂRÎ:
Kur'ân-ı kerîmi ezberleyen ve okuyan
Nice kâriler vardır ki, Kur'ân-ı kerîm onlara lânet eder (Hadîs-i şerîf-Keşf-ül-Hafâ)
Zamânımızda, Kur'ân-ı kerîm okurken tegannî yapan kârilerin nâmelerini işiterek; "Ne güzel okudu!" diyen kimsenin îmânı gider (İmâm-ı Mâtürîdî)

KÂRİA SÛRESİ:
Kur'ân-ı kerîmin yüz birinci sûresi
Kâria sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi) On bir âyet-i kerîmedir Kâria'dan yâni kıyâmet gününden haber verdiği için, Sûret-ül-Kâria denilmiştir Sûrede; Kıyâmetin kopması sırasında meydana gelecek olaylardan ve insanın âkibetinden bahs edilmektedir (Muhammed bin Hamza, İbn-i Abbas)
Allahü teâlâ Kâria sûresinde meâlen buyurdu ki:
(Kıyâmet günü) Kimin tartılan (iyi) ameli ağır gelirse, işte o, hoşnûd edici bir yaşayış içinde olur (Âyet: 6-7)
Kim Kâria sûresini okursa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onun mîzânını (sevâb terâzisini) ağır getirir (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla