gülgüzeli
|
Cevap : =>İslami Sözlük
Kırâet-i Seb'a:
Yedi kırâet imâmının okuyuş şekilleri
Yedi kırâet imâmının yâni İmâm-ı Nâfi', Abdullah bin Kesîr, Ebû Amr, İbn-i Âmir, Âsım, Hamza, İmâm-ı Kisâî'nin okuyuşları kırâet-i seb'a adıyla meşhur oldu Kırâet âlimleri bu yedi imâmdan başka, üç imâm daha bildirdiler Bunlar: İmâm-ı Ebû Ca'fer, İ mâm-ı Ya'kûb, Halef-ül-Âşir'dir Kırâet âlimleri, bu on kırâet imâmının kırâetleri ile Kur'ân-ı kerîm okumayı uygun görmüşler, bunlardan başkasının kırâetine izin vermemişlerdir Böylece, on imâmın, Kur'ân-ı kerîmi okuyuş şekilleri kırâet-i aşere adı ile şöhret buldu (Taşköprüzâde)
Kırâet-i Şâzze:
Arabî gramer şartlarına uyan ve mânâyı değiştirmeyen, fakat bâzı kelimeleri hazret-i Osman'ın çoğalttığı nüshaya benzemeyen Kur'ân-ı kerîm kırâeti (okunuş şekli)
Kırâet-i şâzzeyi namazda da başka yerde de okumak câiz değildir, günâhtır Kırâet-i şâzzeyi Eshâb-ı kirâmdan (r anhüm) birkaçı okumuş fakat sözbirliği olmamıştır (Muhammed Rebhâmî)
KIRÂN HAC:
Hac ile ömreyi birlikte yapmağa niyet etmek (Bkz Hac)
Kırân Hacc'a niyet eden kimse, önce ömre için tavâf (Kâbe-i şerîf etrâfında dönme) ve sa'y (Safâ ile Merve arasında gidip gelme) edip, sonra ihrâmı çıkarmadan ve traş olmadan hac günleri için tekrar tavaf ve sa'y yapar (M Mevkûfâtî)
Kırân haccı ve temettü' haccı yapanların şükür kurbanı kesmeleri vâcibdir (Tahtâvî)
KIRÂT:
Değerli metallerin ölçülmesinde kullanılan ağırlık birimi
Eshâb-ı kirâmın zamânında, eski Arab meskûkâtı (basılmış paraları) kullanıldığı gibi, basılmamış altın ve gümüş parçalar da, tartılarak kullanılırdı O zaman ağırlıkları başka başka üç çeşit dirhem vardı Hazret-i Ömer bu üç dirhemin toplam ağırlığın ın üçte biri ağırlığında ortalama bir dirhem kabûl etti Kırâtın ağırlığını da değiştirip, dirhemin ağırlığının on dörtte birine bir kırât dedi Yirmi kırâta bir miskâl dedi Hazret-i Osman, bu hesâb üzerine altın ve gümüş para bastırdı (Eyyûb Sabri Paşa)
"Bir miskâl 20 kırâttır" deyince, şer'î miskâl (4 8 gr'lık ağırlık) anlaşılır Bu miskâlin kaç gram olduğunu anlamak için, 20'yi bir şer'î kırâtın ağırlığı olan 0,24 ile çarpmak gerekir (Âsım Efendi)
Kırât-ı Şer'î:
Peygamber efendimiz zamânında kullanılan ve hadîs-i şerîflerde ismi geçen bir ağırlık birimi
Hanefî mezhebinde, bir miskâl, yirmi kırâttır Bir kırât-ı şer'î, kabuksuz, uçları kesilmiş, kuru beş arpadır Böyle beş arpa, 0,24 gr gelmektedir Böylece, bir şer'î miskâl, yüz arpa, o da dört gram ve seksen santigram (4 80 gr ) ağırlığında olmakt adır (İbn-i Âbidîn)
Kırât-ı Urfî (Kırât-ı Örfî):
Kullanılması âdet olan ve hükûmetin kabûl ettiği miskâl ve dirhemden küçük bir ağırlık birimi
Osmanlı Devleti'nde son kabûl edilen örfî miskâl 24 kırât ve bir kırât da 20 santigram idi Buna göre, örfî miskâl 4 80 gram olmaktadır Şer'î miskâl ile örfî miskâl aynı ağırlıktadır (M Sıddîk Gümüş)
KISÂS:
İşlenen suçun, yapılan kötülüğün aynısını suçluya tatbîk ederek cezâlandırma, öldüreni öldürme, yaralıyanı yaralama, bir uzvu kesenin uzvunu kesme cezâsı
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:
Ey îmân edenler! Kasten öldürülenler için size kısas yapmak farz kılındı Hür ile hür, köle ile köle, kadın ile kadın kısas olunur Öldürülmüş olanın kardeşinden (yâni vârislerinden, velîsinden), kâtilin lehine olarak bir şey bağışlanır da kısas düşürülürse; ölenin velîsi hakkından ziyâde olmayarak, örfe göre (tâyin edilmiş) diyet (para cezâsı) almalıdır Kâtil de, ölenin velîsine îcâb eden (gereken) diyeti güzel bir şekilde ödemelidir İşte böyle affederek diyet almak, Rabbiniz tarafından size bir hafiflik (kolaylık) ve merhâmettir Kim bu bağışlama ve diyet alıştan sonra, kâtil ile veya kâtilin akrabâsı ile düşmanlık yaparak tecâvüzde bulunursa (kan dâvâsı güderse), onun için âhirette çok acıklı bir azâb vardır Ey akıl sâhipleri! Bu kısasta sizin için bir hayât vardır Ümit edilir ki, siz (haksız yere adam öldürmekten) sakınırsınız (Bekara sûresi: 178, 179)
Kısas cezâsının uygulanabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:
1) Suçlu âkil (akıllı) ve bâliğ (ergenlik çağına gelmiş) olmalı 2) Suçun hata veya zor sonucu değil, amden (kasten, bilerek) işlenmesi 3) Öldürülen kişinin mîrâsçılarının kısas istemeleri ve kısas yerine getirilirken, ölen kişinin mîrâsçılarının ha zır bulunması
Öldürülen kişinin kısas isteme hakkına sâhib olan mîrâsçılarından yâni velîlerinden biri, kâtili affederse veya velî ile kâtil, belli bir mal, para ile uyuşurlarsa yâhut yaralanan kişi suçluyu affederse kısas yapılmaz; kısas diyete çevrilir Yâni uyu şmak için bildirilen mal veya para alınır (Molla Hüsrev)
KISKANÇ:
Allahü teâlânın başkasına ihsân ettiği nîmetin ondan alınmasını, onun elinden çıkmasını ve yalnız kendinde olmasını isteyen kimse (Bkz Hased)
Kıskanç insan, ömrü boyunca rahatsızdır Böyle insanlar, kendinden aşağıdakilere bakmaz, hep kendisinden yüksek ve varlıklı olanlara bakar ve onları kıskanır (Muhammed Akkermânî)
__________________
|