gülgüzeli
|
Cevap : =>İslami Sözlük
KİTÂBET:
Kâtiblik, yazıcılık, yazı yazma ilmi
1 Güzel yazı ve güzel ifâde için lâzım olan yazı yazma usûl ve kâideleri
Din bilgileri, dünyâda ve âhirette huzûru, saâdeti kazandıran bilgilerdir Bunlar da iki kısma ayrılır: Ulûm-i âliyye (yüksek din bilgileri) ve ulûm-i ibtidâiyye (âlet ilimleri) Yüksek din bilgileri sekizdir Bu sekiz yüksek din bilgisini öğrenebilm ek için lâzım olan âlet ilimleri on ikidir Bunlar; sarf, iştikâk, nahv, kitâbet, iştikâk-ı kebîr, lügat, metn-i lügat, beyân, me'ânî, bedî, belâgât ve inşâ ilimleridir Din âlimi olmak için sekiz yüksek din bilgisini bütün incelikleri ile fen bilgilerini de lüzûmu kadar öğrenmek lâzımdır (Abdülgânî Nablüsî)
2 Kölenin belirli bir ücreti ödemek veya bildirilen şartları yerine getirmek karşılığında âzâd edileceğine (serbest bırakılacağına) dâir sâhibi ile yaptığı akid, sözleşme (Bkz Mükâteb)
KİTABLI KÂFİRLER:
İncîl ve Tevrât'tan birine inanan kâfirler Hıristiyanlar ve Yahûdîler (Bkz Ehl-i Kitab)
Müslüman erkeğin kitablı kâfir kadını nikâh etmesi câizdir Başka kâfir kadınla ve mürted olmuş, dinden çıkmış kadınla evlenmesi câiz değildir (İbn-i Âbidîn)
KİTABSIZ KÂFİRLER:
Ehl-i kitâbın dışındaki kâfirler, dinsizler
Müslümanlar, âhirete inanıyor Kitabsız kâfirler inkâr ediyor Tekrar dirilmek olmasaydı, inanmayanlar bir şey kazanmaz, müslümanlar da zarar etmezdi Fakat kâfirlerin dediği olmayınca, sonsuz azâb çekeceklerdir (Hazret-i Ali)
Kitabsız kâfirlerin kestikleri yenmez, kızları alınmaz ve kız verilmez (Muhammed Hâdimî)
Her müslüman iyi bilsin ki, bütün san'atlar, farz-ı kifâyedir Bunu düşünerek, bir san'ata yapışmak, ibâdet etmek olur İster kitablı kâfirler keşf etsin, bulsun, ister kitabsız kâfirler, her san'atı öğrenmek ve hele harb vâsıtalarını en modern, en i leri şekilde yapmağa çalışmak farzdır (İmâm-ı Gazâlî)
KOMŞU:
Bitişik evlerde veya yakın çevrede oturan kimse veya kimseler
Ev satın almadan evvel, komşuların nasıl olduklarını araştırınız! Yola çıkmadan evvel, yol arkadaşınızı seçiniz! (Hadîs-i şerîf-Şir'at-ül-İslâm)
Komşuya hürmet etmek ana-babaya hürmet etmek gibi lâzımdır (Hadîs-i şerîf-Şir'at-ül-İslâm)
Zımmî (gayr-i müslim vatandaş) komşunun bir hakkı, müslüman komşunun iki hakkı, akrabâ olan komşunun üç hakkı vardır (Hadîs-i şerîf-Şir'at-ül-İslâm)
Allahü teâlâ, bir sâlih müslüman hürmetine, komşularından binlerce belâyı, felâketi uzaklaştırır (Hadîs-i şerîf-Şir'at-ül-İslâm)
Komşusunun aç yattığını bildiği hâlde, kendisi tok yatan, kâmil (îmânı olgun, tam) bir mü'min değildir (Hadîs-i şerîf-Nisâb-ül-Ahbâr)
Hukûk-i ibâd, kul hakkını gözetmektir Kul hakkının en önemlisi, ana-baba hakkıdır Tatlı dil ile, güler yüzle, yardımlarına koşmakla, onların gönüllerini kazanmaya çalışmalıdır Sonra komşu hakkı, hoca hakkı, karı-koca hakkı, arkadaş hakkı, sonra hü kûmetin hakkı gelir (Abdülhakîm bin Mustafâ)
Dünyâda en kıymetli şey; müslüman, sâlih, Allahü teâlânın ve mahlûkların haklarını bilen ve gözeten komşudur Herhangi bir kimseye yapılması haram olan bir fenalık, komşuya yapılırsa, günâhı katkat daha fazla olur Herhangi bir kimseye yapılması sevâ b olan bir iyilik, komşuya yapılırsa, sevâbı katkat daha fazla olur (Seyyid Alizâde)
Kâfir olan komşuyu da incitmemek, ona da iyilik yapmak, ihsân etmek lâzımdır (İbn-i Hacer-i Mekkî)
KONAK:
Tasavvufta ilerlerken her iki derece arası
Allahü teâlâya yakın olmak, ulaşmak husûsunda tasavvuf büyükleri; "İnsanı kavuşturan konaklar sonsuzdur, bitmez tükenmez" demişlerdir (İmâm-ı Rabbânî)
KÖLE:
Allah yolunda harb ederken, kâfirlerden alınan esir
Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Allah'a ibâdet edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın Bir de ana-babaya iyilik edin Akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya ve ellerinizdeki kölelere de iyilik edin Çünkü Allah büyüklenen ve övünen kimseyi sevmez (Nisâ sûresi: 36)
Şu iki güçsüz, yâni köle ve kadın hakkında Allah'tan korkunuz (Hadîs-i şerîf-Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Kim kölesinin yüzüne bir tokat atsa, veyâhut onu döğse, onun keffâreti (cezâsı) köleyi âzâd etmesidir (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Tirmizî)
İslâmiyet, bütün kölelere ve hizmetçilere iyi muâmele edilmesini, onlara şefkat ve merhametle davranılmasını emretmiştir (Van Denberg)
KÖTÜ ARKADAŞ:
İnsanın dînini, îmânını, edebini, hayâsını ahlâkını bozan, dünyâ ve âhiret seâdetini kaybettiren arkadaş
İşin temeli iyi insanlarla konuşmak, kötü arkadaştan sakınmaktır (İmâm-ı Rabbânî)
Îmânın düşmanı dörttür: Sağda kötü arkadaş, solda nefsin hevâsı (arzu ve istekleri), önde dünyâya düşkün olmak ve arkada şeytan Bunların hepsi insanın îmânını almak isterler Kötü arkadaş, yalnız insanın malını, parasını çalmak, dünyâsını almak için aldatanlar değildir Arkadaşların en kötüsü, en zararlısı, insanın dînini, îmânını, edebini, hayâsını, ahlâkını bozmağa uğraşanlar, böylece dünyâ ve âhiretine, ebedî seâdetine saldıranlardır Îmânımızı, bu düşmanların şerrinden ve İslâm düşmanlarının aldatmalarından Allahü teâlâ emîn eyleye (Muhammed İznikî)
Bir kalb, iyi arkadaşların nasîhatlarına ve akla tâbi' olup, İslâmiyet'e uyarsa, nûrlanır, temiz olur Dünyâ ve âhirette seâdete, huzûra kavuşur Kötü kimselerin iğfâl edici, aldatıcı sözlerine, yazılarına ve nefse, şeytana uyup, İslâmiyet'e uymayan kalb kararır, bozulur Nurlu, temiz kalb, İslâmiyet'e uymayı sever Kararmış kalb, kötü arkadaşa, nefse, şeytâna uymayı sever Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için, dünyânın her yerinde yeni doğan çocukların kalblerini temiz olarak yaratmaktadır Bunları, sonraları anaları, babaları ve kötü arkadaşları karartmakta, kendileri gibi yapmaktadır (Abdülhakîm bin Mustafâ)
Kötü arkadaş kötü yılandan daha kötüdür Zîrâ kötü yılan can alır Kötü arkadaş ise can ve îmân alır (Ali Râmitenî)
KÖTÜ DİN ADAMI:
İlmini dünyâ kazancına, mala, mevkîye kavuşmaya vâsıta eden, ilmi ile amel etmeyen, insanları ibâdete ve âhirete yönelmeye teşvik etmeyen din adamı
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, Kâbe'yi tavâf ediyorken; "Hangi insan daha kötüdür?" diye soruldu; "Kötü olanı sorma, iyi olanı sor! Âlimlerin kötüsü insanların en kötüsüdür" buyurdu Çünkü âlimler bilerek günâh işlemektedir Îsâ aleyhisselâm ; "Kötü din adamları, su yolunu kapayan kaya gibidir Su kayadan sızıp geçemez Akmasına da mâni olur" dedi Hadîs-i şerîfte; "Kıyâmet günü azâbların en şiddetlisi, ilmi kendisine faydalı olmayan din adamınadır" buyruldu (Muhammed Hâdimî)
Kalbe gelen hâtıranın (düşüncenin) cinsini anlamak için, İsâmiyet'e uygun olup olmadığına bakılır Böyle anlaşılamazsa, sâlih (iyi, dindar) olan bir âlime sorulur Sâlih olmayan, dîni dünyâ kazançlarına âlet eden kötü din adamına sorulmaz Yâhut, Res ûlullah sallallahü aleyhi ve selleme kadar üstadlarının hepsi bilinen hakîkî bir rehbere, yetişmiş ve başkalarını yetiştirmeye ehil bir İslâm âlimine sorulur (Muhammed Hâdimî)
İnsanların saâdeti, âlimlerin elinde olduğu gibi, insanları felâkete, Cehennem'e sürükleyenler de, din adamı şeklinde görünen, din düşmanlarıdır Din adamlarının iyisi, insanların en iyisidir Dîni dünyâ isteklerine âlet eden, herkesin îmânını bozan, din adamı da, dünyânın en kötüsüdür İnsanların saâdeti ve felâketi, doğru yola gelmesi ve yoldan çıkmaları din adamlarının elindedir Büyüklerden biri, şeytanı boş oturuyor görüp, sebebini sormuş, Şeytan demiş ki: "Bu zamânın kötü din adamları, bizim işimizi görüyor İnsanları yoldan çıkarmak için bize iş bırakmıyorlar " (İmâm-ı Rabbânî)
__________________
|